Çakma Fadime Teyze'nin Onayıyla Bir Kulübe Giriyorum

380 31 3
                                    

"Ne yani, bunu senin için yaptığını falan mı düşündün? Ve ona ne yaptım dedin? Teşekkür mü ettin?" dedi Ash ağzı şaşkınlık ve dehşetle beş karış açılmış bir şekilde.

Onun bu kadar dehşete düşmesi benim de panik olmama sebep olmuştu, ama sakinliğimi korumaya çalışarak ifadesiz bir yüzle bir patatesi daha ağzıma atmayı başarmıştım. Gerçi onun tepkisi yüzünden çok gerilmiştim ve boğazımdan geçecek gibi değildi ama, neyse.

Öğlen yemeğindeydik, diğer dersler biyoloji dersine kıyasla olaysız geçmişti, ondan sonraki derslerde Bay Platin'i görmemiştim.

Gerçi Ashley'nin onun hakkında söyleyeceklerine bakılırsa içime onun adını Platin Saçlı İblis olarak değiştirmem gerekeceğine dair bir his doğmuştu.

'Ben her zaman haklıyımdır zaten.'

"Şey, evet, o da bana gülümsedi."

"Dur tahmin edeyim; yüzünde sanki tüm insan ırkını yok edecek kadar güçlü bir silah yapmış deli bir bilim adamının psikopatça gülümsemesi vardı." dedi bilmiş bir ifadeyle.  İnsanlara çok çabuk ısınmazdım, onunla çılgınca şeyler yapacak ve arkamı kollayıp benim onun için yapacağım fedakarlıkları benim için yapacağına gözüm kapalı inanmam gerekirdi, ki tahmin edersiniz ki bu yüzden aramızda okyanuslar olsa dahi bağlarımı koparmayacağım pek fazla arkadaşım yoktu.

'"Pek fazla" mı? Hah, ne yalan söyleyeyim, bir pazartesi gününde güleceğim hiç aklıma gelmezdi.'

Ben söylemesem de sen zaten söyleyeceksin anlaşılan, senden duymalarındansa benden duymalarını tercih ederim. Üzerine alın lütfen.

'Alınmadım.'

Pekala...Doğruyu söylemek gerekirse, bir kişi.

Fakat sevgili dostum Ash'e şimdiden ısınmaya başlamıştım, ve beni okumayı -ki bunun pek zor olduğunu sanmıyordum- tanışalı 24 saat bile geçmemesine rağmen başarabiliyordu. Aptalca şakalar yapıp sapıkça imalarda bulunup rahatça alay edecek kadar yakınlaşacak kıvama gelip gelemeyeceğimizi merak ediyordum.

Öyle her insanın yanında kendiniz olamazsınız, önce onun da sizin kadar kafadan çatlak veya size katlanabilecek kadar sabırlı olup olmadığını öğrenmeniz lazım. Her arkadaş grubunda her şeye gülüp söylenebilecek en aptalca şeyleri söyleyen biri vardır zaten.

Eh, 15 yıl aradaki bu çatlak yumurtanın ben olduğumu anlamak için yeterli bir süre olmuştu.

"Bu kötü bir şey mi?" dedim emin olamayarak. Kötü göründüğünü biliyordum, ama ben de genelde gülümsediğimde insanlar aynı fikre kapıldığından bunun önyargılı yaklaşım yapmak için yeterli bir sebep olduğundan kuşkuluydum.

"Tabii ki! Moore tam bir iblistir! Ve şeytan! Hatta Azrail ve şeytanın iblis-şeytan melezi yarı-zamanlı  yardımcısı! O bir şey yapıyorsa ardında mutlaka şeytani bir sebep vardır ve büyük şeytani bir planın parçasıdır! " derken çatalını havaya kaldırmış, yemekhanenin tam ortasında tahtına kurulmuş amigo kızlar, futbol ve basketbol takımları oyuncularına doğru bir bakış atıyodu. Arada parlayan platin rengi saçları seçebiliyordum.

"Neden yarı-zamanlı?" dedim tek kaşımı kaldırarak.

Ash gözlerini kıstı ve o da tek kaşını kaldırarak garip bir surat ifadesi yaptı.

"Bu cümlede takıldığın şey bu olmamalıydı."

"Ama bu."

"Çünkü zamanının geri kalan yarısını kendisi gibi popüler pisliklerle gezerek harcıyor."

Bol Kafeinli ve Yakışıklı LütfenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin