"Abi kız gitti ".
"Ulan bi kızı yakalayamadınız "
#DEMİR
Kendisini fazla zeki sanmış Mira hanım buradakiler benim kölem benim! Benden gizli kalacağını sanmış ahmak.
Ona yardım eden bacaksızın kafasına sıkıp can dostum örümceğin yanına gittim."Özlettin kendini "
"Çabuk iyileş de şu kızı ortadan kaldıralım ".Ne dersem diyim adam bir rahat bir rahat anlamıyorum sanki benim şifrelerim buluşlarım çalındı be.
"Onu öldürürsen herşey kötü olur".
Bana anlattıklarına inanamadım. Yetenek tılsımı Mira'da. "Eğer tılsımı bir kere eline alırsa, sahibini öldürürsen tılsım etkisiz hale gelir bu da sonumuz olur Demir".
Yapmamız gereken yetenek tılsımına örümceğin iksirinden damlatmak. Ve bir savaşçı daha elde etmek.
Örümcekle vedalaşıp eve gittim. Önce silahları topladım sonra köleleri, şırıngayla hepsine birer yetenek verip dışarı bıraktım. Bugün de kötülük yaptık ne güzel. Ama şu kızı halletmek lazım.
**************
Dosyaları masaya dizip teker teker incelemeye başladım. Bunlar da ne!
Küçük çocuklar, kadınlar, bebekler...
Hepsi bu oyunun malzemesi olmuş.Dosyaların arasında bir ajanda gördüm,açıp okumaya başladım.
Değişik değişik terimler,formüller, resimler. Bi büyüden bahsediyordu.
"Her kim ki tılsımı alır , o sonsuz bir göreve başlar, tılsım uyan, içindeki ışık beni dönüştürsün ".
Birden gözüm karardı.Uyandığımda bir ormandaydım, buraya nasıl geldim diye düşünürken aklıma büyü geldi. Tabi ya sesli okumuştum.
Orman karanlık ve ürkütücüydü, hani sizin için diyorum ben korkmadım.
Yürümeye devam ediyordum ki karşımda gördüğüm şeyle dondum, eridim, buhar oldum ,başkalaşım geçirdim. Büyü olduğunu bilmesem cennete geldim sanıcaktım. Karşımda resmen yakışıklılık tanrısı vardı. Arkasını dönüp yürümeye başlayınca onu takip ettim. "Şimdi buralar ne taraf oluyo". Yakışıklı cevap vermiyordu, vermessen verme!
Takip ediyordum ki birden yok oldu. "Sakin ol kızım buralar böyle " diyip kendimi sakinleştiriyordum sanırsınız bu evrende takılıyorum hep.Karşımda birden ak sakallı dedeyi görünce korkmak yerine gülme krizine girdim "ha bide sen eksiktin bey amca, aa yoksa deminki yakışıklı sen miydin ". İyice dalgaya vurmuştum. Napiyim şimdi ama yani bu devirde ak sakallı dede mi kaldı. Ulan örümcek senin iksirine de tılsımına da...
Adam bana bakıp duruyordu kafayı yicem . "Dede hangi tarikat" ?
Adam bana boş boş bakınca "okadar periler büyüler ama espri anlayışın 0 oldumu hiç ".Adam bana doğru yaklaşınca ben geri geri gitmeye başladım. En sonunda kolumu tutup "elini aç ".
"Açmam"
"Aç".
Adam bana bağırıyordu ama ben kimseyi dinlemem yani biraz daha uğraşıcam;
"Beşi biyerde ya da bi Cumhuriyet ver açıcam".
Hala boş boş bakıyordu, düşün amca sanki anlayabileceksin.Elim birden açılmıştı. Kabul ediyorum korktum ama altta kalmam; " oo sihir falan, hadi bu elimi de aç "
Adam birden konuşmaya başlayınca bana bi ciddiyet geldi. Sonuçta intikam alıcaktım.
"Sen, örümceğin oyununa geldin. Kurtuldun sanıp intikam almaya çalışıyorsun ama sen tılsıma dokundun. Ve tılsıma dokunan herkes bir yetenek sahibi olur. Eğer onlar seni bulsaydı kötülük için çalışacaktır, seni kurtardık.
Bu moruk ne diyordu ya. "Dur tahmin edeyim bey amca sen beni kurtardın bende senin sayende iyi olucam bana yetenek vericeksin iyilerin dostu kötülerin düşmanı olucam , çok beklersin ben intikam alıcam". Konuşmaya başlamadan tekrar lafa girdim " sakal falan tarz olmuş amca sen bi beni eve geri ışınla da o örümceğin ...
"Sana son kez diyorum bizden olmazsan seni korumayız ".
" yav ışınlasana elektriğin mi bitti".******
Uyandığımda evimdeydim. Boynumda tılsım hala duruyordu. Ben süper kahraman falan olmak istemiyordum, intikam almak istiyordum. Ajandada bir sürü büyü vardı. Satırları karıştırınca bir yetenek gördüm "hipnoz ".İlgimi bu çekmişti, hem bu bana yardımcı olabilirdi. Sayfayı koparıp cebime koydum. Ama merkeze gitmem gerekiyordu sahi şu merkez nasıl bir yer?
Merkeze gitmem için Demir denen o kızıl kafayı takip etmem gerekiyordu.
Kendimce bir hazırlık yapıp onların mekanına gittim.
Takım elbiseler kadınlar oh.. siz sefa sürün insanlık çile çeksin. Neyse kahramanlık damarlarım çatlamak üzere.Siyah bir arabaya bindiklerinde bende taksiye bindim. Arabayı takip ediyordu taksici, bense orada ne b*k yiyeceğimi düşünüyordum.
Uzun bir yolculuğun ardından merkez denen yere gelmiştim. Kızıl kafa kadınlarla asansöre binince bende dikkat çekmeyen bir taraftan binaya yöneldim. Anlaşıldı bu dev yavrusu korumalar beni almayacaktı buraya. Sonra aklıma tılsım geldi eğer tılsımı gösterirsem onlardan sanırlardı beni.
Tılsımı gösterip içeri girdim. Gördüklerime inanamadım. Manken gibi kızlar erkekler biri uçuyor biri ışınlanıyor vay be dedim kendi kendime. Etrafı incelerken kalın bir erkek sesi " bakın aramızda kim var, oo çaylak"."Sensin çaylak be diyince birden sağ kolum havada kaldı " sihirine s*kayım senin.
Benimle uğraşıyorlardı ki birden hepsinin yüzü düştü " tılsıma bak be"
"Çok bakma nazar değer " kendimce alay ediyordum bu halde bile.
"Kızım ne seçeceğine dikkat et seni mahveder " dediklerini anlamamıştım ki karşımda onun resmini gördüm. "Örümcek ". Ne çabuk unuttun be kızım. Burada herkes onun kölesi. Herşeyi halletmeye başla artık. Yeteneklerin verildiği savaş alanına gittim, yetenek sahibi olmak için birine burada meydan okumak gerekiyormuş.Gözüme kestirdiğim kişiye "sen " dedim. Bana sinirlice bakınca altıma bırakıcaktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİPNOZ
FantasyMASUMİYETİ HAYATINI ACILARLA DOLDURMUŞ MİRA'NIN SASHA'YA DÖNÜŞMESİYLE İNTİKAM VAKTİ BAŞLADI. İçinde hep bir yerlerde kalmış yaramaz kız çocuğu gün yüzüne çıkarak yeni bir hayata başlıyor.