13 bölüm

12.8K 639 41
                                    



Verdiğin kararı sorguladın mı hiç? Ya hata yaptığını kabüllendiğin zamanlar? İnsan oğlu gurura sığdıramaz. Evet yaptığım yanlış, kararım doğru değil diyemezdi çoğu zaman. Gururumuz yıkar bizi. Mahveder, tüm geride kalan hayatımızı pişmanlıkla yaşamamıza neden olur.

Peki ya bilinçli yada bilinçsizce yapılan. O anlık öfkeyle ağızdan dökülen kelimeler ne olacaktı? Geri addım atıp, her şeyi düzeltecek, verdiği kararın koca bir yanlış olduğunu söyleyecek. Yada bu gidişata dur demeyecekti. Sürükleyecekti herkesi peşinden uçuruma. En öndede kendisi duracaktı. Çünkü ilk düşen kendisi olacaktı. İlk parçalanan, harabeye dönen. Başkalarının canını yakmak istedikçe kendisinki iki kat daha fazla yanacaktı.

Kor ateşlere düşecekti yüreği. Ferahlığa kavuşmak istediği an izin verilmeyecekti, çekeceklerdi biraz daha derine en uca. Ve en sonda geride külleri bile kalmayacaktı. Rüzgar onu bile çok görecekti savuracaktı herbir toz tanesini ücra bir köşeye.

Kim bunları bile isteye yapardıki? Güneş sonunu bildiği hayata ilk adımını atmıştı. Karşındaki kişinin sahte bile olsa sevincine katılmamıştı. Evet istediğinden daha fazlası olmuştu. Tükürdüğünü yalamamak için sırf yapmıştı bunu ama ya Şükrü'nün o tavrı. Sinirli çıkışı? Biliyordu bunlardan  etikilenmemeliydi, başka bir yere yozmamalıydı ama kalbe kim söz geçirmiştide o geçirsin.

Yemek kendine zehir gibi, parmağındaki yüzük kafesteki kuş gibi hissettirmişti ona. Yaptığı saçmalıktı. Zaman geçtikçe bunu daha fazla algılıyordu beyni. Yapmamalıydı, nasıl sahi nasıl çıkmıştı o tek kelime ağzından.

Ahh bu aptal kafam ve çenem ne zaman doğru bir şey yaptıki, şimdide yapsın.

Diyede kendisine içinden saymalara başlamıştı. Her şey berbat ilerliyordu bu son günlerde hayatında ama bundan berbat gün geçirmediğini hatırlamıyordu. Hemde tüm suç kendisinin olmasını bilmek bu daha çok koyuyordu. Aklın nerdeydi? Sorusu başkalarına sorulurdu ya Güneş bunu kendisine kaçıncı kez sorduğunu bile hatırlamıyordu. Ona seslenen sesle düşüncelerinden arınmış gelen soruya odaklanmaya çalışmıştı, zaten bundan sonra düşüncelerin ne önemi vardiki

- İyi misin?

- Şey kusuruma bakma. Sende hak verirsinki anı gelişti her şey. Herne kadar cevabım olumlu yönde olsada şaşırmadan edemiyordu. Kendi cevabıma bile şaşırdığımı söyleye bilirim.

- Düşüncelerini söylemen beni sana biraz daha hayran bıraktı.

- Anlamadım? Yanı ne söyledim ki?

- Yanlış anlama beni. Herkes düşüncelerini dile getirmekte bu kadar dürüst değil.

Diyerek karşındaki kızı yanıtlamıştı. Bu yaptığı çoğu kişiye delilik gibi gelebilirdi, ancak ona göre bu kalbinin sesini duymaktı. Hayatında ilk defa kapıldığı bu hisler onu bugüne getirmişti. Söylediklerine yine susmakla hiçbir karşılık vermeyen kızın bu durumuna ne kadar anlayış göstersede, beyninde oluşan bazı ihtimalleride yok sayamıyordu.

- Kusura bakma kendimi biraz iyi hissetmiyorum.

- Neyin var Güneş? İyimisin?

- Telaşlanma kendimi yorgun hissediyorum. Dinlenirsem geçer.

- Tamam o zaman. Kalkalım.

Karşındaki adamı kafasıyla onaylamakla yetinmişti sadece. Kendini gerçekten iyi hissetmiyordu. İçinde biriken çığlıkları, gözyaşlarını dışarı salmadıkçada iyi olmayacaktı. Kendini bir saate yakındır kı kasmaktan, beynindeki düşüncelerden bedeninin üzerinden tren geçmiş gibiydi.

Kalbine beni alHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin