Bölüm 5

70 26 4
                                    

Merhaba pek az ve değerli okurlarım. Bi daha yazmama kararı almıştım.(kendimce)Sonra bi kaç hikaye okudum buradan ve güzel yorumlar aldığını gördüm bende pes etmeyeceğim ve siz çoğalana kadar hiç beğenme gelmese bile yazcagım😘tabi beğeni yapmamazlıkta yapmayın.Ve evet 5. Bölüm geliyor😍😍

Bankta birazcık iguanamı bekledikten sonra gelmeyeceğini düşünerek kalkıp gitmeye niyetlendim. Bu arada içimdeki mink deniz "lan arasana" dedi. Bu kızı seviyorum. Hep akıllılık yapıyo. Deyip kendince övündükten sonra telefonun kildini açıp iguanamı aradım. Biraz gecikeceğini söyleyince içdeki minnak deniz çoktan küfürleri saydırmaya başlamıştı bile. Onunla okulda görüşeceğimi söyleyip telefonu kapattım.

Yavaş adımlarımla yolda yürümeye başladım. Hala bağzı şeylere anlam veremiyordum. Neden? Basit bi soru bence. Ama cevabını kendi içimde aradığımı farkedince zor olduğuna karar verdim.
Yolda saçma sapan adımlarımla yürüyoken yanımdan geçen nefret ettiğim insanların yüzüne bakmamak için yerdeki kaldırım taşlarıyla kesişiyorduk.
Biraz daha yürüdükten sonra bi ara sokağa girip zorda olsa çantamdan sigara paketini çıkardım. Paketten bi dal çıkarıp ağzıma götürürken omzunda bi el hissettim. Arkama dönmeye korkarak pörtlettiğim gözlerle etrafa baktım. Ara sokağın birinde kim olabilirdi ki. Evet tek başımaydım. İçimdeki denizin bana küfür etmeleri eşliğinde omzumun üzerinden hafifçe arkamı dönüp baktım.
"Çakmağın varmı"dedi. En uzun ve cılız olan çocuk. Tek başına olsa bi küfür çakıp oradan uzaklaşırdım. Ama 4 kişilerdi. Cevap vermeden elim cebime gitti. Sakince onlara doğru dönüp elimi çakmakla beraber çocuğa uzattım. Sigarasını yakmasını bile beklemeden tekrar arkamı dönüp yürümeye başladım. Arkadan seslendi
"Çakmak"dedi ve üzerime doğru yürümeye başladı. Arkamdan geldiğini sessiz ama duyabileceğim kadar sert basıyordu yere. Arkamı dönmeyerek hafifçe yutkundum.
"Kalsın" dedim. Kendimden emin ve bi o kadar güçlü çıkmıştı sesim.Ve hızımı arttırarak yoluma devam ettim. Kimsenin geçmediği bi sokakta çakmak peşinde koşacak değildim. Onlardan uzaklaştığımda tekrar eski halime dönüp sigaramı içmeye devam ettim.
"Siktir" dedim.
Az önce benden çakmak isteyen o dört çocuk üzerime doğru yürüyolardı. Az önce arkamdayken karşı yoldan nasıl gelebiliyolardı. Ben bunu düşünürken onlarla göz teması kurmamaya çalışıyordum. Fakat onların beni süzdüğünden emindim. İyice yaklaştıklarında kalbim ritmini hızlandırmıştı. Tam yanımdan geçerken benden çakmağı isteyen cılız çocuk üzerime doğru yürümeye başladı. Adımlarım yavaşladı birden. Geriye dönüp kaçmayı düşündüm. Ama imkansızdı arkamda uzun ve ıssız bi sokak vardı. Ama ileride işlek bi caddeye çıkıyordu sokak. Ben kaçma planları yaparken çocuk iyice dibine girerek konuştu.
"Bu bana özel bi hediyemiydi yoksa?"dediğinde öldürücü bakışları üzerimdeydi. Kendime gelerek cevap verdim. "Benimle uğraşmayı aklından bile geçirme" etrafımda bi tur attıktan sonra konuştu."ya çoktan geçirdiysem"al sana ara sokak amk. Dedi içimdeki minnak deniz. Cevap vermeden harekete geçtim ve caddeye doğru yürümeye yeltendim. Birden önüme geçip kolumu sıkıca tuttu. Canım yanıyordu ama bunu ona hissettirmemeliydim. Birden elini yüz hizama getirdi ve saçımın yüzüme düşen bi parçasını alıp geriye doğru itti. O buna odaklanmışken kolunu elinden kurtarıp. Yüzüne bi tane yumruk geçirdim. Zaten cılız olan çocuk yumruğumun etkisiyle hemen önüme yere düştü. Dışardan naif bi kız olarak gözüksemde önceden aldığın ata savunma ve teakvando teknikleri ile pekala bi erkeği devirebilecek güçteydim.

Karşıdan bizi izleyen 3lüyü gördüm. Aha sıçtık ben onları tamamen unutmuştum. Boyu benden biraz uzun yapılı ve yakışıklı çocuk üzerime doğru gelmeye başladı. Ben onunla dövüşecek kapasiteye sahip değildim. Üzerime doğru gelmeye devam ederken yerdekinin karnına bi tane tekme savurdum. Kalkma ihtimaline karşı. Üzerime oğru ilerleyen yapılı çocuk yüzündeki hafif bi gülümseme ve gözlerindeki nefretle iyice dibime yaklaştı. Gözlerimin içine odaklandı bi kaç saniye. Daha sonra yerdeki arkadaşına dönerek "kalk lan"dedi sert ve bi o kadarda gür sesiyle. Olduğum yerde irkildim. Ne yani iki erkek bi kızlamı dövüşmeyi planlıyordu. Ah tabi bide arkadaki bize bakan ve çekirdekleri eksik olan 2sini saymazsak. Yerdeki çocuk yüzndeki yeşile kaçan bi morlukla ayağa kalktı. Eliyle karnını tutuyordu. Sert ve yapılı çocuk yanındaki arkadaşına sert bi tokat attı. Ben ne olduğunu çözmeye çalışırken birden önüme yığıldı. Yapılı çocuk keskin bakışlarını bana çevirip uzun bi soluk verdi."onun kusuruna bakma "dedi. Bense sadece onun gözlerine bakmaya devam ettim. Simsiyah saçalrı ve aynı siyahlıktaki gözleri ahenk ve uyum içindeydi. Birden içimdeki Deniz kendini tutamayarak "Maşşallah daş mübarek "dedi. "Sağol"dediğinde irkildim. Bunu sesli söylemiş olamazdım dimi. Yok hayır yapmam ben öyle bişi yani yapmıyım. Yapmışmıydım yoksa. Ona tekrar döndüğümde yerdeki çocuğa baktığını gördüm. "Çakmak için."dediğinde mutluluktan havaya uçabilirdim. Tekrar göz bebeklerime baktı"bu salağın seninle uğraşacağını bilmiyordum. Çakmağı vermeye geldi sandım. Kusura bakma. Korkuttu seni biraz. Ama ben onu hallederim." sessizce onu dinledim. Cevap verme gereksinimi duymayarak yanından geçip yürümeye devam ettim.
"Deniz" dedi. Sesi biraz boğuk çıkmıştı. İfadesislzce arkamı döndüm. Yapılı çocuk elindeki çakmakla üzerime doğru yürüdü. "Bunu unutmuşsun" dedi. Elindeki çakmağı alıp yürümeye devam ettim. Ama bi dakika o Deniz mi demişti. O çocukla tanışmadığımıza emindim. Peki adımı nerden biliyordu? O an bunu düşünürken geri dönüp sormak gibi bi gerizekalılık yapamazdım. Bi kaç adım attıktan sonra elimdeki çakmağı sertçe yere fırlattım bunu gördüklerine emindim."Bu ara sokakta fazla bile kaldım" Diye düşündükten sonra yürümeye devam ettim. Biraz sonra kalabalık caddeye girmiştim. Kendimce gülümsedim. Ve aklıma ismimi nerden bilidiği sorusu geldi. Daha sonra "Herhalde okuduğum okuldaki öğrencilerden biridir"diye kendi kendime konuştum.

Caddede biraz yürüdükten sonra okulun önüne geldim. Derse geç kaldığımı düşünerek elimi cebime atıp telefonumu aradım. Yoktu. Çantamı açıp içinde olup olmadığını kontrol ettim. Galiba çocuğa yumruk atarken orda düşürdüm.diye düşündüm. Hemen geri dönüp caddeyi geçtim ve ara sokağa tekrar girdim. Yolda yürürken gözlerimle etrafı tarıyordum. Ama yoktu. Her yere bakmama rağmen bulamamıştım. Muhtemelen bi ri geçerken görüp cebe atmıştı. Artık telefonuna ulaşmam imkansızdı. Çaresizce yürüyerek caddeye girdim. Etrafımdaki vitrin camlarına kıyaffetlerden ziyade kendimi görmek için bakıyordum.

Biraz daha yürüdükten sonra okulun kapısındaydım. Kapıdan içeri doğru bi adım atmamla müdürcüğümle karşılaştım. Evet artık emindim. Bu adam beni takip ediyordu. Bunun başka bi açıklaması olamazdı yani. Okula geç kalmama rağmen nasıl karşımda olabiliyordu. Yine her zaman ki nefret saçan gözleriyle bana baktı. Sessizce oradan geçmeyi planlıyordum. Ama yok. Benim müdürcüğüm beni selamlamadan geçemezdi tabiki.
"Deniz gelmeseydin keşke biz gidiyorduk artık."dediğinde. İçimden ona fırlattığım küfürlerden tabiki de haberi yoktu. Duymamış gibi yaparak yoluma devam ettim. Tam merdivenin ilk basamağına gelmiştim ki
"Kime diyorum ben "dedi gür sesiyle. Arkamı dönüp
"Hocam geç kaldığımı siz söylediniz. Yani derse yetişmem gerek" diye ustaca birşeyler düşünüp yapıştırdım cevabı. Müdür şoklar içerisindeyken affallamasından yararlanıp hızlıca merdivenleri çıktım ve sınıfımın katında durdum. Yavaşça boynunu kütletip yorulduğumu fark ettim. Zombi yürüyüşümle sınıfın kapısını çaldım.

Ve 5. Bölümde bitti. İlk defa bu kadar uzun yazıyorum. (1028kelime😂)İnşallah okurken sıkılmazsınız. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Hatta arkadaşlarınıza da önerirseniz falan büyürüz baya.😂

TükenmişlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin