HİSSİZLİK

974 110 23
                                    


  Aslı mahkemenin ardından adeta bir sarhoş gibi sendeleyerek arabasına doğru yürümeye başladı.

  Gözünün önünden babasıyla yaşadığı onca şey, annesinin vefaatından sonra birbirlerine nasıl da sarıldıkları geçiyordu. Beş sene öncesini düşündü, annesi ve babasıyla mutlu ve huzurlu günleri. Zamanı geriye almak mümkün olsaydı diye geçirdi içinden, o günlerin kıymetini öyle bir bilirdim ki...

  Dalgın dalgın yürürken ayağı stilettoları yüzünden burkuldu ve dizlerinin üzerine düştü. Ayağa kalkmak istemedi, mecali yoktu. Tek istediği bunların bir rüya olmasıydı. Bileğinde ki acıyı hissetmek istiyordu, hissederse belki uyanabilirdi. Uyanır ve babasına sarılır onu ne çok sevdiğini söylerdi. Dizlerinin üzerinde otoparkta çaresiz beklerken omzunda bir el hissetti. Daha sonra o el Aslı'yı kollarının altından tutarak ayağa kaldırdı ve gözlerinin önüne gelen bir tutam saçı kulaklarının arkasına sıkıştırarak ekledi.

  ''Aslı kendine gel, ölen benim babamdı tamam mı? Benim babam öldü Aslı ve bunun suçlusu da senin baban. En azından senin ki hapishanede yaşayacak olsa bile yaşayacak anladın mı? Ya ben Aslı, ya ben! Ben babamı kaybettim, sonsuza kadar onu kaybettim anlıyor musun? Katil bir adamı savundun, babamın katilini savundun birde kurtaramadığın için mi üzülüyorsun?''

  Aslı cevap veremedi, gözyaşları yanaklarını ıslatırken tek yapabildiği Mert'e çaresizce bakmaktı.

  ''Cevap versene!''

  ''Mert ben... Ben çok üzgünüm ama inan bana bu kötülüğü size babam yapmadı, o masum. Sadece birileri onun yaptığını sanmamızı istedi.''

  ''Masummuş... Bir sürü kanıt var Aslı, bir sürü! Eğer senin de biraz olsun aklın varsa bu işten artık uzak durursun. Annem ve ben çok yıprandık. Artık kimse tarafından rahatsız edilmek istemiyoruz. Adalet yerini buldu, sende o baban olacak katil de hayatımızdan defolup gidin, anladın mı?''

  Aslı hıçkırarak ağlarken Mert arkasını dönüp kendi arabasına bindi ve gözden kayboldu.

  Mert'in yeşil gözlerinde ki acıyı ve öfkeyi görmek Aslı'yı daha çok kahretmişti. 18 yaşından bu yana ilk defa Mert'i babasının öldüğü zaman görmüştü çünkü o üniversite için yurtdışına gitmiş, Aslı ise Ankara'da kalmayı tercih etmişti. Aradan geçen 7 yıl ne kadar da değiştirmişti Mert'i. Kaslı vücudu ve esmer teninin yeşil gözleriyle oluşturduğu ahenk, kirli sakalıyla birlikte sert ve karizmatik bir eda yaratmıştı. O güzel yüzün şimdi acı ile harmanlanması ne kadar da üzücüydü. Aslı bir süre orada dikildikten sonra arabasına bindi eve doğru yola çıktı.

  Ev hiç bu kadar ıssız olmamıştı, annesini kaybettikten sonra bile... Banyoya girdi ve suyu açtı. Küvet hararetle dolarken, banyo dolabında sakladığı bir paket sigarayı çıkardı ve içinden bir dal aldıktan sonra üzerindekileri çıkarıp küvete girdi. Sigarasını yakıp bir nefes çekti içine ve eskileri düşünmeye başladı. Dünya böyle bir yer miydi? Acılar ve gözyaşlarından mı ibaretti? Önce Mert'i kaybetmişti, sevdiği adamı. Yeşil gözlerine onlarca şiir yazdığı adam çekip gitmişti. Ardından iki sene sonra ise annesini kurban vermişti o illet hastalığa. Mert yoktu yanında o zor günlerinde. Oysa ne de güzel sevmişlerdi birbirlerini, en azından Aslı öyle sanmıştı. Hep merak etti neden gittiğini, onu neden bıraktığını ama ona ne ulaşabildi ne de yüzünü bir daha görebildi, bugüne dek.

  Sigaranın külü, küvetten dışarı sarkıttığı parmakları arasından yere süzülürken babasının mahkemeden çıkarken söylediği son sözleri hatırladı. Bir nefes daha zehir çekti içine, acısını ciğerlerinde hissetmek için. Babasının kumar yüzünden borç batağına battığını nasıl da anlamamıştı. Annesinin vefatından sonra babasının genelde eve geç geldiğini biliyordu fakat bu ihtimal aklına dahi gelmemişti. Borçlarını kapatmak için muhasebeciye para karşılığında susmasını sağlamış ve şirketten zimmetine para geçirmişti. Babam... Diye geçirdi içinden Aslı. O asla böyle bir şey yapmazdı, bunalımdaydı ve ben farkına varamadım diye düşündü. Yaşananlar kolay değildi ama bir şeyler yapması ve babasını oradan çıkarması gerekiyordu. Düşündü... Kanıt gerekiyordu. Babasının anlattıklarını düşündü, olay gecesi yaşananları...

AVUKAT #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin