30 bölüm

11.1K 597 88
                                    


Başkalarını değil sadece ve sadece kendini düşündüğüm bir zaman oldumu hiç hayatında. Olmadıysa boşver her şeyi, herkesi ve sadece bu sefer bencil ol ve kendini düşün bütün zamanları kendine bağla, kendinle ilgilen sadece. Tüm zamanları kendin için harca. Ve ilk defa kendin için bir şeyler yapmaya çalış.

Düştün mü yokuş aşağı, tutanın olmadığı gün anlarsın hiç kimsenin arkanda olmadığını. Nehirin sullarında can çekişirken ilk kim geldi aklına diye sorsalar cevabın ne olurdu o zaman, utancından yanıtlayamaz hale gelirsin. Kenardan bakıldığında akan nehir dünyanın en güzel manzaralarından biriyken o an senin Azrail'in olur. Kafandaki ağrı bir kenara birde suyun dibine batmamama mücadelen hepsi bir olup üzerine gelir seni güçsüzleştirirken senin yanında senden başkası olmaz. Su boğazından aşağıya sen istemesende iner, nefesini keser. Her şey birbir üzerine geldiğinde bu mücadelede kaybeden taraf sen olursun.

Yitirdiği bilinciyle nehir onu en sonunda kıyıya vurduğunda belkide onun için hayat mücadelesinin sonuna yaklaşılmaya başlanmıştı. Belkide son kez nefes alışındı bu hayatta kim bilebilir?

- Çocuklar nehire yaklaşmayın sakın.

- Tamam anne.

Diye yatılayan çocukla peşinden iki üç arkadaşıda onu takip etmeye başlamıştı. Her gün gelir ve nehire attıkları taşlarıyla kendilerince mutlu olurdular. Ormanlık alanda ilerledikçe ceplerini de taşlarla doldurmayı ihmal etmiyordular. Nehir uzaktan gözlerine çarptığında sevinç çığlıklarıyla

- Çabuk olun oğlum çabuk.

- Geldik geldik.

Konuşmaya başlamıştılar ki annesininde tembihlediği gibi nehrin az ötesinde durup taşları birbirinin ardınca kim daha uzağa attığının yarışına girmiştiler ki arkadaşlarından birinin

- Çoçuklar burda biri var.

Demesiyle herkes elindekileri yere fırlatarak arkadaşının seslendiği tarafa koşmuştular. Nehrin tam kıyısında yüzüstü uzanmıştı. Bu bir kadındı evet o an anlamıştılar ve ne yazık ki küçük oldukları için de nehrin kenarına inemiyordular.

- Kenan koş annemlere haber ver.

- Tamam.

Koşan arkadaşının gelmesini beklemeksen başka ellerinden hiçbir şey gelmiyordu maalesef. Geçen on dakikalık sürenin ardından onlara doğru gelen çok saylı ayak sesleriyle geldiklerini anlamıştılar.

- Nerde?

- İşte bakın orda.

Elleriyle nehrin kenarında baygın belkide ölü yatan kadını göstermiştiler. Yaşamak için ömrün varsa eğer ne gelirse gelsin başına yaşayacaksın. Yaşanacaklar varsa eğer bundan sonra yaşayacağın yaşamadan bu hayattan gidemeyeceksin. Tam bir hafta geçti Güneş'i nehrin kenarında buldukları günden. Belkide az daha geç kalınsa oracıkta son bulacaktı hayatı. Başından aldığı darbe çok kötüydüki genç kızı bir haftadır uyumaya mahkum etmişti.

Baş ucunda ailesi yoktu, sevdiği adam, yakın dostu. Kimsesiz gibi uyuyordu. Bir kaç gün daha geçti ve en sonunda nihayet beklenen o an geldi ve genç kız zorla göz kapaklarını açtı. İlk algılayamadı neler olduğunu ama geçen kaç dakikalık sürenin ardından anılar birbir üşüştü beynine çıkmayacakçasına. İnsan oğlu bir şeyi çok istedimi gerçekten olmayacağını o an anlamıştı, silinmeyen hafızasıyla. Kafasını yana doğru çevirdiğinde beyninin zonklamasıyla gözlerini yummuştu. Koltuğun kenarında elleri göğsünde birleşerek uyuyan adamı gördüğünde tanımadığı adamın aksine sadece bir kişiyi istedi ancak bir o kadarda istemedi. Boğazını temizlediğinde üzerindekilerden doktor olduğunu anladığı adam irkilerek gözlerini açmıştı.

Kalbine beni alHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin