Bölüm 21: Murat ve Ceren

251 16 7
                                    

Elif Armağan

Kapıyı açan Ceren'e sımsıkı sarıldım. Onu o kadar özlemiştim ki.

"Seni bırakacağımı mı zannettin." Dedi bilmiş bir tavırla.

"Sende beni bırakırsan biterim ben. Annem, babam, Furkan ve Burak... Onlar beni bıraktı ama yalvarırım bırakma beni." Sesim git gide kısıldı ve titremişti.

"Elif ya. Valla bak beni ağlatırsan öldürürüm seni."

Gözyaşlarımı elimin tersiyle silip salona doğru ilerledik.

"Hayret o orangutan seni nasıl gönderdi."

"Orangutan?"

"Burak hazretleri!"

Burak... Şimdiden özlemeye başlamıştım.

"Hey, alo. Kime diyorum."

"Hı, ne?" diye saçma bir cevap verdim.

"Ayakta dikilmeyi bırakta otur şuraya."

Cerenle birlikte oturup sohbet etmeye başladık. Ona herşeyi anlattım . Özellikle şu son olayı anlattığım da Ceren'in tepkisi çok komikti.

"Sen dur ben Burağa ne yapacağımı biliyorum. Seni o çirkin kız için üzdüğü için çok pişman olacak. Tipsiz şey."

Gülümseyerek Cerene baktım. Aklıma gelen soruyla hemen konuşmaya başladım.

"Sen burada tek mi kalıyorsun?"

Ceren sorduğum soruyla biraz tedirgin olsada soruma cevap verdi.

"Şey ben burada Muratla kalıyorum."

"Oha ama Ceren! Bu ne hız."

"Yeminlen ayrı yatıyoruz." verdiği tepkiyle gülme krizine girdim.

"Bakıyorum keyfin yerine gelmiş."
Dedi Ceren.

"Senin sayende."

"Herneyse hadi kalk bakim benim uyuşuk kardeşim."

"Ne yapacağız?"

"Benim aşkitom gelmeden hünerli parmaklarımı konuşturmak istiyorum."

Onun bu haline gülüp mutfağa geçtik. Mutfakta geçen zamanda harika yemekler yapmıştık. Tabi Ceren yapmıştı. Ben sadece salatayı hazırlamıştım.

"Elif yafrım!!"

Arkadan gelen sesle Murat'tın geldiğini anlamıştık.

" Kankaların bir tanesi seni çok özledim. "diyip bana sıkıca sarıldı.

"Bende seni çok özledim Murat."

Benden ayrıldıktan sonra Cerenin yanağına bir öpücük kondurdu. Keşke Burak, keşke sende bu kadar sadık biri olsaydın.

"Benim bitanem yine döktürmüş." diyip elini böreğe attığı anda eline tokadı yedi.

"Yemekten önce eler yıkanır. Hadi naş naş."

"Ama Cerenkitom yaa."

"Hadi Murat hadi."

Murat dudaklarını büzüp merdivenlerden yukarı çıktı. Onların bu tatlı atışmalarına gülerek baktım.

.
.
.
.
.

Yemeğimizi yedikten sonra herkes odalarına geçti. Bu son olaylardan sonra ilk kez huzurlu bir günüm olmuştu.

2 hafta sonra

Bu iki hafta içinde kendimi mutlu hissediyorum. Ama yine de içimde bir boşluk vardı. Yine onu çok özlüyorum. Sanki buradaymış gibi kokusu odaya sinmişti. Galiba hergün tişörtüyle uyuduğum için benliği bu kadar yakın bana...

Yataktan kalkıp banyoya girip rutin işlerimi hallettim. Merdivenlerden inerken salondaki konuşmaları duydum.

"Bak Murat Elif artık üzülmeyi hak etmiyor bu yüzden artık gelmesin."

"Ama aşkım vallahi de diyorum ama laftan anlamıyor ki."

"Kim laftan anlamıyor." dedim merakla.

"Elif ıı şey Murat'tın kardeşi işte tutturmuş gelcem size o kadar gıcık bi kız ki huzurumuzu kaçırır diye."

"Peki."

Birlikte bahçede kahvaltı etmeye başladık. Hava güneşli ve sıcaktı. Murat evden ayrıldıktan sonra Cerenin yanağına bir öpücük kondurup veda etti.

Sofrayı topladıktan sonra İkimizde salıncakta sallanmaya başladık. Ceren de okulunu dondurmuş, o da benim gibi seneye devam edecekti. Ne yalan söyliyim bu habere çok sevinmiştim.

Bu iki hafta bana terapi gibi gelmişti. Ceren'nin yanımda olmasında da büyük etki var tabii.

Ama geceleri benim için çok zor geçiyor. Acaba nerede? Ne yapıyor? Yanında kim var?

İşte yine bu gece bunları düşünüyorum. Acaba bende onun aklına geliyor muyum? Gözümden yine yaşlar akmaya başladı. Yine göz yaşlarım içinde uykuya daldım...

Ceren Beyoğlu

"Ah yine mi?!"

"Aşkitom ama Bu-"

"Sen susar mısın Muratişkom. Ben burada Burak beyle konuşuyorum."

Sinirle Burağa döndüm.

"Her gece gelme demedim mi ben sana anlayacak."

Burak sıkıntıyla gözlerini devirip hemen merdivenlerden yukarı çıktı. 

Ellerimi havaya kaldırıp ;

"Allahım sen buna akıl fikir ver."

Murat gülümseyerek yanıma geldi.

"Elif'i seviyor."

Hemen lafa atladım.

"Ama kızı çok üzüyor!"

Yazardan

Burak odanın kolunu yavaşça indirdi. Derin bir nefes alıp odaya adımını attı. Sesiz ve yavaş hareketlerle yatağın içine girdi.

Kızın yüzüne düşen saçları yavaşça kulağının arkasına koyduğunda dayanamayıp alnına dudaklarını bir tüy misali değdirdi.

Uyuya kalmamak için kendini zor tutuyordu. Ama kalkmak zorunda.

Odanın kapısına geldiğinde kelimeler fısıltıyla dudaklarından firar etti. 

"Sadece üç hafta kaldı..."

Arkadaşlar bilyorum bölüm geç geldi. Okul sınav derken zaman kalmıyor. Ama artık bölümleri daha hızlı atmaya çalışacağım. Sizi seviyorum 😘😘😘

Oy ve yorum atmayı unutmayın 😘 😍 😘 😍

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 13, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ego Yığını Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin