MERT

626 58 16
                                    


7 yıl önce...

Rochester, Minnesota.

      Yağan yağmurun beraberinde getirdiği toprak kokusu, Mert'in en sevdiği şeylerden biriydi. O koku ne zaman burnuna gelse, derin bir nefes alır ciğerlerini temiz havayla doldururdu. Toprak kokusu ona huzur verirdi, eğer huzur somut bir şey olsaydı derdi Mert, kesinlikle böyle kokardı. Evinden, yurdundan ve sevdiğinden bu kadar uzaktayken, o tanıdık kokuyu burada da bulmak umuduyla pencereyi araladı. Rochester'da hava sürekli yağışlıydı, dengesiz ve soğuk bir iklimi vardı. Ankara'nın ayazı kadar olmasa da soğuktu ama bir şey eksikti. Soğuk kış günlerinde baktıkça içini ısıtan, ona aşkı hatırlatan kömür rengi gözler çok uzaktaydı. Havada bir koku vardı evet, ama Mert'in alışık olduğu koku bu değildi. Tek istediği burada tanıdık bir şeylerdi, ona evini hatırlatacak olan şeyler.

      Aslı'yı düşündüğünde yüreğine bir ağırlık çöküyor, intihar etme düşüncesi dans ediyordu zihninde. Meğer ne çok muhtaçmışım ona diye geçirdi içinden, başını ellerinin arasına alarak. Onunla konuşmak istiyordu, anlatmak... Sonra vazgeçiyordu, yapamazdı. Belki Aslı ondan korkardı anlattığı zaman, belki ondan kaçardı. En kötüsü de belki onu sevmekten vazgeçerdi, istemezdi. Hayır, peri kızı bilmemeliydi.

Okyanusun ortasında kalmış bir kaptan gibi hissediyordu kendini, sonsuz bir okyanus...

Dümeni bozuk bir gemiye benzetiyordu hayatını, kaptanını hiç bilmediği diyarlara sürükleyen...

Bütün umutlarını karayı görebilmek için harcayan ama her güneş doğduğunda hayal kırıklığına uğrayan bir kaptan...

      Bazı gerçeklerin gizli kalması gerekirdi. Fazlasını bilmek başınıza dert açabilir, sizi hiç istemediğiniz yollara sürükleyebilirdi. Mert, fazlasını bildiği için başına bunlar gelmişti, en azından öyle yorumluyordu. Ama henüz umudunu yitirmemişti, bir gün bu hasret bitecek ve intikam zamanı gelecekti. Bir gün Aslı'ya her şeyi anlatacak, bütün gerçekler yerini bulacaktı. Tek endişesi o zamana kadar peri kızının onu unutmasıydı, işte bu kısım bir miktar şansa bağlıydı.

      Buraya alışamamıştı, bir an önce bu işkencenin bitmesini diliyordu. Mert'e göre kendisini tanımlayan tek kelime ''Çaresiz''di.

Yalnız,

Ve çaresiz...







AVUKAT #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin