Kucağımda Hyun'la, Baekhyun'ların evinin önüne geldiğimizde derin bir nefes aldım. Neredeyse üç haftadır Baekhyun'u göremiyordum. Onu öyle çok özlemiştim ki görünce sıkıca sarılmayı düşünüyordum. Hyun beni aşağıya indir dercesine koluma asılıyordu. Dikkatlice yere indirip kapıya birkaç kez vurdum.
Kapı açıldığında karşımda sinirden yüzü kızarmış bir Sehun beklemiyordum. Kapıyı yavaşça kapatıp yakalarımı kavradı.
"Buraya neden geldiğini unutma! Sırf annem için buradasın eğer seni Baekhyun'a yaklaşırken görürsem annemi de umursamaz en son dövdüğümden beter yaparım Park Chanyeol!" Sehun'dan kesinlikle korkmuyordum. Atacağı dayağıda ettiği hakaretleri de hak ediyordum. Bayan Byun rahatsız olmasaydı buraya adımımı bile atamazdım. Baekhyun annesinin hastalığı yüzünden ayrıldığımızı söyleyememişti.
Yakalarımı bırakıp Hyun'a baktı. Yeni insanlara karşı bir sempatisi vardı. Sehun'u da sevmiş olmalıydı.
"Eğer kucağına almazsan ortalığı yıkar." Dediğime göz devirip içeri gireceği sırada Hyun ağlamaya başlamıştı. Sehun arkasını dönüp ona baktığında pes ederek kucağına almıştı.
İçeri girdiğimizde burnuma dolan kokularla burayı ne kadar özlediğimi fark ettim. Bayan Byun'un yemeklerini, Baekhyun'la geçirdiğimiz güzel dakikaları, Sehun'la atışmalarımızı hepsini çok özlemiştim.
"Chanyeol hoşgeldin oğlum." Bayan Byun o şefkatli sesiyle beni kucakladığında etrafımı süzdüm. Baekhyun yoktu.
"Baekhyun birazdan gelecek Chanyeol." Bana bakıp göz kırptığında gülümsedim. Onu aradığımı hemen anlamıştı.
"Bu küçük prens de kim?" Hyun'u kucağına alıp sorduğunda utana sıkıla yalan söyledim. Aslında Hyun'u getireceğimi söylemiştim ama unutmuş olmalıydı.
"Ablamın oğlu Bayan Byun." Dikkatlice bana bakıp yüzümü inceledi. Çok dikkatli ve her şeyi anlayabilen biriydi. Yüzünde bir tebessüm oluştuğunda rahatlıkla bir nefes verdim.
"Sana çok benziyor. Adı ne bu küçük prensin?"
"Hyun." Bayan Byun, Hyun'la beraber mutfağa gittiğinde Sehun'la göz göze geldim. Her an üzerime atlayabilecekmiş gibi hazırda bekliyordu.
Hep birlikte masaya oturduğumuzda hala Baekhyun gelmemişti. Beni cidden görmek istemiyordu. Haklıydı. Benim gibi birini Baekhyun'un yerinde ben olsam görmek istemezdim.
"Ben geldim." Haftalardır işitmediğimi sesi duyduğumda gözlerim dolmuştu. Sehun bunu fark etmişti ve gülmüştü. Bu gülümseme alay doluydu.
Baekhyun yüzüme bile bakmadan abisinin yanına oturduğunda Bayan Byun bir bana bir de Baekhyun'a bakmıştı. Hala öpüşmediğimize şaşırmış olmalıydı. Ne zaman Baekhyun'lara gelsem hep aynı manzarayla karşılaşırdı ve biz artık Bayan Byun'un yanında öpüşmekten utanmıyorduk.
"Sehun ne olmuş bunlara? Hala niye öpüşmediler?" Baekhyun içtiği suyu zorla yutarken Hyun, Bayan Byun'un kucağından bana gelmişti. Baekhyun'la göz göze geldiğimizde Hyun'a bakışı çok tuhaftı.
"Siz kavga mı ettiniz?" Baekhyun yerinden kalkıp yanıma geldiğinde Hyun'u, Sehun'a uzatıp bende ayağa kalmıştım.
"Ne kavgası anne sadece Chanyeol'e biraz tripliyim." Birazı üstüne basa basa söylediğinde Baekhyun'u belinden kavrayıp kendime çektiğimde sıkıca sarıldım. Burnumu boynuna dayayıp kokusunu kokladım. Hala bana sarılmamıştı. Bir süre sonra kollarını boynuma doladığında ağlamak istemiştim. Öyle sıkı sarılmıştı ki o da, beni özlemişti. Geri çekilip yanaklarını kavradım. Sehun'un öksürüklerini umursamadım. İkimizinde gözleri dolu doluydu. Ağlamamak için zor tutuyorduk kendimizi.
Kimseyi umursamadım. Sadece ikimizin olduğunu düşünüp birleştirdim dudaklarımızı. Öpmeye başladığımda karşılık vereceğini düşünmüyordum ama vermişti. Öyle kaptırmıştık ki kendimizi dillerimiz buluştuğunda Baekhyun inlemişti. Bayan Byun'u, Sehun'u unutmuştuk. Bizi kendimize getiren küçük bir mırıldanmaydı.
"Baba."
~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you wont miss me :: chanbaek
Historia Corta"Beni özlediğinde elini kalbine koy ben orada olacağım."