-10-

703 89 28
                                    

*********
Okurken yorum yapmayı unutmayın ♡
**********
Luhan elindeki bardağı dudaklarına götürdü. Gözleri normalin aksine sarhoş bakıyordu ve o gece bir hayli sıkkındı.

"Onu seviyor musun?"
Chanyeol'u duydu. Uzun çocuk, geldiklerinden beri Baek isimli giseang ile gülüşüyordu ve ne yalan söyleyebilirdi ki ikili onu da neşelendirmeye çalışmıştı.

"Bilmiyorum, Chanyeol. Ben... Ona bakınca, çok farklı... Sana bakıyorum, yok. Ona bakıyorum, var. Garip..."
Gülümsedi, sarhoş değildi fakat olmaya yakındı.
Uzun çocuk masadan üzüm alıp yanındaki adamın ağzına attıktan sonra mırıldandı.

"Peki ya o seni seviyor mu?"
Luhan, tepesinde topuz yaptığı saçını kaşımaya çalıştı. Suratında şaşkın bir ifade varken mırıldandı.

"Beni yüz defa öpmeye çalıştı. Güzelmişim, peh..."

Chanyeol göz devirdi. Baekhyun ile bir an evvel yukarı çıkmayı amaçlasa da arkadaşı için endişeleniyordu.

"Ona güvenmiyorum." mırıldandı. Baek'in elleri vücudunda dolaşmaya başlamıştı.
"Neden?"
İçkiden hıçkıran arkadaşına baktı.
Yani o Prensti, Prens ile birlikte olmak oldukça tehlikeliydi.

"Onun gerçekte kim olduğunu biliyor musun?"
Bilmiyorsa bile birinin bunu ona hatırlatması gerekiyordu.
Luhan, masadan ağzına üzüm atıp konuştu.

"Evet, söyledi bana."
Ne? Prens ona kim olduğunu söylemiş miydi?
Chanyeol gözlerini irice açarak sordu, masada öne eğilmişti.
"Prens Oh Seh..."
"Evet, evet."
Ama ikisi de başka bir şeyden bahsediyordu. Yeol, Prens'in kendisinden bahsederken Luhan Prens'in adamı Choi Wan'dan bahsediyordu. Ama ikisi de aynı kişiydi.

Luhan, ağzına bir kaç lokma yemek daha attıktan sonra gözlerini bayarak içkisinden içti ve garip bir 'ah' sesi çıkararak boş bardağını hızla masaya vurdu.

"Chanyeol-ah..." Byun Baekhyun ellerini Yeol'ün karın bölgesinde dolaştırırken inatla ince çıkardığı sesiyle mırıldandı. Dev, sevgilisine bakmıştı.

"Chanyeol-ah... Yukarı çıkalım."
Bu Park Chanyeol'ün asla reddedemeyeceği bir teklifti.

Tek gözünü kapayıp boş bardağının içine bakan Luhan'a, baktı.

"Han."
Arkadaşı ona döndü. Kapadığı tek gözünü de açmıştı.
"Biz yukarı çıkacağız."
Luhan, olur anlamında başını salladı. Baekhyun cıvıldak sesiyle mırıldanmıştı.

"Senin için de bir oda hazırlatmamı ister misin? Geceyi yalnız geçirmeyeceğin birini de yollarım."

Luhan... Luhan düşündü. Bunu çok isterdi, genç adama uzun zamandır erkek eli değmemişti fakat onun istediği herhangi bir erkek değil, o erkekti...

Dudak büzüp başını hayır manasında salladı. Chanyeol ve Baekhyun'un kalktığını ve gitmek üzere olduklarını gördü.

Kendi kendine 'ah' demeye devam etti. Biraz içse bir şey olmazdı değil mi?
Gece ilerledi. Etrafta oturan askerler, asilzadeler giseangleri ile masalardan kalktılar. Yerine yenileri geldi.

Luhan, masadan yedi, soju içti. Batıdan gelen üzüm ve bal şaraplarının tadına baktı. Mekan boşalmış sayılırdı. Çin de kaldığı zamanlardan beri ilk defa sarhoş oluyordu.

Sendeleyerek masadan kalkmayı denedi. Masaya yirmi akçe koymuştu. Bu ederinden fazlaydı fakat o zengindi değil mi? İmparator'un varisi Xiaohan...
Muhteşem ve zalim Xiaohan. Rakiplerini kendine aşık eden Prens...

Kafası çamurlu bir derenin suyu gibi akarken düzgün bir şekilde yürümeyi denedi. Gözünü kapayıp açtığında etrafında gördüğü kamufle olmuş insanlar şaşırmasına sebep olmuştu.

OH Kingdom-Forbidden Love ➻ HunhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin