Evden çıkar çıkmaz ceketi sırtıma geçirdim ve koşar adım markete yürüdüm. O şerefsizi orda kıstırmak şuan en çok istediğim şeydi.
Ağrıyan başıma değen soğuk hava zonklamasına sebep oluyordu. Vücudum ateş kadar sıcaktı ve ellerim titriyordu. O adamı öldürecektim.
Nefes nefese kalmıştım ve koşmamı yavaşlatıp demirlerle kilitlenmiş markete baktım.
Ellerimle başımı sıkıp eğildim ve koca bir çığlık attım. Sinirden kudurmak üzereydim. Gözüm hiçbir şeyi görmüyordu ve o adinin burda olmaması canımı daha çok sıkmıştı.
Gözüme ilk çarpan taşı kaptığım gibi markete fırlattım. Kalın demirlerin arasındaki boşluklara isabet ettiğinde camın sesi kulaklarımı doldurmuştu.
Marketin önünde duran reklam baskılı otomobile yaklaşıp tekrar elimdeki taşla camına vurdum. Her seferinde gözümün önüne Taehyung'un boynu, solgun teni, masum titreyen bedeni geliyordu.
Gözlerimde ve burnumda ince, yakan bir sızı hissettim. Yavaşça dizlerimi kırıp yere oturduğumda tuttuğum nefesimi boğazımdaki yumru yüzünden zar zor vermiştim. Gözlerimi sıkıp yaşların akmasına izin verdim.
Onu koruyamamıştım ve kendimi tam bir bok gibi hissediyordum. Aklım nerdeydi ki? O zaten saf ve savunmasız biriydi. Yanında olmam gerekirdi.
Ellerimle yüzümü ovuşturup yutkundum. Gözlerimi silip ayağa kalktım. Tek istediğim onu kollarımın arasına almaktı. Yarın yarım kalan işimi halledecektim.
Çok tatlı yorumlar bırakıyorsunuz. Sizi seviyorum❤

ŞİMDİ OKUDUĞUN
whats wrong | vkook
Short Story"Taehyung bekleyemem, ufak olmayan bir sorunumuz var." | 181216