2.Bölüm

343 185 57
                                    

MULTİMEDYA; BEREN VE EGEMEN
Gözlerimi yavaş yavaş kırpıştırarak açtığımda sırtım yumuşak bir yere değerek yüzünü tanıyamadığım birisi tarafından odaya kilitlenmiştim.
İşte şimdi hapı yutmuştum.!
Etrafıma göz gezdirirken odanın ne kadar lüks bir şekilde tasarlandığını ve döşendiğini fark ettim. Gözlerimi, odanın lüks eşyalarından çekip nasıl buradan kaçacağımı zor da olsa düşünmeye başladım. Pencereden dışarıya baktığımda evin demir kapısının önünde en az 10 korumanın olduğunu görüp ağzım açık şekilde onlara baktım ve delice olan kaçma planlarımın işe yarayamayacağını anladım. Bir yolunu bulup mutlaka buradan kaçmalıydım.
Ben, yatağın üzerine oturup bacaklarımı kendime doğru çekip düşünmeye başlarken kapının açılmasıyla birden irkildim. Gelen kişinin kim olduğuna baktığımda, geçen geceki olayda arabasına yaslanmış oradaki olayları izleyen adamdı.
Suratına dikkatlice baktığımda, sert yüz hatları, bir erkeğe aykırı olan düzeyde güzellikte olan dudaklar, o kaş o göz. Allaaah.  Kendime gelmem için küçük çaplı bi tokat attıktan sonra, hemen kendime gelip bu saçma düşünceleri yok edip karşımdaki adamın ne yaptığına baktım. Yavaş yavaş yanıma gelip beni ürkütüyordu bir hayli. Oturduğum yataktan birkaç metre uzağımda karşımda dikilip bana bakmayı tercih etti. Kısa bi süre sonra tam ben ağzımı açıp konuşacakken zamanlaması çok iyiymişcesine bana "Dün gece ne gördüysen unutacaksın ve kimseye bahsetmeyeceksin. Eğer akıllı kızsan zaten bahsetmezsin." Diye zırvaladı.
Üstüne basa basa demişti bunları. Bu açıkça tehditti. Evet evet bu bir nevi tehditti. Nasıl tehdit derseniz eğer ben bunu gidip birilerine anlatırsam sanırım ölüm fermanımı da imzalamış olurdum. Ben de zaten bahsedecek değildim yani. Şuna korkudan istesem de bahsedemem demiyordum da. Gözlerimi devirip "Bahsetmeyecektim zaten beni buralara kadar boşuna getirdin 2 gün sonra unutacağım şey için." Demiştim ve ardından "Sence oradan aptal birisi gibi mi duruyorum?" Diye sorduğunda her ne kadar "EVET" demek istesem de korkuma yenik düşüp sessiz kalmayı tercih ettim. Ona sanki hiç beklemediği "Beni ne zaman bırakacaksın?" Diye sorduğumda gözümün içine "Sen ciddi misin" bakışı atıp gözleriyle dövüyordu beni. Ben de "Ne?"diye sorduğumda bana "Artık bu evde benimle kalacaksın." Diyerek 32 diş sırıttı. "Gerçekten seni serbest bırakacağımı falan mı zannettin?" O, bu cümleleri kurarken ağzım açık onu dinliyordum. Ardından bana, adının Egemen olduğunu söyledi ve bana "Senin ismin de Berendi öyle değil mi?" Diye sorduğunda şaşkınlıkla onu izliyordum. Bu adam beni bi dakika şaşırtmasa olmazdı. Her cümlesinin yüzde doksanı şaşırmama yetiyor. "Sen nerden biliyorsun adımı? Sapık falan mısın?" Diye tek tek sorarken Egemen gözümün içine "şaka gibisin" bakışı atıyordu ve ardından "Ben Egemen Kaner'im. Karanlık dünyama hoş geldin Beren Olcay." Diyerek odadan çıktı ve ben arkasından sadece bakakaldım. Saat gecenin 1'ydi ve ben her ne kadar bu evden kaçıp gitmek istesem de gözlerim, bedenimin yorgunluğuna yenik düşüp uykunun kollarına bıraktı.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * *
Sabah olduğunda odadaki aynaya bakıp  aynadaki yansımama baktığımda korkudan çığlık atmamak için kendimi zor tutup elimi yüzümü yıkadım ve kendime geldim. Kuş yuvası gibi darmadağın olmuş saçlarımı elimle düzeltip yatağın en başına oturdum. Etrafın lükslüğüne ağzım açık bakarken kapı tıklandı. 'Gel' 'komutu senin neyine Beren?' Diyen iç sesime aldanmayarak "Gel." Dedim. Gelen kişinin yüzüne baktığımda, evin hizmetlisi olduğunu fark ettim. "Egemen bey sizi çalışma odasında bekliyor Beren hanım." "Çalışma odası nerde acaba?" Diye sorduğumda kadın önce şaşırmış, ardından yüz ifadesini hemen değiştirip soruma cevap vermişti. "Yukarıda."
"Tamam teşekkürler." Diyerek çıkmasını rica ettim. O da anlayarak çıktı tabii. Umutsuz vaka şeklinde, ayaklarımı yere sürerek üst kata çıktım. Ama yani şimdi bi koridorda 6 kapı olur mu bi evde? Şimdi gel de hepsine tek tek bak. Tam bir kapıyı tıklatacağım sırada tıklatacağım kapının iki kapı yanındaki odadan Egemen 'bey' çıktı. Elim havada ağzım açık şekilde Egemen 'bey'e bakıyordum. Sinirli bakışlarına maruz kalaraktan azar işitmediğim kalmıştı bir. "Orda değilim burdayım geç içeri." 'Emir büyük yerden sanırım ama emir verilmesinden hoşlanmam.' Demedim tabii ki de. Yürek isterim ben onu diyecek. Yavaş ve korkak adımlarla olduğu odaya girdim. Girdiğimde hızlı bir şekilde kapıyı kapatıp daha da fazla ürkmeme sebep olmuştu. Değil bu herifle bir ömür yaşamak, bir gün bile kalınmaz. "Bak her kimsin bilmiyorum ama gerçekten kimseye birşey anlatmayacağım. Hastahaneye yetişmem gerek. Lütfen bırak gideyim şimdi."  'Ay bi yalvarmadığın kaldı Beren.' Bu sefer iç sesim haklıydı. Bir de yalvar tam olsun aptal kafam. Yüzüme öldürücü, acınası, aptal mısın bakışı atmakla yetiniyordu. "Evden dışarısı yasak olduğunu biliyorsun. Hatta Mehtapa söyleyeyim pencereye bile bakma. Senin sağın solun belli olmaz." Adam haklıydı tabii. "İlk hayatımı mahvedemezsin." Sesim yüksek çıkmıştı. Bu ne cesaret Yarabbi? Bozuntuya vermeden odanın kapısını açmaya yeltendim. Tam gidecektim ki kolumun bir maganda tarafından sıkıldığını ve durdurulduğumu fark ettim. Siz o magandanın kim olduğunu tahmin etmişsinizdir. Tam ağzımı açıp konuşacaktım ki; "Bir daha bana bağırırsan o dilini sana yediririm. Onunla kalmayıp küçük dilini de yediririm." Bayağı korktum yani şimdi Allah var hani." Yeniden koluma baktığımda sert kavrayışı biraz da olsa yumuşamıştı sonradan zaten bırakıl karşımdan geçti gitti. Merdivenlerden inip benim olmayan odama gittiğimde, yatağa yığılmış bir adam görmüştüm. Egemenin koruması gibi bi havası vardı ama neden benim yatağıma yığılmıştı ki? Benim geldiğimi fark ettiğinde ayağa kalkıp kapının oraya doğru gittiğini gördüm gidecek sandım fakat kapıyı kilitlemişti. Bu sefer hapı sanırım paketiyle yutmuştum. Korktuğum yüzümün ifadesinden de anlaşılırdı. Kalbim neredeyse ağzımda atıyordu. Bana "Seni buradan çıkartırım." Demişti ve ben de konu buradan çıkmakta gerisi teferruattır kafasıyla devam edip "Nasıl yani nasıl yapıcaksın? Hem sen kimsin?" Diye lafı atmıştım. "Kim olduğumu boşver çıkartırım çıkartmasına ama bir şartım var." Deyip "Şartın ne?" Diye heyecanla beklerken bana doğru yavaş yavaş adım atıyordu. Yaklaştı, yaklaştı ve tam sarılıyordu ki ben o "meşhur" çığlığımı bastım. Ev yankılanmıştı ama kimse duymamıştı. Evin hizmetlisi mehtap hanım bile. Adam bana daha sıkı sarılmaya başlayınca daha da kuvvetli bir şekilde bağırdım ve kapının zorlanmasıyla içimi az da olsa rahatlatmaya çalışmıştım. Ben hâlâ hem bağırıp hem de korkudan sel olan gözlerimle olayın şokuyla adamın kollarında dona kalmıştım. Yumruklasam işlemez boşa kendimi yoruyordum. Zaten illaki birisi bunun ağzını yüzünü dağıtacaktı. Çok geçmeden kapı kırılıp adam yerle bir olmuştu. Ben,korkudan titrerken bacaklarım bedenimi taşımıyordu. Yere çökmüş hıçkırarak ağlıyordum. O sırada tabii Egemen gelip adamı resmen ölesiye dövüp dışarıya attı ve Egemenin arkasından gelen birkaç korumaya "Bu iti hemen evin bodrumuna indirin işini ben bitiricem." Diye sırasıyla emirler yağdırıyordu. Yanıma geldiğinde kafamı bacaklarımın üzerinden yukarıya kaldırdığında gözyaşlarımı silip "Ne yaptı sana anlat bana." Dedi ve ben de olanı anlatmıştım. Olaylar olmadan önceki Egemen gitmiş, yerine çok merhametli, sevgi dolu bi Egemen gelmişti. Gözlerinin içine bakmaya çalışıyordum ama bunu yanı ben yapamıyordum. Aramızdaki mesafeden su sızmazdı ve bu da benim kalbimin daha hızlı atmasına yetiyordu. Egemen bana "Bundan sonra asla böyle bişey olmayacak." Deyip beni ayağa kaldırdı ve odadan çıktı.
Arkasından öylece bakakaldım.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * SELAM! BU BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. :) EĞER HİKAYE TUTULURSA "Karanlığın Güneşi." ADLI KİTABIMIZIN İNSTAGRAM SAYFASI DA OLACAKTIR. AYRICA BEREN VE EGEMENİN DE KENDİSİNE AİT İNSTAGRAM HESABI DA OLABİLİR. KENDİNİZE İYİ BAKIN DİĞER BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE:)

Karanlığın Güneşi (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin