9.Bölüm"Uçurum"

36 5 8
                                    

Sabah gözlerimi açtığımda pencerenin yanında ki koltukta oturmuş beni izleyen Ateşle karşılaştım. "Günaydın" dedi yanıma gelirken "Günaydın. Saat kaç?" "09.00 birazdan laboratuvara gideceğiz. Kalkıp kahvaltı yap." Başımla onaylayıp yataktan kalktım.

Güzel bir kahvaltıdan sonra dedeme gezmeye gittiğimizi söyleyip evden çıkmıştık. Arabaya bindiğimizde Ateş konumu açıp takip ederek arabayı sürmeye başladı. Bir 10 dakika sonra büyük bir laboratuvara başka bir deyişle bilim merkezine gelmiştik. Mavi camlardan oluşan binaya girdiğimizde bizi bir kadın karşıladı.

 Ateş " Zeynep Sercan'la randevum vardı." Dediğinde kadın başıyla onaylayıp "Evet Zeynep Hanım bahsetmişti. Buyurun" deyip koridoru gösterdi.

 Bizimle birlikte gelip bir odada durup kapıyı tıklattı. "Gir" sesi duyulduğunda kapıyı açarak içeri girdik. Zeynep Hanım ayağa kalktığında üzerini süzdüm uzun bir etek ve bluz giymiş, saçları da topuz yapılmıştı.

 "Hoş geldiniz. Lütfen oturun" dediğinde masasının önündeki tekli koltuklara oturduk. "Sema sen çıkabilirsin" dediğinde bizi getiren kadın kapıyı kapatarak çıkmıştı. "Zamanınızı almak istemeyiz o yüzden direk konuya gireceğim. Selçuk Atahan hakkında bizi bildiklerinizi anlatır mısınız?" Ateş net bir şekilde sormuştu.

 "Normalde eski veya yeni fark etmez çalışanlarım hakkında bilgi vermem ama konu Selçuk ise sizi uyarmam gerekiyor." dedi Zeynep hanım.

 "Uyarmak derken?" diye sordum.

 "Selçuk çok zekidir ama zekasını kurnazlık için kullanmaktan hiç çekinmez. 2 yıl önce akıl hastanesine yatırılmıştı ama ne yaptı etti oradan kurtuldu. Sonra buraya geldi beni tehdit etti ve dediklerini bir bir yaptı." 

Artık iyice korkuyordum şu heriften. 

"Ailesi?evi?telefonu?" Ateş art arda sorular yönlendirdi. "Ailesi yok tek yaşıyordu. Taşındığı için adresinde bilmiyoruz. Telefonun numarasını da değiştirmiş" dediğinde hiçbirinden bir şey çıkmadığı için üzülmüştüm.

 Zeynep Hanım "ama" dediğinde yere yönelttiğim gözlerimi çekip tekrar ona baktım. "Eski eşyaları burada yani giderken almamıştı belki bakmak istersiniz." 

"Lütfen" dedi Ateş.

 Zeynep Hanım ayaklanıp kapıya doğru yöneldi "hemen geliyorum" deyip çıktı. Ateş bıkkınca oflayıp "bari bundan bir şey çıksa" dedi ardından camdan dışarı baktı. Yine üzerinde kareli bir gömlek altında ise siyah pantolon vardı. Gözlerimi dikmiş öylece Ateş'e bakıyordum. Boğazımı temizleyip arkama yaslanınca içerisinin çok sıcak olduğunu fark ettim. Mayışmıştım. Zeynep Hanım elinde bir kutuyla geri gelince doğruldum. Ateşte artık dışarı bakmıyordu. "İşte bunlar bakabilirsiniz" dediğinde ikimizde ayağa kalkıp kutunun başına gittik. 

Elimi daldırdığımda ilk olarak kâğıtlar çıkmıştı üzerine işlemler falan vardı. Bu sefer gözüm bir fotoğrafa çarptığında elime alıp incelemeye başladım. Bir erkek bebeğin fotoğrafıydı. Bebek 1 yaşında bile değildir belki. Üstelik fotoğraf siyah beyazdı. Ateş fotoğrafı elimden alıp kendi baktı ardından arkasını çevirdi. Yine o lanet olası el yazısı ile karşılaşmıştık.

Oğlum.

Ateş "Bir oğlu olduğunu biliyor muydunuz?" diye sorunca Zeynep Hanımın kaşları havaya kalktı "öyle miymiş? Haberim yoktu."

 Demek bir oğlu vardı. Keşke çocuğun adını ya da yaşını bilseydik belki o zaman ah kimi kandırıyorum hiçbir şeyi değiştirmezdi bu. Tek yaşadığına göre çocuğu annesinde olmalıydı. Belki çocuğu hiç babasını tanımamış bile olabilirdi. Kutuya tekrar baktığımda içinde ki deney gözlüğü ve eldivenleri alıp diğer çıkardıklarımın yanına,masaya koydum. Kutudan son şeyi alıp inceledim. Bu bir karttı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sırrımı Saklar Mısın?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin