ELBİSE

330 66 52
                                    

Medya ; Ülkünün düğün için aldığı elbise...

Şarkıyı dinleyerek okuyun. Öyle daha güzel. Bu arada kitabın adını değiştirmek gibi bir fikrim var. Sizce de değiştirmelimiyim?.

Siz ne derseniz o olacak ponçihler :D

Bu bölümüde. Hiç usanmadan bana kapaklar hazırlayan ve bana çok çok yardımcı olan tatlı arkadaşımız ve sevimli okuyucum AzimeAmbarolu ya ithâf ediyorum. Her şey için teşekkürler :)

"Senin Allah belanı versin. Çık şurdan çocuk!."diyerek kabine saklanan Barana cırladım. Ulan en sonunda bir elbise beğenmiştim onu da alıp yırtmıştı amk. Hemde caart diye. Birde gözüme baka baka yırtmıştı neymiş açık elbiselere bakıp bakıp onu hatırlamam içinmiş. Ağğğ o elbiseyi çok sevmiştim.

"Sence çıkarmıyım?."dedi sesindeki korku dolu tınısıyla. Gülmemek için her ne kadar yanağımı ıssırsam da elbise aklıma geldikçe çıldırıyordum. O elbiseyi sevdiği mi söylemişmiydim?.

İki elimi yumruk yaparak kabin kapısına yaslanıp kabine yumruklarımı geçirmeye başladım.

"Aç şu kapıyı Baran!."diyerek direttim oldukça hızlı vurmaya çalışıyordum kapıya. Biraz daha böyle vurursam kapı içine geçecekti. Bir de kapı parası ödemekle uğraşacaktım.

"He açayım da ağzıma sıç."dedi Baran. Vallahi birazdan kahkahayı basacaktım. Ama elbisem... Resmen böğrüme böğrüme bir bıçak saplanıyordu.

"Levyeyi getireyim mi Ülkü?."diyerek bağırdı Alper yan taraftan. Ben daha cevap veremeden Baran kabini açıp "O levyeyi senin götünde parçalarım Alper!."diyip daha ben ona yönelemeden tekrar kapattı kapıyı.

Gözlerimi devirerek tekrar kapıyı yumruklamaya başladım. "Baran açarmısın şu kapıyı herkes bize bakıyor!."dedim. Aslında kimse bize bakmıyordu hatta. Suat koltukta oturarak telefonuyla uğraşıyor. Alper, Ceydaya bir kaç elbise denetiyor. Gamzeyle, Atakansa iki yabancı gibi kafalarına bulundukları bir reyondan şapka bulmuş 'Allah çarpsın biz bunları tanımıyoruz.' Modundalardı.

Zaten mağzayı biz doldurmuştuk. Bir kaç personalden başka da kimse yoktu. Bir Aslı eksikti o da diğer katta ki mağazalarda fink atıyor olmalıydı.

"Ne demek herkes bize bakıyor. Sikerim bakamazlar. Altında etek var!."dedikten sonra kabin kapısını açarak hızla kolumdan tutup beni içeri çekti. Eğer bu kadar kolay olacağını bilseydim. Ben baştan anahtar kelimeyi söylerdim anacım.

Gözlerimi kısarak Barana bakarken "Elbisemi yırttın!."dedikten sonra göt kadar kabinde üzerine yürümeye çalıştım. Hoş o beni göt kadar kabinde altına alabilcek kapasitedeydi ama olsun.

"Bak biliyorsun değil mi isteyerek yapma..."derken bir kaç saniye durakladı daha sonra "Sanırım isteyerek yaptım."diyerek yüzünü buruşturdu. "Ama hakettin. Ulan sen o elbiseye elbisemi diyorsun. Onun bi kere parçası eksikti. Tamamlanmamış bir yapboz gibi bir şeydi o."diyerek hızlı hızlı konuşmaya başladı. Resmen küçücük kabinde oksijenimi tüketiyordu. Gözlerimi devirerek Barana baktıktan sonra.

"Şimdi gidiyorsun ve bana o elbisenin aynısından sipariş veriyorsun."dedim. Elimle kapıyı işaret ederken. Gerçi parmaklarım tahta ya girmişti ama olsun. Baran sırıtarak bana sol eliyle yavaşça bir el hareketi çekerken ağzımdan uzun bir 'hah' kelimesi çıktı. Bir bu eksikti. Ulan elbisenin iki beden büyüğünü bulsam alacaktım. Ama yoktu. Yok. Yok. Yok.

"Senin ben ağzına sıçıyım!."dedikten sonra zıplayarak Baranın saçından tuttum. Ya o elbise olacaktı ya da o elbise olacaktı. Gerekirse Baranın kafasında saç bırakmamaya bile razıydım.

KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin