53

1.2K 44 36
                                    

phil'in dudakları, dan'in boynuna ve çenesine öpücükler konudururken, dan de phil'e daha fazla alan vermek için başını olabildiği kadar geriye atmıştı. phil narin okşamaları ile dan'le alay etmeyi, dan mızmızlanmaya ve tahriş olmaya başlayana kadar sürdürdü.

dan sızlandı. "siktir git phil, benimle oyun oynama," phil'in zar zor dan'in kulağının arkasına bastırdığı dudaklarından, dan'in huzursuzluğuna karşın nefes nefese bir kahkaha kaçtı.

onun yumuşak hareketlerinden sinirleri bozulmuş dan, öne uzandı, phil'in saçını bir avucuyla tutup kucağına çıktı, bacaklarını phil'in gövdesinin iki yanına açarak ve kalçalarını birleştirerek oturdu.

"çok sertleşme," diye kıkırdadı phil sessizce. elini dan'in belinin etrafına sardı, çocuğu kendine çekti ve eli, poposunun yumuşak kıvrımına ulaştı.

dan homurdandı, "tam bir götsün," phil'in saçlarını bıraktı ve ellerini aşağı indirerek phil'in boynunda birleştirdi.

"şimdi öyle mi oldum?" diye fısıldadı phil, dan'in kulak memesini emmek için eğilir ve yaptığında da dan'in yavaşça inlemesine sebep olurken.

"e-evet," phil'in ensesindeki kısa saçları parmaklarının arasına alırken gözleri geriye kaydı. bunun olduğunu sadece hayal edebilirdi. phil'in kucağında böyle oturduğunu, ellerinin poposunu yumuşakça avuçladığını ve dudaklarının kulağının arkasına doğru ıslak öpücükler bıraktığını. gerçek olmak için fazla iyiydi.

phil mırıldandı. "seni öpmeme izin vermediğini sanıyordum," dudaklarını çocuğun boynuna bastırdı, mükemmel teninde dişlerini gezdirdi ve dan'in sırtından o duygunun geçmesine neden oldu.

"evet, ama biz öpüşmüyoru-" dan'in sözü telefonunun tiz sesiyle kesildi. nemli elleri phil'in boynundan ayrıldı ve phil'in sıcak ağzını boynunda daha fazla hissedemeyince somuttu. kim arıyor da phil'le geçirdiği zamanı bölüyordu?

"kimsiniz?" dedi dan. phil telefonda kimin olduğunu öğrenmek için dan'e doğru eğildi ve kim olduğunu çıkardığında anlı kırıştı ve çenesini sıktı.

phil, "bianca," dedi sesindeki düşmanlığı saklamak için hiç çaba harcamayarak.

"oh," dan, aralarında mesafe bırakmak için phil'in kucağında geriye gitti. phil gözlerini ondan kaçırdı, geriye doğru yaslandı ve kafasını yatağın başına koyarken, dan tereddütle telefona cevap verdi.

"hey," dan'in sesi kısıktı. ne bianca'yla yeniden ayrılmak ne de phil'e yaptığı şeyi durdurmak istiyordu.

"bebeğim neredesin?" ses dan ve phil'in arasındaki boş alanda yankılandı. dan'in gözleri, telefonun hoparlörde olduğunu fark edince büyüdü, phil'se bakışlarını yeniden dan'e yöneltti.

dan, "be-ben," diye kekeledi. phil'in soğuk bakışları omzundan sırtına soğuk terlerin inmesine sebep oldu. kolları dan'in belinden indi ve onları kendine çekerek göğsünde kavuşturdu.

"bugün geleceğini söylediğini sanıyorum?"dediğinde dan, adeta phil'in göz devirişini duyabiliyordu.

"e-evet bebeğim, ben, aa, biraz meşgulüm, sonra konuşalım mı?" dan, telefonu hoparlörden çıkarmaya çalışırken yüzünün alev aldığını hissediyordu ama bunu yapabilmek için elleri fazlı nemliydi ve acayip gergindi.

"tamam, seni seviyorum,"

"mhm, evet, ben de se-seni seviyorum,"

fuckboy //phan (TÜRKÇE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin