Yüzleşme (GELECEK BÖLÜMDEN)

580 60 55
                                    

Selam dostlar; bıkmadan, özel mesajlar yazarak beni rahat bırakmayan sevgili okuyucu arkadaşlarım için güzel bir ara bölüm sizlerle. Lütfen yazıyı bıraktığım yer için kulaklarımı çınlatmayın😁 sevgiler...

Ölümün ne olduğunu defalarca okusada insan. En sevdiklerini kaybetmenin acısını yaşasa da kendini ölü olarak seyretmek farklı bir duyguydu.

Mustafa öylece soğumaya yüz tutmuş bedenini seyrediyordu. Birileri etrafında koşturup ona yardım etmeye çalışıyordu. Ölmek için çok erken, aşkı için çok geçti. Soğuk hastane odasında yukardan ilk defa bakıyordu insanlara.

Hüzün burda olsa ona gitme dermiydi. Keşkelere boğulmak böyle bir duyguydu. Son kez sarılamamak nasıl bir yangındı. Şimdi acının gözyaşları sevecekti kadınının yanaklarını.

"Hadi oğlum yapabilirsin hadi yardım et bize" diye çırpınan doktorun sesi doldurdu odayı. Yere doğru indi Mustafa kendi bedenine yaklaştı birkaç adım. Uzaktan son kez bakıp adımlarını kapıya doğru yönlendirdi.

"Sevdamı kaybetmişim ben daha büyük acı var mı be kader" dedi ve acı bir gülümseme oturdu Mustafa'nın yüzüne.

*****

Kötü haber tez yayılırmış ya bu seferde şaşmamıştı. Hüzün'ün yol boyunca gözyaşı hiç durmadı. İlk defa bu kadar nefret ediyordu kendinden. Neyin inadıydı, neyin gururuydu bu kadar acı. Sevdiği adam kayıp gidiyordu ellerinin arasından. Kaçıp giderken hiç onu kaybetmeyi düşünmemiş, hep kaybeden taraf gibi hissetmişti.

İçindeki ateş dışarı çıksa istanbul cayır cayır yanardı. Hıçkırıkları boğazını düğümlüyordu. Başını dayadığı arabanın camı bütün anılarını sinema perdesi gibi önüne seriyordu.

"Ne olur Allah'ım onu bana bağışla. Hergün yandım öldüm ben onsuzluktan. bir kere kaybettim, temellisine dayanamam." Diye içerisinden dua ediyordu Hüzün.

Gitme be sevgili
Kırma kuş misali sana çırpınan kalbimi.
Her sevdanın bir keredir kalbi terketme  hakkı.
Bir bir eşitledik hakkımızı
Bozma oyunu be adam girme günahıma
Sen yanımda yoksan hergünüm acı olur.
Hüzün kokan çiçekler acar tüm dünyamda
Ben seni kaybetmeyi seçerken bile gitmezken

Şimdi nereye?

Kafasının içinden sürekli Mustafasıyla konuşuyordu Hüzün.

Uzun bir yolculuğun ardından hastaneye vardı Hüzün. Koridorda perişan olmuş Mustafa'nın annesi ve babası bir tarafta annesi ve arkadaşları bir tarafta bekliyorlardı.

Koşarak Asiye hanımın yanına gitti Hüzün. Yere çöküp başını Asiye Hanım'ın dizlerine kapattı. Hıçkırıklarla özür diliyordu. Bütün bedeni sarsılarak ağlıyordu. Asiye hanım donuk yüzünü hiç çevirmeden saçlarını okşadı Hüzün'ün.

Kimse konuşmuyordu. Ölüm sessizliği dedikleri tam olarak bu olsa gerekti.

Birden ayağa fırladı Hüzün "onu görmeliyim. Beni böyle terk edemez onu görmeliyim. Koşarak yoğun bakımın kapısını yumruklamaya başladı. Onu tutmak için yaklaşanlara eliyle işaret etti.

"Kimse bana dokunmasın. Kalbimi böyle terk edemez onu birkere gırmem lazım sadece birkere.

O sert tavrının gerisindeki kız o kadar acizdi ki.

Bağırmaların ardından kapı açıldı. Sinirli bir doktor çıkıverdi kapıdan.

"Buranın bir hastane olduğunu lütfen unutmayın" dedi.

HÜZNÜ SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin