Aynur AYDIN: DAMLA DAMLA
Kaya
Ömer ile birlikte sigara içmek için büyük balkona çıkmıştık. Cılız bir havlama duyunca aşağı baktım. Gece kucağında yavru bir köpekle oturuyordu. Ömer hafifçe dirsek vurdu. Gece'den hoşlandığımı biliyordu.
"Gece, n'apıyorsun?" diye sordu. Saçlarını geriye atarak bize baktı.
"Halay çekiyorum. Sen?" diye sordu. Ömer'in en nefret ettiği şey kendisine ters cevap verilmesiydi.
"Seninle de konuşulmuyor. Sormadık say." Diyerek bana doğru döndü. Gece'de kucağındaki köpeğe döndü. Tüylerini okşayıp bir şeyler mırıldandı. "Bizimle konuşma deli gibi köpekle konuş." Diye söylendi Ömer. Kaşlarını çatıp Ömer'e baktı.
"Derdin ne senin? Bu zamana kadar ne zaman doğru dürüst muhabbetimiz oldu da şimdi tripleniyorsun oğlum." Diye çıkıştı. Ağzını açmış Ömer'i ben susturdum. İkisi de asla geri adım atmazdı. Kavga iyice büyümeden benim araya girmem en iyisiydi.
"Hadi abicim gel. Yiyecek bir şeyler bulalım." dedim. Ömer ile odama girdik. Odadan çıkıp Songül hocanın yanına gittik.
"Hocam yemek yenecek mi?" diye sordu Ömer. Yemek dendiği zaman onun için akan sular dururdu.
"Bende tam bunu söylemek için geliyordum. Hazırlanın şehre yemek için gideceğiz. Yolda gördüğünüz arkadaşlarınıza da haber verin." Dedi. Kafamızı sallayarak odaya tekrar çıktık. Ömer de kendi odasına geçti. Elimi yüzümü yıkayıp yanıma cüzdanımı telefonumu ve odamın anahtarlarını alıp aşağı indim. Resepsiyonun hemen karşı tarafında olan lacivert koltuklardan birine oturdum. O sırada Gece ve otelde çalışanlardan biri içeriye girdi. Kaşlarımı çatarak onları izlemeye başladım. Kolları birbirine çarpacak kadar yakın görünüyorlardı. Resepsiyondaki kız bir şeyler söyleyince Gece şaşırarak ona döndü. Bu sırada oğlanın kucağında ki köpeği gördüm. Köpek bahanesiyle kıza mı yanaşıyordu bu? Songül hoca yanına çağırınca Gece köpeğe havadan öpücük atıp hocanın yanına yaklaştı. Tüm bu süreç boyunca beni görmemişti. Millet aşağı inmeye başlamıştı. Hatta hepimiz toplanmış sayılırdık. Aynur ve Gece eksikti bir tek. Aynur kısacık şortu, göğüslerini bile kapatamayın ne olduğu bellisiz üstü ve apartman gibi topuklarıyla yemekten çok geneleve gidecek gibi duruyordu. Gece ise onun aksine fazlasıyla sadeydi. Şort ve tişört giymiş gayet rahattı.
"Kusura bakmayın hocam, Gece biraz zor hazırlandı." Diye açıklama yapınca Aynur, Gece gözlerini kısarak yaklaştı ve ona bir şeyler söyledi. Sonra da öne geçip arabaya ilerledi. Tek başına cam kenarına oturdu. Her zaman ki gibi yalnızdı. Arabaya biraz önce ki çocuk binince kaşlarımı çattım.
"Arkadaşlar Efe bize bugün rehberlik yapacak." Dedi Songül hoca. Demek adı Efe. Tüm rahatlığı ile Gece'nin yanına geçti. Kaşlarımı çatıp onları izlemeye başladım. Efe denen piç Gece'nin kulaklığını çıkarınca dişlerimi sıktım. Sonra Kenan arkasını dönüp bir şeyler dedi. Gece kafasına vurdu. Biraz konuştuktan sonra daha sert vurdu Gece. Göz göze gelince kafasını iki yana sallayıp 'ne?' diye dudaklarını oynattı. Omuz silkince tekrar Efe'ye dönüp bir şeyler dedi. Her ne söylediyse Kenan kahkahalarla gülmeye başladı. Çatık kaşlarla Efe bir şey söyledi. Gece dudaklarını büzerek bir şey söyleyince dişlerimin ağzıma döküleceğini sandım.
"Sadece başka biriyle konuşurken böyle kıskanıyorsan başka biriyle çıksa intihar edersin." Dedi Ömer.
"O olacak olan sevgiliyi öldürmekten beter etmek varken niye kendimi öldüreyim?" dedim.
Yemekten geldikten sonra Kenan ile Tarık'ın odasında otururken Yalçın yerinde dikleşti. Telefonda ne okuduysa kaşları çatıldı.
"Ne oldu lan?" diye sordu Ömer.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanrının Yemini(Askıda)
ChickLitAilesi için mükemmelliğe odaklanmış bir kız Gece. Kardeşi için anneliğe odaklanmış bir kız Gece. Sınıf arkadaşlarına görünmezliğe odaklanmış bir kız Gece. Arkadaşları için ilham periliğine odaklanmış bir kız Gece. Peki kendi için neye odaklandı? A...