Akşamı sabırsızlıkla bekleyen bir adet Gamze.
Nasıl itiraf edeceğini düşünen bi adet Emir.
Kadın ve adam aşıksa konu kapanır.
Ve evet Emirin dediğini yapıp hazırlanmıştım.
Rumeysa da gelip Yankıyı alıp gitmişti.
Elim ayağım birbirine girmişti.
Aşk sen insana neler yapıyorsun böyle.
Saçımı düzleştirip arkadan salık bırakmıştı.
Önlerine de şekil vermiştim.
Baya değişik gözüküyordum üzerimdeki bordo elbise ile.
Son kez aynada kendime bakıp parlatıcı mı sürmüştüm kapı çaldı.
Elimdekileri bırakıp kapıya koştum.
Daha ayakkabı gitmediğimden rahat hareket ediyordum.
Kapıyı açtığımda Emiri gördüm ve yanında korumasını Emire sarıldığımda boynuma kafasını gömüp beni katil mi edeceksin hatun dedi.
Beğenmişti işte beni çabalarıma değmişti.
Sen yanındayken buna kim cesaret edebilir Emir bey dedim alayla ondan kendimi geri çekerken.
Bel boşluğuma elini geçirip hele bir baskınlar yakarım lan ortalığı.
Emir canımı yakıyorsun.
Özür dilerim kadınım hadi üzerine bir şey al çıkalım.
Kapıyı adamın suratına kapatmıştı odundu işte.
Tamam deyip odadan çantam ve kabanımı almıştım.
Arabaya geçtiğimizde bir bana bakıyor birde yola direksiyonu sıkıyordu.
Elimi yavaşça viteste olan eline koydum.
Güven verice ona baktım onun da anlaması gerekiyordu çünkü ben ona aşık olmuştum.
Bana baktığında söze başladım.
Yapmam Emir sen istensen de yapamam haram bana şu iki kara gözden sonra olan bütün gözler.
Yasak bana senden başka adam.
Bugün gönderdiğin kutu o kadar anlamlıydı ki ben hiç bu kadar sevilmemiştim adam.
Gözümden bir damla yaş akarken kendimi dizginleyip yapamam adam anla artık sensiz yapamam.
Emir arabayı durdurmuştu gözlerini gözlerime dikip kadın o yaşlar için daha erken dedi ve göz kırptı.
Neden erkendi peki?
Tekrar arabayı çalıştırdı ve bir kaç saat yol gideceğimizi söyledi.
Başımı sallayıp onay verdim.
Nereye gidecektik söylememişti.
Bende yavaşdan kapadım gözlerimi.
Emirin beni dürtmesi ile gözlerimi açtım ve geldiğimizi anladım..
İndiğim de hava karanlıktı ve köy gibi bir yerdi.
Çok istemiştim emekli olunca bir köy evinde kalmayı bu çok güzel bir duyguydu.
Emirin işareti ile ışıklar açıldı.
Gözlerim beni yanıltmıyorsa burası papatya bahçesi gibi bir yerdi.
Doğru söylemişti ağlamak için erken dediğinde.
Papatyaları hep çok sevmiştim.
Hâlâ severim.
Emire baktığımda elimi tutmuştu.
Ben bu bahçedeki tüm papatyalara senin adını vermiştim.
Ve ne zaman gelsem buraya onlara hep senden bahsetmiştim.
Kirpik uçlarından öpeceğimi söylemiştim onlara.
Öpüp saçlarına papatyalar takacağımı.
Benden sonra saçlarına hangi adam dokunursa dokunsun ne papatyalar sokacak nede onları yerinden çıkaracak.
Seni seviyorum Gamze deyip yanağımı öpmüştü.
Ve beni alıp yanımızda olan salıncaklara götürmüştü.
Oturduğumuz da elini cebine atıp bir kutu çıkardı.
Gözlerim bir kez daha dolmuştu.
Kutuyu açıp içindeki tektaşı çıkarmıştı.
Elime takıp alnımı öpmüştü.
Emir bilgili kültürlü kendini geliştirmiş bir adamdı.
Hayatım boyunca hiç merak etmediğim bir şeydi yüzüğün neden yüzük parmağına takılması.
Bir sitede okumuştum aynen şöyle diyordu yazıda.
Evlilik yüzüğü neden yüzük parmağımızdadır?
Yani neden işaret parmağı, baş parmak, serçe parmak değil de yüzük parmak...
Evlilik yüzüğü ilk defa eski Mısır prensesi Nefertiti takmıştır.
Yüzyıllar sonra anlaşılmıştır ki direkt kalbe giden tek damar evlilik yüzüğünü taktığımız parmaktır.
Başka hiçbir parmağımızdan kalbe giden bir damar yoktur.
Yani adam seni kalbimle kabul ettim.
Sen ki beni papatyalara anlatan adamsın.
Bir papatya ne kadar uzağı görebilirse
O kadar yakın kalplerimiz.Gerçekten güzel bir bölüm geldi okunmaya değer.
Sessizlik Tanrıçası ile ilgileneceğim için bu kitabıma uzun bir ara vericem...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Bebeğimiz
RomancePapatyaları hep çok sevmiştim. Hâlâ severim. Emire baktığımda elimi tutmuştu. Ben bu bahçedeki tüm papatyalara senin adını vermiştim. Ve ne zaman gelsem buraya onlara hep senden bahsetmiştim. Kirpik uçlarından öpeceğimi söylemiştim onlara. Öpüp saçl...