Gözlerimi devirme isteğimi bastırmaya çalışıyordum. Yeniden başlamak istemiştim hatta belki arkadaş olmak. Daha fazla konuşmamaya karar vererek salebimden içtim. Yaklaşık 20 dakika sonra kapı çalınca Ateş kapıyı açmaya gitti içeri döndüğünde yanında kısa boylu kumral bir kadın vardı. Kadın beni görünce gülümseyip hemen yanıma geldi.
" Merhaba hayatım ben Sanem, Ateş'in annesiyim" elini uzattığında biraz çekinerek tuttum ve sıktım. " merhaba memnun oldum" dedim. İnsanlara karşı hep böyle bir tavrım vardı ne kadar samimi olursa olsun biri yakın davranamıyordum.
"Sanem hanım babamdan bir haber aldınız mı?" dediğimde Ateş kıkırdar gibi olmuştu ama hemen başını yere çevirdi. " Aa lütfen Gece, bana Sanem teyze diyebilirsin" derken bir yandan da çantasından telefonunu çıkarmıştı Sanem teyze. "Peki, Sanem teyze" dedim. Sanem teyze telefonunu kulağına tutup biraz bekledikten sonra
-Alo Ozan
Babamın ismini duyunca şaşırdım. Hala havaalanında mıydı?Babam bir şeyler dedikten sonra Sanem teyze
-Tamamdır siz merak etmeyin çocuklar bende.
Sonra da telefonu kapatmıştı.Ateş de bende soran gözlerle Sanem teyzeye bakınca
"Çocuklar Ufuk ve Ozan yağmurdan dolayı gelemiyor uçuş ertelenmiş" dedikten sonra "Gece canım sende bugün burada kal" diye ekledi.
Sanem teyze çok sıcakkanlıydı bu yüzden sorun olmazdı hem yağmur çok fena yağdığından eve gidene kadar hasta olurdum. "Sizin içinde sorun olmazsa" derken Ateş'e baktım ayakta öylece dikilip tam gözlerimin içine bakıyordu.
"Ne sorunu olacak canım" dikkatimi tekrar Sanem teyzeye verdim ve gülümsedim.Hava kararmaya başlamıştı. Sanem teyze akşam yemeği hazırlıyordu yardım etmek istesem de kibarca reddederek beni salona yollamıştı. Ateş ise yukarı çıkmıştı.
Canım fazlasıyla sıkıldığında Sanem teyzenin yanına gittim. "Tatlım Ateş odasındadır çık istersen yanına" dediğinde merdivenlere şeytani gülüşümü gönderdim. Yapacak hiçbir şeyim yoktu ve belki gizemli Ateş Vural hakkında bir şeyler öğrenebilirdim.
Sanem teyze benim bakışlarımı fark etmiş olacak ki "Soldan 2.kapı" dedi.Merdivenleri çıkmaya başladığımda içimde tarifsiz bir heyecan oluşmuştu. Soldan 2. Kapıya Ateş'in odasına geldiğimde. İçeri girdiğimde ne diyeceğimi düşündüm.
Yani ne diyebilirdim ki?
"Merhaba Ateş ben çok sıkıldım bir şeyler yapalım mı?" dedim kendi kendime. Yok ya bu olmazdı.
" Ateş yaptığın salep çok güzel olmuştu" dediğimde hafifçe kafama vurdum. Salebin üstünden kaç saat geçmişti. Derince nefes alıp tekrar konuştum
"Film izlemek ister misin? Ya da sohbet falan edelim" iyice saçmalıyordum çokta sohbet edecek bir tipe benziyordu ya zaten!
Ayağımla hafifçe ritim tutuyor bir yandan da ne söyleyeceğimi düşünüyordum. Bir anda kapı açıldığında gözlerimi kapattım. Fena yakalanmıştım. "Gözlerini kapatınca sen beni göremiyorsun, ben seni görebiliyorum" dediğinde gözlerimi açıp yapmacık bir kahkaha attım. "Evet, tabii ki" diye saçmaladım. "Neden gelmiştin?" dediğinde
Seçeneklerimin arasından en mantıklı olanı seçmeye çalışıyordum ama 2 sorun vardı.
1. Olan seçeneklerimin hiçbiri mantıklı gelmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırrımı Saklar Mısın?
AdventureAy ışığı uzun kirpiklerine vurduğunda mavi gözleri ön plana çıkmıştı. "Virtus" diye fısıldadı. Bana cesaret ve savaş tanrıçasının ismiyle sesleniyordu. "Korkuyor musun?" bu sorunun cevabını bilmiyordum ama öğrenmek üzereydim...