2. BÖLÜM

224 35 8
                                    

Okulun bahçesine girer girmez yine gözlerim ister istemez bizim kızları aramıştı. Zaten şu iğrenç okula gelme sebebimde o manyaklardı. Sonuçta bende her öğrenci gibi okulu sevmiyordum ve okulu eğlenceli kılanda onlardı.

"Ankaaaaağğğğ??"diye duyduğum böğürme sesi ile hemen düşüncelerimden vazgeçtim. Ben bu okulu hiçbir şekilde sevemem abi. Rezillik diz boyu. Rezil arkadaşlarım yine bana bizim katın camından koca kafalarını çıkartmış sesleniyorlardı. Ben ise tabiki asilliğimden onları duymamış gibi yapıp okuldan içeri girdim. Tabiki yalan ben bunlara laf atmadan durur muyum?

"Asyaaaaaa!! Gir kız içeri düşeceksin oradan bir altmışlık boyun ile."

"Sen gel yukarı ben göstereceğim bir altmışı."

O bana cevap verirken onu hiç takmadan okuldan içeri girdim.

Tam sınıftan içeri girmiştim ki Minel konuşmaya başladı.

"Kanka hemen çantanı bırak. Acil biyoloji laboratuvar toplantısı yapmamız lazım."

"Ne oldu iki dakikada daha demin camdaydınız."

"Kanka çok önemli işte gel konuşacağız."

"Pera da gelsin bekleyin oğlum."dedi hemen Berna arkasından.

"Ne oluyor yine salaklar? Ne bu heyecan? "diye sordu kapıdan yeni giren Pera.

"Acil kızlar çabuk ders birazdan başlayacak."dedi sırtıma asılan Asya ayısı.

Koşarak biyoloji laboratuvarına gidip yerlerimize kurulmuştuk.

"O Ece orospusu varya arkamızdan Yasemin'e neler söylemiş neler! Güya biz bizim sınıfın erkeklerine yanıkmışızda yok işte yavşıyormuşuzda yok işte onlar bize yüz göstermiyormuşta."

"Oha nasıl yani? "dedi hemen şaşkınlığını gizleyemeyen Pera.

"Yasemin'le bugün onlardan bahsediyorduk. O da arkamızdan böyle konuştuklarını söyledi ve tabiki onlara karşı bir şey hissedip hissetmediğimizi sordu." dedi Asya.

"Sen ne dedin?"dedik olayı sonradan öğrenen Pera ve ben.

"Tabiki yok öyle bir şey dedim."

"Ah benim akıllı kankim." dedi Pera Asya'nın kafasını okşarken.Tam bu sırada zil çaldı. Hepimiz ayaklandık ve koştura koştura sınıfa gitmeye başladık. Çünkü bu ders matematikti. Kendisinin gizliden gizliye bir maraton yarışmacısı olduğudan şüphelendiğimiz matematikçi zil çalar çalmaz sınıfta bitiyordu. Her ne kadar o bizden saklasada...

Koşa koşa sınıfa gelmiştim ki Kaan'la göz göze geldik. Eh be çocuk nefes nefese kalmışım zaten daha neye bakıyorsun?

"Hocam Anka geç kaldı yok yazılması gerek bence." dedi hocaya sırıtarak bakarken. Bizimkilere gözüm kaydığında herkes yine götü başı dağıtmıştı. Şu an hayatımda görmediğim kadar iğrenç bakışlar görüyordum.

"Hocaaaaağmm Anka geç kaldı lütfen onu yok yazıığn." dedi Berna Kaan'ı taklit ederek.

Onları yok sayarak hemen savunmaya geçtim.

"Hocam tuvaletteydik. Ordan duyulmuyor zil." dedim saçma bir bahaneyle. Hoca erkek sonuçta kızlar tuvaletinde zil sesinin duyulup duyulmayacağını nereden bilecek di mi?

"Tamam hadi geçin yerinize." dedi bizi geçiştirip. Derse geç başlayacam diye korkuyor kesin sevgili hocamız.

Ders başlar başlamaz Minel ve Pera uyuklamaya başlamıştı bile.Asya Yiğit'i gözleriyle doğrarken Berna da klasik sevgilisiyle mesajlaşıyordu. Helin'le ben ise grupta matematik dersini dinleyen tek kişilerdik.

"Minel ?"dedi hoca uyumakta olan Minel'e seslenirken. Kafasını ne kadar hızlı kaldırdıysa ben arkamı döndüğümde çoktan baygın bakışları hocayı bulmuştu.

"E-efendim hocam." dedi Minel kekeleyerek. Göt korkusu başa bela tabi.

"Şu soru sencede çok güzel değil mi ?" diye sordu hoca dalga geçer bir tonda.

"Soruya bakamıyorum midem bulanıyor hocam." dedi Minel.

"Hadi kalk sen çözeceksin şimdiki soruyu." dedi hoca.

"Hocam yok ben çözemem."demesine rağmen hepimizin büyük ısrarlarıyla sahneye almıştık bu matematik dehasını. Tabiki soruya salak salak bakınmaktan başka bir şey yapamamıştı ama olan da hep bu sübyana oluyordu. Mesela Pera öyle ballıydı ki matematiğe 5 dakika bile bakmamasına rağmen her dönem geçecek bir yol bulurdu.

Sonunda öğle teneffüsü gelip çatmıştı. Biz hayvan gibi yemeklere dalarken bir yandan da Ece ve tayfasını nasıl haklayacağımızı tartışıyorduk.

"Kanka bence baltayla girişelim."dedi Berna malı.

"Onlar baltayı görünce tüyerler daha dişli bi kavga olsun istiyorum."dedi Asya hırlayarak. Tabi gerizekalı hırlarken ağzındaki yemekleride bize püskürtmeyi başarmıştı.

"Şş başta sakin olucaz. Sonra ileri giderlerse artık içinizdeki hayvana özgürlüğü vermenizin vaktidir."dedi Pera sanki o anı kafasında canlandırıyomuş gibi.

Yemeklerimizi yedikten sonra bir de tuvalet faslımız olurdu. Neyse ki onu da yapmış büyük bi rahatlıkla sınıfa giderken o salakları görmüştük. Tabi hepimiz gözlerimizi onlara çevirmiştik...

"Ne bakıyorsunuz be ?"diye çemkirmişti yine Ece.

"Sana mı soracağız istediğimiz gibi bakarız."diye karşılık verdi Pera.

"Siz bizim arkamızdan nasıl öyle konuşabilirsiniz ? Kim veriyor size bu gazı?" dedim.

"Ne konuştuysak gerçektir."dedi aralarından Dilara.

"Hadi canım seninde oruspu olduğun gerçek bana göre." dedi Berna.

"Kes lan sesini." dedi Dilara Kaan, Berk ve Yiğit sınıftan içeri girerken.

"Hadi gidin onlarada söyleyin nasıl aşık olduğunuzu." dedi.

Aşık kelimesini elinden geldiğince uzun ve sesli söylemişti. Şu an sinirden beynime kan gitmiyordu. Olduğum yerde kalmıştım. Arkama dönüp baktığımda Kaan'ın bana ifadesiz bakışını gördüm. Daha sonra ise Dilara'nın üstüne atlamışım. Yani öyle söylediler tam olarak hatırlamıyorum. Ama Ece' lerin en son fena halde dağılmış durumda gördüm. Sanırım bugünün avuntusu buydu...

BEŞZEKLER (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin