6.BÖLÜM ( katie, finn )

156 5 7
                                    

KATİE

            İki gün oldu ve ben hala New York’ tayım. Nedenini bilmiyorum ama buradan uzaklaşmış, kendimi başka bir şehirde bulmuş olmam gerekiyordu. Ben hala buradayım New York’ ta. Küçük bir otelde yatağa uzanmış boş boş tavana bakıyorum. Bir şeyde düşünmüyorum aslında. Bir an gözlerimi kapattım kendime bir soru sordum.  ’’Benim düşünce mekanizmam mı çalışmaya başladı acaba? Yoksa dün gece sabaha kadar içtiğim için mi hala başım ağrıyor? ‘’ ben kendi kendime sorular sorarken bir su sesi duymaya başladım. Dün akşam birlikte otel odama geldiğim çocuk duş alıyor olmalı ve yine başka bir adam. Kesin buda bana takacağı için otel değiştirmem lazım. Tek gecelik bir şey olduğunu bilmeli, şu an aklımda tek soru var. ‘’Bu çocuğu buradan nasıl göndereceğim?’’ Valizlerim olmasaydı, çoktan sıvışmıştım. Şanslı velet!  Acaba nasıl bir tipti?  İnşallah kafam güzelken çirkin bir şey bulup otele getirmemişimdir. İşte çıkıyor! Belinde havlusuyla bana doğru yaklaşan 1.90 boylarında bütün vücudu kas yığını olan sexy bir adam çıkıverdi. Tanrım olamaz! Odalar karışmış olamaz değil mi? Bu çocuk benim odamda mı? Birisi yardım edebilir mi? Bayılıyorum galiba. Rahat bir tavırla yatağa uzanıp, beni de elimden çekip yanına oturtturdu. Beni yavaşça kendine doğru çekmeye başladı, yüz yüzeydik dudağıma bir öpücük kondurdu. Ellerimi onun kaslı göğsüne koyup ittim. Kulağına yavaşça yaklaşıp:

            ‘’Bu sadece tek gecelik bir ilişkiydi. Buradan gitmeni rica ediyorum.’’ Dedim. Bana küfreder gibi bir bakış attı ve duymayacağımı sandığı bir ses tonuyla mırıldanarak ‘’sürtük’’ dedi. Kıyafetlerini almaya yöneldi. O an o kadar sinirlendim ki yatağın üzerinden hızla kalkıp kıyafetlerini ondan önce alarak cama yöneldim. Ona dönüp gülümseyerek kıyafetlerini serin rüzgara bıraktım. ’’Defol git’’ dedim.

            Çocuk neye uğradığını şaşırdı ve ‘’Sen ne yapmaya çalışıyorsun?’’ dedi. Ben alay edercesine kahkaha atmaya başladığımda siniri daha da artmaya başladı. Bir anda ne olduğunu anlamadan ellerini boğazımda hissettim.’’Seninle görüşeceğiz kızım.’’dedi. Ben bir çığlık atarken sesim o kadar tiz çıkmıştı ki eminim dışarıdan sesim duyulmuştur. Karşımdaki çocuk ellerini hiç gevşetmeden boğazımı sıkmaya devam ederken aşağıdan sesler duymaya başladım ve ellerinin izin verdiği derecede daha yüksek bir sesle çığlık attım. Artık nefes alamaz hale geldiğimde boğazımdaki ellerin çekildiğini hissetmem ve yere düşmem bir oldu. Biri beni boğazlayan çocuğun suratına sağlam bir yumruk geçirdi ve kavgaya tutuştular. Bende fırsat bilip hemen ayağa kalktım ve hiç açılmamış valizlerimi alıp, bana yardım etmeye gelen çocuğun suratına bile bakmadan ‘’Teşekkürler’’ diye bağırarak odadan çıktım ve otelden hızlı adımlarla uzaklaştım. Yolda gördüğüm ilk taksiye bindim ve nereye gideceğimi bilmeden taksiciye’’Siz devam edin, ben söyleyeceğim’’ dedim. Nereye gideceğimi düşünmeye başladım…

FİNN

            O güzeller güzeli kızı görmeyeli iki gün oldu. Neden bahsediyorum ben? Bir daha nerede o kadar güzel bir kız görebileceğim ki? Öylesine güzel bir kız New York ‘un ara sokaklarında ne arıyordu?  Hala aklımdan çıkmıyor, tekrar onu görebilmek için dua ediyorum. Neyse! Yatağımdan kalkıp okula gitmek için hazırlandım, sırt çantamı alarak evden cıktım. Saatin çok erken olduğunu fark ettiğimde bir kafeye gittim. Kahvemi yudumlarken bir yandan da krepten yemeye başladım. Tabi ki de aklımdan çıkmayan o kızın şu anda bu sokaktan geçmesini umut ediyorum. Kahvaltımı bitirdiğimde biraz daha vaktimin olduğunu fark ettiğimde okulun yolunu biraz daha uzatıp meydandan gitmeye karar verdim. Yürümeye başladığımdan bir süre sonra ayakkabı bağcığımın çözüldüğünü fark ettim,kaldırımda durakladım ve bağlamak için eğildim. Tam bağlayıp kalktığım sırada önüme düşen erkek kıyafetleri ile şaşkınlıktan olduğum yerde kaldım. Yukarı baktığım anda bir çığlık duydum. Bir dakika Bu sesi bir yerden tanıdık geliyor… O çığlığın ardından hiddetli bir şekilde otele girdim. Bir anda yukarı koşmaya başladım. Fakat önümde duran güvenlik görevlileri beni durdurmak istediler. E tabi bir anda içeri koşan bir adama başka nasıl bir tepki verilebilirler ki? Onlara durumu kısaca anlattım, yukarıdan bir çığlık duyduğumu söyledim ama onlar bana bir kadın çığlığı duymadıklarını söylediler. Ben duyduğumu bağırarak söylediğimde ellerinden kurtulmaya çalışıyordum o anda bir çığlık daha duydum ve onlarda bu çığlığı duyduklarında beni bırakıp peşimden geldiler. O ses bana o kadar tanıdık geliyordu ki anlayamayacağım bir hızla koşmaya başladım.

            O sesi duyduğum kapıyı aradım ve kapıyı ararken çocuğun kıza söylediklerini duydum. İlk başta ne yapacağımı bilemezken bir anda kapıya tekme attım. Hızla içeri girerek sırt çantamı yere attım ve kızı boğazlayan çocuğu çektim. Suratına sağlam bir yumruk geçirdim. Elimin sızlamasına aldırmadan ona vurmaya devam ettim. Kız ise kavgayı ayırma gereği bile duymadan bir teşekkür diye bağırarak çıkıp gitti. O kadar hızlı kayboldu ki onu göremedim bile. Arkamdan gelen güvenlikler bağrışırken omuzlarımda iki el hissettim. Güvenliğin teki beni dövdüğüm çocuktan ayırırken ona son bir tekme daha attım. 2 saat içerisinde kendimi karakolda buldum. Çocuk olanları anlatırken bir yandan bende olayı anlatıyordum. İkimizin anlattıkları da farklıydı ve boğazladığı kızdan ’’ o bir fahişeydi’’diye bahsediyordu. Ben ise hala o sesi tanıdığımı düşünüyordum. Güvenliklerin ifadesini aldıktan sonra beni serbest bıraktılar. Yine, hala, tekrar tekrar o sesin kime ait olduğunu düşünmeye başladım. Eve yürüyorum, okula gitmem gerek kalmadı çocukları arayıp dağılmalarını söyledim ve düşünmeye devam ettim.Oses kime ait olabilirdi ki?...

SİYAH CENNETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin