Bağzı Şeyler

32 3 0
                                    

Bir çift zardım çuhaya atıldım bunu yapan kirli ellerdi aslında, her şey sonu kötü giden bir filmden ibaret bizler sadece o filmin figüranı rolünde oynuyoruz ve her figüran gibi ya ölüyoruz yada kameranın arkasında birilerine el sallıyoruz sırf bizleri görmeleri adına bunu belki de milyon kere tekrarladığımız da oluyor elbette ama asla pes etmiyoruz çünkü yalanda olsa umut denilen illetin beşini bırakamıyoruz peste edemiyoruz ettiğimiz an birşeylerin kötü gideceğini biliyoruz. Eylül ayı bitti artık benim için ve hayatımda ilk kez bir eylül ayında yenilgiye uğramadım ama daha dur bunun ekimi var genelde eylül ayında bir bokluk çıkmazsa ekime atar olaylarını daha sancılı ve daha ağrılı geçsin diye öyle yapar. Sevmiyorum eylül ve ekimi sevemiyorum, benden o kadar çok şey götürdüler ki, hayatım boyunca asla da sevmeyi düşünmüyorum ve hayatımın sonuna kadar da böyle gidecek. Duruldum, yoruldum, bittim ve tükendim… bir romanın kahramanı yada bir filmin başrol oyuncusu olabilmek için çok uğraştım ve başarısız oldum bunu zamanında intihar eylemlerimi gerçekleştirdiğim günlerde aklıma gelmişti ve asla da aklımdan çıkaramadım. Beynimle defalarca dalga geçtim, zekamı nerede bokluk var hep onlara yordum ve yoruldum. Hayallerimin peşinden koştum, önce ayaklarımı kestiler sonra ellerimi geriye kalan organlarımı lime lime edip köpeklerin önüne attılar çünkü bunların hepsine kendi gözlerimle şahit olmuştum, kilisede papazın yanında gözlerimi oyduğumda geriye benden kalan bir şey olsun istemedim, vücudumda ne kadar ağırlık yapan organ varsa hepsini askeri hastanesine bağışladım, dayanamadığım günlerim oldu, sayısız günlerim, acının en dibini yaşadığım günler yani, acının diğer evresi denilen olay oluyor ya işte o zamanlarda uyuşturucuya başladım kanıma yakışan ne kadar madde varsa hepsini tattım alkolü asla bırakmadım sigaramı kimselerle paylaşmadım sadece yalnız kaldığım zamanlarda kendime bir demlik çay demleyip onu içtim içine su yerine votka koymayı tercih ettim, yalnızdım ve yapayalnızdım. Tozlu raftan bir plak alıp onu dinlemeye karar verdiğim gün hayatın gelmişine geçmişine küfürler ettim. Karanlık odada ışıklarımı yakamadığım günlerim olmuştu sırf karanlıkla aramdaki korkuyu yenebilmek için ve yenildim karanlık beni içine aldı ve öldüm ve dirildim. Defalarca ölmüştüm aslında ben tekrardan başlamak adına daha ne kadar savaşmam gerektiğini bilemedim cahildim dünyanın rengine kanmıştım bunu bana söyleyen Neşet Ertaşın kendisiydi o günden sonra hayatla aramda bir bağ kalmadı. Hayallerim vardı benim sonu mutlu biten, masallardaki gibi hayallerim ama azıcık acıklı masallardı onlar, her masal gibi bir prensese aşık oluyordum o beni görmüyordu, zaten haklıydı da masallarda ki prenses bile prense aşık oluyordu bütün masalların ana karakteri buydu, ben sadece o masalın figüranıydım tek bölümlük tek sayfanın tek bir cümlesinde adım geçiyordu sonra kimsenin aklına gelmiyordum. Yazıyla aramda güçlü bir bağ kurduğumda o masalların hepsini yakmaya karar verdim sonuçta benim yandığımı görmüşlerdi birazda sıra sizde diye onların masallarını yakmaya karar verdim başarısız oldum ve başarısızlık konusunda çizgimi asla aşamadım. Kötü biri olmak için çok uğraştım ve çok ileriye gittim. Yüksekte yerim yoktu ama yüksekte olan insanları da aşağıya çekebilecek gücüm vardı henüz ölmemiştim, daha doğrusu henüz öldürememişlerdi beni nefes alıyordum ve bu durum benim zoruma gidiyordu hepsi o kadar. Evet eylül ayı bitti artık sizlere dediğim gibi ilk kez bir eylül ayını yendim. Yenmek aslında güzel bir duygu ama korkularım var hala eylül ayında eğer bir şey olmazsa mutlaka ekimde bunun iki katı kötü bir şey olur ve sancısı eylül ayı gibi de olmaz daha etkili olur mesela geçen sene eylül ayının sonunda kız kardeşim ortaya çıkmıştı kendi kanımdan biri yıllarca beni aradığını söylemişti inanmamıştım daha doğrusu onu istememiştim çünkü benim hayatıma kıyısından köşesinden yakalayan insanların başına beladan başka bir şey getirmiyordum ben, yıllarca beni aradığını söylediğinde bile ona karşı en ufak bir şey hissedememiştim kardeşlik duygusunun nasıl olduğunu o kadar iyi bilmeme rağmen bunu öz olmayan aynı kanı paylaşmadan tanıdığım dostlarımdan biliyordum çünkü onlarda kardeşlerimdi ve onlarda kırmak ve parçalamaktan asla kendilerini üstün görmediler ve her defasında ilk yarayı onlardan almıştım, demiştim çünkü sizlere benim yaralarım sahicidir diye. ‘Eylül toparlandı gitti işte ekim falan da gider bu gidişle’ sonrası kaldığım yerden devam edeceğim. Kaldığım yerden devam edebilmek adına elimdeki bütün kozları son kez oynamak zorundayım. Hayallerimden vazgeçmiş değilim seneye bu zamanlar Antalya da dükkan açma fikri, kitap işi ve son. Senaryosu bitmiş ve final yapmış bir dizi gibi, sonrası çok büyük mutluluk, vakitsizliğimde oldu elbet her vaktimin sonunda bir çıkmaz sokakta kaldığım gecelerde aklıma geliyordu bunlar, bazı geceler gözyaşlarımın tuzu yanaklarımı eritecek sandığım gecelerimin olduğu günlerde aklıma geldiği gibi ve her gözyaşımda bir hayalim yok oluyordu aynı masallardaki hikayeler gibi ve her masalın hikayesini kendi ellerimde jiletle doğruyordum. Sol kolumdaki jilet izi bunun ispatıdır, inanmazsanız son maddeye söyleyin. Çocukluğumu beş yaşında yakmıştım ve o günden sonra büyümeye karar verdiğimde hayatla aramdaki bağı kesemediğim o gün hayat benimle arasındaki bağı kesmişti yanlış yaptığımı biliyordum ama düzeltemiyordum ve düzensizlik konusunda benden iyi olan kimse yoktu bu dünyada. Kendimi galata kulesinde gördüğüm günlerim olmuştu ve yüzbinlerce kez gittiğim zamanlarım fazlasıyla oldu, hayatımda bir kere çıktım ve o gün oradan kendimi hızla aşağıya attım aşık olduğum bir kızla evleneceğim ümidiyle çıktığım gün aslında oradan kendi cansız bedenimi attığımı bilmiyordum yada o kızın beni oradan aşağıya attığını henüz hesaplamamıştım hesaplayamadığım o kadar çok şey olmuştu ki takip edemeden oradan hızlıca atılmıştım ölmemiştim sadece kalan son parçalarımı yerden hızlıca topluyordum üzerlerine basılmasın diye günah olduğunu bildiğim için. Çok şey istemiyordum bu hayattan hayat bana çok şey sunmadığı günlerde bile sadece iki yüz elli gram sevgi dileniyorum ama herkes sevgiye açken bir tek benim sevgi dilenmem tam anlamıyla manyaklıktı ve manyaklık konusunda kendimi hep diğer insanlardan üstün gördüm bunu da başarmıştım, başaracak başka kozum kalmamıştı artık Eminönü Kadıköy iskelesine gidip son kez cebimden bir sigara çıkartıp denize karşı yakmıştım inanıyordum artık inancım vardı ve buraları terk edecektim elimde sadece terk edilme eylemleri kalmışken sonunda ben kendimi terk ederek bu filmi inanılmaz şekilde sonlandıracaktım. Televizyon başındaki o insanların ağızları açık kalacak nefeslerini tutup filmi sonuna kadar izleyeceklerdi sonunda herkes ayağa kalkıp beni alkışlayacak günleri de hayal ediyordum. Yirmi altınca yaşıma sadece birkaç ay kaldı yaşayıp görebileceğim son günlerim ve gördüğüm onlarca şeylerden sonra sonlara doğru yaklaşmam. Tükenmek adına, tüketilmek adına, kırılmanın artık evresini geçme adına, parçalanmak adına, terk edilmek adına ne kadar ad varsa hepsine razıyım bundan sonra gelecek her acı acımın üstünde yeri var çekecek ve yaşayacak başka acım kalmadı çünkü. Filmin sonunda o kahraman ölmüyor aksine tecavüze uğruyor bu da kayıtlara geçsin.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 12, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Şizofren Notlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin