2-Tesadüfen

1.6K 308 36
                                    

Günler hızla geçiyor, sınavlar tek tek bitiyordu. Bugün son vizesine girecekti ve gelsin ondan sonra finaller. Kalıyordu son yarı dönem. Onuda atlattı mı Öğretmen Hüzün hanım geliyordu.

"Ey İstanbul kork benden" diye bağırıyordu Hüzün.

Fatma hanım girdi odaya çılgın kızına şöyle bir baktı. Hüzün'de ona bakıp, gülümsemesini sözlerine katık yapıp atladı anneciğinin boynuna.

"Fatma hanım sizde öğretmen annesi olacaksınız, heyecan var mı heyecan" diye kahkaha attı.

Fatma hanım "hadi deli kızım o çocuklara acıyorum ben, ne yapacaklar senin gibi çatlak bir öğretmenle ."

"Aaa çok ayıp Fatma hanım insan bir öğretmenle böyle konuşur mu?" diyerek anneciğini yatağa atıp gıdıklamaya başladı.

Fatma hanım gülmekten nefes alamıyordu, son bir hamleyle kurtuldu kızının kollarından. "Kahvaltını et sınava geç kalacaksın deli kızım benim."

Hüzün ahtapot gibi etrafa yaydığı kollarını toparlayıp, "emredesiniz komutanım" dedi. Çantasını aldı ve kahvaltının başına geçti. Güzel bir kahvaltının ardında Hüzün okulun, Fatma hanım işin yolunu tutuverdi.

Hüzün güzel bir sınavın ardından erkenden eve geldi. Her zaman ki gibi annesine iş bırakmamak için her şeyi yapıp kendini uykuya bıraktı. Fatma hanım eve geldiğinde Hüzün derin bir uykudaydı. Kıyamadı kızını uyandırmaya, yemek işine koyuldu. Her şey hazırlanmıştı ki, Hüzün bitiverdi mutfak kapısında.

"böööööö".

Sıçradı Fatma hanım, "delimisin kızım sen aklım çıktı."

"Hadi yemek yiyelim çok açım. " dedi Hüzün

Aslında evdeki bu deliliklerinden eser yoktu dışarıda. Az konuşur, az arkadaş edinirdi. İlginçti bu kadar güzeldi ama hiç sevgilisi olmamıştı. Ne zaman bir erkek ona farklı yaklaşsa uzaklaşırdı onlardan. Hatta kaçardı desek yeriydi.

"Bir artı bir (1+1) kalbine kendi zor sığabiliyordu, uğraşamazdı birde Kalp arkadaşıyla."

Yemek bittikten sonra sofrayı Hüzün toparladı. Bulaşıkları yıkayıp sobanın arkasında uyuya kalan annesinin üzerini örtüp, odasına geçti. Radyoyu açıp eline bir roman aldı. Çok güzel çalıyordu şarkılar, arada kitabı bırakıp eşlik ediyordu sözlere. Kitaba iyice daldığı sırada yine o sesi duyu verdi.

"Siyah'ım ben hangi rengini katarsan kat ben sen değil, sen ben olursun."

"İyi geceler gecenin Siyah'ıyla programımız başlıyor. Yaklaşık iki saat buralarda olacağım. Ya siz ? " dedi ve bir şarkı başladı.

Hüzün ilk defa bir erkeğin sesini duyduğunda içine heyecan doluyordu. Üstelik hiç tanımadığı bir adamın sesinden etkilenmesi çok saçmaydı. Ama bütün gece o saçmalığın bir parçası olarak iki saat geçireceğini bilmiyordu. Elindeki kitaba bir türlü kendini veremiyordu.

Kapkaranlık bir odada Siyah'ın kollarına bırakıverdi kulaklarını. Şarkılar sanki dakikalarca değil saatlerce sürüyormuşcasına uzun gelmişti. Siyah'ın sesi her duyulduğunda içi onun sesiyle nakış nakış işleniyordu. İşte o an karar verdi. Hayatının bundan sonrasına ortak olacak bu adamı hüznüne katmaya.

Bir mektup yazacaktı ona. İçinde selam, övgü, iltifat geçmeyen, sade ama manalı. Günlüğünü açtı sayfaları gezdi ve en sevdiği şiiri yazmaya başladı.

Beyaz bir kağıda Siyah bir kalemle.

Günlüğündeki tüm şiirler Hüzün'e aitti. Duygularını kağıtlara anlatmayı severdi . Ve ilk defa biriyle şiirlerinden birini paylaşılacaktı. Belki de dalga geçecekti bu ukala radyocu, ama denemeye değerdi. Çok istiyordu ona bir şeyler yazmak. Nasıl olsa kim olduğunu bilmeyecekti amaç eğlenmekti diye düşündü.

*****

Aradan günler geçmişti içten içe onun varlığını hissetmesini istiyordu. Yazdığı mektubu her gün defalarca okuyup, onun ağzından bu şiiri dinlemeyi hayal ediyordu. Radyo başında Siyah'ın sesini duyunca yollamak istiyor, sabahları bu kararından hemen vazgeçiyordu.

Tatil boyunca kafasındaki bu sorular yüzünden erkenden odasına çekilip, geç vakitlere kadar uykusuzlukla boğuşuyordu. Annesi kızının neşesiz hallerini fark etse de üzerine gitmiyordu.

Siyah'la tanışalı bir hafta olmuştu. Onun program yaptığı geceleri bile öğrenmişti. Radyoyu açtı yatağının kenarında bağdaş kurup loş sokağı seyre daldı.

Meltem gibi esen sesiyle Hüzün'ün teninden kulaklarına ulaştı Siyah'ın sesi.

"Aşk tutuşur kelimelerim kalbine değerse.
Elle tutulmam ben, kapkara bir duman gibi gezerim bedeninde.
Suskunluğumdan kork, isyanımdan, hatta sarılmamdan kork.
Yanarız, tutuşuruz, biteriz de kimseler anlamaz.
İsteyemezsin bir damla su, yada dur yanlış oldu
istemezsin bir damla su.
Yanmanın acısı ilk defa bu kadar tatlı gelir.
Hoş geldiniz Siyah'la birlikteliğiniz başladı."

Yakıcıydı bu adam. Herkes uykusundayken Hüzün siyah bir nöbetteydi. Hayat hayal ettiğin kadar ötedeydi. Bazen dokunacak kadar yakın bazense çok uzak. Ne çıkarsa kısmetineydi insanın. Farkında olmadan aşkın ilk haline tutulmuştu bile. Şarkılarda kalbinde kıvılcımlanmaya yüz tutmuş ateşe kor oluyordu. Tutuşuyordu yavaş yavaş ama artık çok geçti.

Merhaba arkadaşlar aranızda çok yeniyim umarım birlikte uzun bir yol alırız. O değerli yorumlarınıza ve vote'nize ihtiyacım var lütfen yıldıza basmadan geçmeyelim bana destek veren herkese teşekkür ederim **Özlem**

HÜZNÜ SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin