"B- bubunu nasıl yapmış olabilir?" cümle kurma da başarısız olmuştum ama durumu göz önünde bulundurursak bu normaldi. Ateş de benim kadar şaşkındı öfkesi ise bakışlarından anlaşılıyordu.
Direksiyona vurup başını geriye yasladı.
"bilmiyorum" Sanki bilmediği için kendine kızıyor gibiydi sesi.
Öfkeyle birkaç kez daha direksiyona vurdu. "Tamam, sakin ol akşam oluyor,dedemin yanına gidelim, dinlenelim. "Sunduğum fikir karşısında Ateş pek memnun olmasa da gaza bastı.
Gaziemir sokaklarından geçerkenpenceremi açıp hava aldım. Çok özlemiştim dedemi, İzmir'i belki arkadaşlarımı."sağa dön" dediğimde Ateş sağa dönerek dedemin evinin olduğu sokağa girmişti."buraya park edebilirsin" dedim.
Arabadan inince yürümeye başladık.
"dedenbenim olmamı sorun eder mi?"
"hayır, tabii ki."
Dedem hep arkadaşlar edinmemionlarla dışarı çıkmamamı hatta eve çağırmamı isterdi. Pek arkadaşım olmadığından bu dediklerini gerçekleştiremezdim.
"Seni görünce çok sevinecektir."
Yüzüme bir tebessüm yerleştirip dedemin evinin önünde durdum."işte burası" Ateş evi süzerken dişlerini göstererek gülümsedi. Arabada ki siniri kalmadığı için mutluydum. Pembe boyası, pencere önünde ki çiçekler ve gül bahçesi ile yaşlı bir kadın imajı veriyordu kabul ediyorum. "dedenin kedileri var mı?" dediğinde omzuna vurdum.
Bahçeden geçip evin önüne gelince zile bastım. Açan yoktu.
Tekrar bastım.
Tekrar ve tekrar ama dedem kapıyı açmıyordu. İçimde ki kötü his git gide artıyordu. Artık Ateş de gülmüyordu.Telefonumu çıkarıp dedemi aradım. Telefonu kapalıydı. "Ateş dedem geleceğimizi biliyordu." Sesim ağlamaklı çıkmıştı ama şuan umursayacağım son şey buydu."geri çekil" dediğinde anlamasam da dediğini yaptım. Kapıyı kırmıştı.
İçeriye doğru koştum birazdan dedemi görmezsem çok fena ağlayacaktım gerçi görürsem de ağlardım.Kendimi zor tutuyordum resmen tek tek odalara baktım.
Yoktu.
Salonda ki büyükkoltuğa kendimi attım. Daha fazla tutamayacağım gözyaşlarımı serbest bırakarakağlamaya başladım. Bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyor diğer yandan isesöyleniyordum. Ateş içeriden gelip halimi görünce hemen yanıma geldi. "ağlama"Bu kadar kolaydı işte ağlama demek. Ağlamam artınca Ateş yanıma oturup yüzümüellerinin arasına aldı
"hemen senaryo yazma, dışarı çıkmıştır"
"ya nereyegidebilir? Haber verirdi öyle olsa biliyor geleceğimizi." Konuşurken sesim çokince çıkmıştı ve eminim ağladığımdan çok çirkin görünüyordum.
Hava kararmıştıve dedem hala yoktu. "polisi arayacağım" deyip telefonumu aldım.
"Bu kapıyanoldu böyle"
tanıdık bu ses.
Dedem.
Kapıdan içeri giren dedeme koşaraksarıldım. Göz ucuyla Ateş'e baktığımda onunda rahatladığını gördüm. "Dedeneredesin sen? Çok merak ettim." Dedem keyifsizce gülümsedi.
"Hatırlamamışsın."Dediğinde kaşlarım çatıldı.özel bir gün falan mıydı? Telefonumdan tarihebakınca gözlerim sonuna kadar açıldı. Bugün ananemin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırrımı Saklar Mısın?
AdventureAy ışığı uzun kirpiklerine vurduğunda mavi gözleri ön plana çıkmıştı. "Virtus" diye fısıldadı. Bana cesaret ve savaş tanrıçasının ismiyle sesleniyordu. "Korkuyor musun?" bu sorunun cevabını bilmiyordum ama öğrenmek üzereydim...