6.Bölüm

147 83 7
                                    

ARKADAŞLAR SELAAM! BÖLÜM GEÇ OLDU EVET FARKINDAYIM OKUL YÜZÜNDEN FALAN YAZAMADIM YETİŞTİREMEDİM. AMA ŞİMDİ KARŞINIZDAYIM. YAZIM HATALARI OLACAKTIR İLLAKİ TELEFONDAN YAZIYORUM ONLARI GÖRMEZDEN GELİP OKUYUN:) HER DEFASINDA SÖYLÜYORUM ARKADAŞLAR LÜTFEN VOTE VERİN İYİ VEYA KÖTÜ YORUM YAPIN VE YİNE DİYİCEM:) NEYSE BU BÖLÜME DE Bİ 100 VOTE GELİRMİ? :) BENCE GELİR!
İYİ OKUMALAR💞
MULTİMEDYA; LEVENT
HEY MAŞALLLAH:d

EGEMEN'DEN

Arkamı dönüp gelen sesin kime ait olduğuna baktım ve seslenen kişinin baş düşmanım Levent olduğunu farkettim. Sinirlerim bi anda zıplamıştı yerinden.
Beren'e hayran olmuş bir şekilde bakarak buraya doğru geliyordu. Bıraksak ağzının suyu akıcak 'puşt'.  O yanımıza doğru gelirken yüzüne yaydığı sinsi gülüşüyle resmen Beren'in içine düşecekti.

Bana "Bu güzel bayan kim?" Diye sormuştu. 'Canına susamıştı.' Onu dövmemek, ağzını yüzünü dağıtmamak için kendimi zor tutuyordum.
Beren'e doğru elini uzattı ve "Ben Levent. Sizinle tanışmayı çok isterim." Dedi.
Beren'de ona elini uzatarak karşılık verdi. Gözlerinin içine 'Eve gidince o el kırılacak' bakışı atıp korkutmaya çalışıyordum ama nafile.
"Ben de Beren."
İyice sinirlenmiştim. Beren'e "Hadi artık bu kadar yeter." Deyip elinden tuttuğum gibi sürüklercesine oturacağımız masaya doğru ilerledik. Sinirden masaları dağıtmamak için kendimi zor tutuyordum. Beren bana "Egemen iyi misin?" Diye sakince sorduğunda aniden kükredim.
"Değilim!"

Korkutmuş olmalıyım ki- her halinden belli -  kendini fazlasıyla kasıyordu.

Beren'i Levent şerefsizine kendi ellerimle teslim ettim. Bu davete Beren gelmemeliydi. Sevdiğim kızı elimden alıp ona buna sattı ve şimdi sıra onun için Beren'e gelmişti. Buna asla izin vermeyeceğimi bilse de yine kendi bildiğini okuyacaktı. Gerekirse Beren odasından adım atamaz kapısına korumalar bile dikerdim ama onu da elimden almasına izin vermezdim. Evet yapardım bunu.

Beren başını yere eğmiş, masum kedi misali bakınıyordu. Tabii hayli hayli neye uğradığını şaşırmıştı. Beren'in elini yavaşça tuttuğumda bana baktı ve bir şey demeden çıkışa doğru ilerledik.
"Artık neler olduğunu anlatacak mısın?"
"Hayır."
Eski defterleri açmamak adına kısa kestirip attım. Arabaya doğru geldiğimizde kapısını açıp binmesini bekledim. O bindiğinde ben de sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdım ve eve doğru ilerledik.

Beren'den
Davete geldiğimizde yumuşak tatlı Egemen gitmiş, yerine hödük kaba sert embesil Egemen geri gelmişti.
'Allahım nolur beş dakika daha ya. ' Egemene doğru seslenen adam bize bakarak -sırıtarak- yaklaşmaya başladı.
Ben Egemene "Bu kim?" Diye sormadan "Ben Levent. Tanışmayı çok isterim." Dedi. 'AY BEN ŞOOK'
Tabii adam elini uzatınca bir dona da kalmadım değil.
Bir Egemen'e bir de Levent bey'e baktığımda Egemene baktığında ne olduğunu anlatayım. Şimdi o tabi benim gözlerimin içine 'şimdi sıçtın sen' bakışları atıyordu falan sonra bende sinir etmek ya hani amacım elimi Levent bey'e uzatarak karşılık verdim. "Ben de Beren."

Elimi sert bir şekilde kavrayan ele bakarak Egemene ait olduğunu farkettim. Sinirli olduğunu gözlerinden anlaşılıyordu. Gık'ımı çıkarmadım.
"Hadi artık yeter bu kadar." Diyerek hızlı hızlı masamızın olduğu yöne ilerledik.
"Egemen iyi misin?" Diye telaşlı bir şekilde sorduğumda "Değilim!" Diye bağırmıştı. HAYKIRMIŞTI! Öküz.
Etrafa bakındığımda birkaç çift gözün bize baktığını farkettim. 'Ne bakıyonuz ellaaam'
Kafamı yere eğip öylece durdum. Egemen fark etmiş olacak ki sessiz bir şekilde 'of' çekip elimi tuttu ve çıkışa ilerledik.
Hayır yani o kadar elbise aldık niye giydirip getiriyorsun man kafa! Bir de milletin içinde bağırıyor.
"Artık ne olduğunu anlatacak mısın?"
"Hayır."
Öküz megolaman!

Karanlığın Güneşi (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin