26.BÖLÜM

198 12 33
                                    

ASYA'NIN AĞZINDAN

"Ne konuşacaksın benimle?" dedim.

"Merak etme konuşacağım zaman zaten öğreneceksin az sabır." dedi Yiğit yüzündeki piçimseme gülümseme ile.

Bende daha fazla konuşmadım ve yürümeye devam ettim. Nereye gittiğimiz hakkında hiçbir fikrim yoktu Yiğit'e uymuştum ve Onu takip etmekten başka bir şey yapmıyordum.

Şu an öyle bir şok anı yaşıyordumki biri bana gel sana şeker vereceğim dese "O ne der?" diye sorarım. O derece bir şok durumu şu an.

Daha Yiğit ile sevgili durumumuzu kabullenememişken onunla yalnız konuşacak olmak beni heyecandan deliye çeviriyordu.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordum tekrar. Konuşmassam eğer çığlık atıp sevinç dansına başlayacaktım.

"Kimya laboratuvarına gidiyoruz Asya oldu mu tamam mı?" dedi Yiğit sıkkın bir şekilde.

"Ay! Tamam oldu gelme üstüme be senin yüzünden heyecanımı bile yaşayamadım."

"Yaşarasın güzelim azıcık daha sabır."

Bana! Bana güzelim dedi. Ayyy! Ben bunu yerim. Ponçik yarim benim.

ANKA'NIN AĞZINDAN

"Ponçik üzeri ponçik bir çift oldular. Yerim ben bunları." dedim ve olduğum yerde dönüp dans etmeye başladım.

Çevremizde olan herkes bana garip garip bakarken ben bu bakışlara alışkın olduğum için hiç umursamadım ve dans etmeye devam ettim.

"Kanka bir sakin. Millet yine bize bakıyor." dedi Berna.

"Aman baksınlar be bana ne? Şu ponçikleri de birleştirdim ya artık ölsem gam yemem."

"Yalnız sen hala sapsın onu ne yapacağız?" diyen Hasan ile ona doğru döndüm ve best the laf sokma ödülünü kazandım.

"Senin sevgilin varda ne oluyor tatlım kız senden daha çok bizimle takılıyor ve unutma ben olmasam aranızda bir bok olmazdı."

Söylediklerimden sonra havalı bir şekilde arkamı döndüm ve...

Hay havalı olmaya çalışan aklımı sikeyim. Ayağım takıldı ve sanırım Kaan olmasa yere kapaklanıyordum. Arkamı dönmeye çalışırken ayağımın yanındaki taşa takılmıştım ve Kaan beni tutmasa yere kapaklanacaktım.

Hepsi birden kahkaha atmaya başlayınca bende saf saf etrafa bakmayı kestim ve beni tutmaya devam eden Kaan'ın kollarından kurtulmaya çalıştım ve bu sefer yine takıldım. Az kalsın tekrar düşecektim ama Kaan yine tam zamanında yakalamıştı.

"Sanırım burada kalmak senin için daha güvenli." dedi ve gözleri ile kollarını işaret etti.

Bu sırada yanımızdan gelen 'Oooooo' sesi ile o tarafa döndüm ve bizi dinleyen Berk'i gördüm.

"Sen bizi mi dinliyorsun lan?" diye çıkıştım Ona.

"Sen de bana mı yürüyorsun lan?" deyip bu seferde Kaan'a dayılandım.

Beklediğim cevap ise kesinlikle Kaan'ın vermesini beklediğim bir cevap değildi.

"Bence olabilir." demesi ile kollarından çıkmaya çalıştım ve bu anı aklımın bir köşesine yazıp sadece şu anlık unutmaya karar verdim.

"Her neyse sen beni bırakta benim şunlara ağzının payını vermem lazım." dedim.

"Pekala prenses." dedi ve kollarını açtı.

Söylediği kelimeyide şu anlık aklımdan attım ve hala bana gülmeye devam eden zavallılara gününü göstermeye gittim.

Berna ve Minel'in saçlarını elime dolayıp kafalarını birbirine çarptırdım ve Hasan'ın bacağına sağlamından bir tekme attım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BEŞZEKLER (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin