Normalde olsa anında müdahale edilmesini isterdi fakat donuk ve bitkin bir halde ellerine bakıyordu.Bu daha ne kadar böyle devam edecek tanrım?
Telefonu hangi cehennemde unuttum?Kalkıp yürüdü ve bir kaç dakika beynini zorladıktan sonra hatırlayıp koltuğa fırlattığı telefona ulaştı. Daha fazla yürüyecek hali yoktu. Daha önce bir çok kez ihtiyacı olduğundan kliniğin numarası kayıtlıydı. Kliniği aradı ve bir an önce müdahale edilmesi gerektiğini söyledi.
15 dakika sonra zil çaldı ve kapıyı açtığı zaman ona gülümseyen bir çift göz gördü.Kapıyı açık bırakıp olduğu yere çöktü ve az önce gülümseyen gözlerin acınacak haline tam da olması gerektiği gibi, acıyarak baktığını gördü.
Ayağının sızısı içindeki acıya engel değildi.
Bileğinin sızısı kalp sancısının bir an olsun önüne geçmedi.Sanırım işe yeni başlamış bu veteriner diye düşündü Derda. Daha önce klinikte hiç görmemişti çünkü. Evet dikişlerini veteriner kliniğinde attırıyordu. Bu onun için inanılmaz derecede keyif vericiydi. Kendini 18 yıllık yaşantısı boyunca hiçbir zaman insan gibi hissetmemişti. Kendini hayvanlardan aşağı hayvanları da meleklerden üstün bilmişti.
Hiçbir işi beceremediği geldi aklına. İlacını halâ içmemiş ve suyu bile eline ayağına bulaştırmıştı.
Kafasını kaldırıp ona acıyarak bakan gözlere son kez baktı. Son olmasını istiyordu çünkü değil birinin gözlerine uzun uzun bakmak bir erkeğin yüzüne dahi bakmazdı.
"Merhaba ben Doruk" dedi kalın bir ses.İsmi de gözleri kadar ölümcül ve güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GURURSUZ
Misteri / ThrillerKendini farklı renklerde arayan fakat sonunu siyahın getirdiği kızdı Derda. İsmini duyanlar dert içinde yüzdüğünü, dolambaçlı, dikenli, ıssız yollarda kaybolduğunu sanıyordu. İsminin anlamı iyilikti aslında. Hayatı boyunca iyilik görmemiş bir kızı...