fuckboy //phan (TÜRKÇE)

65

"dan?" phil'in sesi zayıf ve cesaretsizdi ve dan'in tepkisinden korkuyordu. evet, dan'e kızgındı ve bianca'yla beraber olmamalıydı ama dan'in, phil'in ne yaptığını görmesi için hiçbir neden yoktu.

dan, phil'in sesini duyunca ürktü, gözlerini olabildiğince çabuk sildi ve çocuğa bir kere bile bakmadan kapıya doğru küçük adımlar attı. hatalı olduğunu biliyordu, bianca'yla barışmasının; ama onunla gerçekten hiçbir şey yapmamışlardı ve phil'in ondan haberi vardı. phil'in bu kadar çabuk arkadaşlıklarını ya da aralarındaki şey her neyse atlatabileceğini düşünmemişti.

"dan!" diye seslendi phil, kendi kendine küfretti, dan'i takip etti ve bileğinden yakalayıp gitmesine engel oldu. yaptığı şey için bir açıklaması yoktu oysa.

"ne phil!" dan bağırdı, phil'le yüzleştiği sırada göz yaşları onu akmakla tehdit ediyordu. sıcaklığın tüm bedeninde arttığını biliyor ve çok kullanılmış ve incinmiş ve kızgın hissediyordu. 

"bak, üzgünüm," diye konuşmayı denedi phil ama dan sadece suratına güldü. gerçekten gülüyordu, duruma rağmen. 

dan onu taklit edip "üzgünsün?" diye misilleme yaparken phil, ona gözlerinde acı dolu halde bakıyordu sadece.

"evet üzgünüm,"

"cehenneme git phil," dedi dan tükürürcesine ve arkasını dönüp bu aşağılıktan uzaklaşmaya başladı. onun tüm boklarından bıkmıştı. 

"dan lütfen ben, bari açıklamama izin ver," phil ona doğru hızlı adımlar attı ve dan ayrılamadan kapıyı kapattı. dan bıkkın bir halde phil'le bir daha yüzleşmek için arkasını döndü. 

"tamam, açıkla," dan kaşlarını kaldırdı, gözlerini sildi ve kollarını göğsünde birleştirdi. phil'in yaptığı şeyin herhangi bir açıklaması olmadığını biliyordu, bunu sadece bir pislik olmak istediği için söylemişti. 

"ben-ben," phil kekeledi. dan'in kavga başlatıp açıklamasına izin vermeyeceğini düşünmüştü ama dan açıklama talep ediyordu ve phil'in söyleyecek bir şeyi yoktu.

"bu da ne phil? şimdi de kız arkadaş mı edindin?" pj yataktan üzerinde sadece boxerla çıkmıştı ve önündeki iki insanın arasındaki gergin ortamı fark edince hiç çıkmamış olmayı diledi. 

"oh, bak phil, kim gelmiş," dan, pj'ye alaycı bir gülümseme gönderdi, bu pj'i çok tuhaf hissettirdi ve dudakları ince bir çizgi halini aldı.

phil iç çekti, "dan lütfen," bu olayı düzeltebilecek bir yol aradı ama ona kalırsa, hiç çözüm yoktu. 

"hayır, geri dönüp yaptığınız şeye devam etmek istemez misiniz? sizi rahatsız ettiğim için çok üzgünüm."

"ben içeri dönüyorum," diye mırıldandı pj ve phil ona sadece konuştuğu için bile kötü kötü baktı. pj savunma olarak ellerini havaya kaldırdı. 

"neden sen de onun gibi defolmuyorsun?" dan hafifçe phil'i göğsünden iktirdi. phil onun ellerini yakalayıp belki bir şeyleri düzeltir umuduyla yakınına çekti.

"dan lütfen ben sadece, bana bir şans daha ver, ben,"

dan, phil'in kendini sıkıca tutan ellerinden kurtulmak için boşa çaba harcadı. "siktir git, phil, sakın bana dokunmaya cürret etme," 

"dan lütfen, biz şey yapabiliriz-"

"hayır, seninle yapacak bir şeyim kalmadı."