***Zarfı yavaşça açtı, katlı kağıdı düzeltti ve öylece kala kaldı. Okuyamadı mektubu, üzerine bir şey alıp Sema'ların bahçeye daldı. Kapıyı hızla çaldı ve Sema'ya seslendi. Sema kapıyı açtığında Hüzün'ün yüzü kireç gibiydi. Saçı başı dağınık belli ki yeni kalkmıştı.
"Hemen bize gel" dedi Hüzün. Sema korktu "Fatma teyzeye mi bir şey oldu?"
" Yok ya annem işte gel hadi."
" Dur üzerime bir şey alayım" dedi Sema , annesine seslendi "ben beş dakika Hüzün'lere gidip geliyorum." "Çabuk gel çok oyalanma" cevabını alınca hızla kapıdan çıktılar.***
Hüzün elinden tutmuş koşturuyordu Sema'yı. Açık kapıdan girip hızla kapattılar. Doğruca Hüzün'ün odasına girdiler. Sema nefes nefese kalmıştı. "Kızım bir dur ne oluyor ya öldüm koşturmaktan" dedi Sema.
Hüzün yatağın üzerinde duran kağıdı işaret etti. Sema kağıda uzandı "ne bu ? " Gözleri kağıdın üzerinde gezinirken yüzüne şaşkınlık ifadesi çoktan yerleşmişti Sema'nın.
"Ne yazıyor ne yazıyor Sema bana da oku" dedi Hüzün. Heyecandan sesi zor çıkıyordu. Sema kafasını kağıttan kaldırıp, şaşkınlıkla Hüzün'e baktı.
"Sen okumadan mı beni çağırdın?" Dedi Sema.
" Okuyamadım işte hadi sen oku öleceğim şimdi" dedi Hüzün.
Sema boğazını temizleyip başladı okumaya:
"Kelimelerle bu kadar güzel konuşabilmendir bu mektuba cevap vermem.
Ya çok yaralısın ya da yaralanmaya hazır. Benim kelimelerim bana yabancı,senin gibi konuşamıyorum onlarla.
Duyamıyorum onları.
Belki kelimelerimle konuşmama yardımcı olursun Hüzün.
Konuşmayı öğretirsin onlara mektuplarınla, sohbet eder, dertlerini dinlersin.
Cevabını bekliyorum. Sağlıcakla kal... SİYAH"Sema bile etkilenmişti kısa ama öz bu mektuptan. "Kızım sana cevap atmış. Ay çok romantik , çok heyecanlı" dedi Sema.
Hüzün hiç konuşmadan duruyordu. "Kime diyorum ne yapacaksın şimdi hemen cevap yaz." Divanın bir köşesine oturdu Hüzün. Ufalmıştı sanki, rengi iyice beyazlamıştı.
"Korkuyorum Sema bu adama bağlanmaktan, hayal kırıklığına uğramaktan, baş edememekten." Elinde olmadan yaşlar süzülüyordu gözlerinden.
Sema sıkıca sarıldı arkadaşına. "Kuzum neler oluyor sana. Yazma cevap verme, ne bilim işte ya üzülme yeter."
"Ben sanırım bu adama aşık oldum Sema. Çok saçma değil mi? Adını, yaşını, ismini bilmediğim birine aşık olmam. Belki de adam evli çoluğu çocuğu var."
Sema sırtını okşadı arkadaşının. "Dur hemen panik yapma sorar öğrenirsin her şeyi, olmadı bir daha yazmazsın, dinlemezsin. Boşluktan oldu okul başlasın bak gör aklına gelmeyecek. Keyfini çıkar be kuzum, üzülmek yakışmıyor sana " dedi Sema.
"Hadi toparlan eve gidiyorum kahvaltı hazırla yarım saate geleceğim. Elini yüzünü de yıka çok kötü gözüküyorsun iştahım kaçacak " dedi ve odadan çıktı.
Semanın ardından defalarca o sözleri okudu Hüzün. Katlayıp zarfla günlüğün arasına yerleştirdi. Mutfağa geçip kahvaltı hazırlıklarına başladı.
****
Tatil bitmiş, okullar açılmış, Hüzün aynı temposuna geri dönmüştü. Tek değişiklik haftada üç gün Siyah radyosuna konuk oluyordu. Aldığın mektuptan sonra karşılık olarak bir mektup yazdı Hüzün. Yine kendisiyle alakalı tek söz yazmamıştı. Şiirlerle konuşuyordu Siyah'la. Ne kadar daha böyle idare edebilirdi, bilmiyordu. Tek bildiği kalbinin beynini ele geçirdiğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜZNÜ SİYAH
RomanceBu adam kelimelerin başını döndürüyordu. Her yerde ayyaş gibi dolaşıyordu aşk. İlk defa hayal etti. Gözlerini düşündü, saçlarını, boyunu, ellerini hissetmeye çalıştı. Belki de Sema haklıydı. Bir hayalete aşık oluyordu. Kimbilir kaç kızın yüreğiyle...