Son evre artık, daha fazla ilerinin olmadığı bir son, bir otomobilin son hızı bu, ileride beni bekleyen kocaman bir duvar ve benim o duvara saatte üç yüz kilometre hızla kendimi bir böcek gibi ezmem. Bitti diyorum çünkü artık ilerisinin olmadığını yaşım gereği karar verebiliyorum. Delirmeyi öğrendim artık. Yirmi beş yıldır daha ne kadar acı çekebilirim diye düşündüğüm zamanlar vardı. Kaygan bir yolda aracın başka bir araca çarparak durabileceğini sadece maddi hasarla kurtulabileceğini öğrendiğim gibi ben yalnızca o kaygan yolda aracımı uçurumdan aşağıya sürdüm ve ne kadar ümitlerim, hayallerim, kalp kırıklıklarım varsa hepsi benimle birlikte uçurumdan aşağıya düştü sadece aracın sol camı açıldı ve ilk terk eden ölümü daha çok isteyen oldu. Önce kalp kırıklarım terk etti beni o kadar çok şiddetli çıktı ki cam parçalandı ayna kum gibi ortalığa dağıldı sırf bu yüzden insanların ayaklarını kanattı ve kanamaya devam etti. Sonra hüzünlerim terk etti ilk başta yakalayabilmiştim kolundan tutup lütfen gitme diyebilmiştim sesim kısılıncaya kadar çok bağırmıştım beni terk etmemesi yalnız başıma bir hiç olacağımı anlatmıştım ama ''bir hiç'' olmanın kendi vücuduma takım elbise gibi oturacağını söyleyerek terk etmesinin iyi etkisi yaratacağını beni kandırarak öğrendim. Kandırılmıştım yine aynı olay otobüs durağında beklediğim gibi bir şeydi yolcu etmek amaçlı sabah altıda kalkmış terminale gelmiş ve beni yolcu ettikten sonra on dakika sonra telefonuma mesaj atarak ben seni terk etmek zorundayım demişti, o gece onunla birlikte olmuştum, o gece sabaha kadar öpüşmüş ve sevişmiştik, yalnızca on dakika dayanabilmişti beni terk ettiğini yüzüme söyleyemeyecek kadar kırmıştı kalbimi elinden bırakmıştım yaralanmıştım çünkü soğuk havada yaralanmış bir kurt gibiydim artık ve başladığım yöne geri dönmüştüm terk edilerek başlamıştı bu aracın içinden ellerimi alıp kaçan hüzünlerim olmuştu bir daha onunla hiç konuşmadım. Aracın en arkasında bulunan ümitlerim yüzüme bakarak seni aptal insanlara güvenmemeyi sana milyon kez söyledim noterden imzalı kağıt dahi almıştım senin için ama sen her seferinde başka birine güvenmeyi seçtin diyerek küfür etmeye başlamıştı ümitlerim, seni adi orospu çocuğu diyerek en büyük küfrünü yüzüme vurmuştu. Çok daha ağır küfürler vardı bunlar sadece ara öğün için almam gereken protein tarzında bir şeydi adlarını hiç bir zaman bilmediğim bir tür yiyecekti.''
Radyoda bir müzik çalmaya başlamıştı notaları sözleriyle bir ordu sürüsü üzerime gelen savaşmam konusunda kalemi yok etmek isteyen kişilerdi aralarında büyücülerinde olduğu bir savaştı bu kazanamayacağım bir savaş ve notasını kaybeden bir padişah olarak tahtan indirilmiş daha hiç bir ülkeyi alamayacak kadar yorgun olduğumu söylemiştim. En iyi iş olarak bir kahve yapmayı seçmiştim oturdum kendime bir kahve yaptım. ve küfür ettim
Ben seni seviyorum sevgilim demek istemiştim uçurumdan düşmeye devam eden aracın içinde, ben seni seviyorum diye not düşmüştüm, kağıdı katlayıp yüreğime koydum. Çok fazla şiir biriktirmiştim yüreğimde ve çok fazla düşünüyorum. Delirmiştim artık doktorun beni dinlemeye başladığı zaman henüz ikinci cümlemde acil olarak hastaneye yatmam gerektiğini söylediği gün gülmüştüm hayatım boyunca ilk kez gülebilmiş biriydim artık aslında gülen taraf ben değildim delirdiğimi biliyordum ve her ne olursa olsun oraya kendimi kapatmamak adına doktorun bana vermiş olduğu kağıda imzamı atarak çıkıp gitmiştim beni bekleyen kimsenin olmadığı bir yere otobüse binip sahile gitmiştim saatlerce oturup kendi hakkımda konuşmuştum ve içiyordum kanıma karışan alkol beni ayakta tutuyor eve gitmem konusunda uyarılarda bulunuyordu. Elimde bulunan doktorun bana vermiş olduğu kağıtları önce denize atmıştım çünkü biliyordum deniz hiç kimsenin kirini kabul edemeyecek kadar temizdi gökyüzü gibi o da maviydi çünkü. Ve mavi kalabilmeyi başarmıştı o kadar çok kirletilmiş ve kirletilmeye yüz tutmuşlardı ki akrabası tarafından tecavüze uğrayan ve bunu kimselere söyleyemeyen sonra kendi canına kıymak isteyen biri gibiydi, denizde, gökyüzü de..
BİTTİ artık çünkü daha fazla bir yol yok önümdeki engellerin amına koyayım o kadar çok engel çıkıyor ki daha fazla engel geçmeyi istemiyorum bundan sonra önüme çıkacak ilk engele takılıp düşmek ve yerden kalkmamak çünkü biliyorum hayatım boyunca sürekli düştüğüm yerden kalkmayı denedim ve her seferinde bir sikim olmadı başka engel çıkarak onları da geçmeyi denedim ama anladığım tek şey bir sonraki engel beni yüz metre ileride bekliyordu. Her engel daha sancılı ve acılı oldu ve daha fazla yüreğimin kanamaması adına daha fazla kırılmamak adına son noktayı koymayı tercih ediyorum çünkü bitti bu kez gerçek anlamda bittiğine inanıyorum ve sonumu koymak istiyorum biliyorum benden hiç bir bok olmayacağını biliyorum eğer bu engeli geçersem tekrardan düşeceğimi biliyorum çünkü.
