Sonunda hafta sonu gelmişti. Eve geldiğinde oğlun koşarak geldi ve sana sarıldı. Bir haftada onu çok özlemişin daha önce ondan bu kadar ayrı kalmamıştın en fazla 2-3 saat ayrı kalabiliyordun.
"Taehyun oğlum anneyi özledin mi?" Oğlun başını omzundan kaldırdı senden biraz uzaklaşıp kollarını kocaman açtı.
"Şeni bu kaday öjledim ayne" 2 yaşında olan oğlunun doğru düzgün kelime kuramaması onu çok tatlı gösteriyordu.
"Bende seni çok özledim taehyun"
Saat 3 olunca yerinden kalktın sojin'de hazır olunca oğlunu'da alıp chanyeol ile buluşmaya gittiniz.
Cafeye girince oğlun hemen chanyeol'e koşup sarıldı.
"Küçük adam ne kadarda büyümüşsün"
Chanyeol sanada sarıldıktan sonra sojin ile tanıştılar.
Beraber masaya oturup sohbet etmeye başladınız. Daha çok chanyeol ve taehyun gülüşüyordu. Chanyeol her zaman yanında olmuştu bazen oğluna baba gibi davranıyordu babası olmadığı halde. Lay seni onu istememışti ama chanyeol ona baba gibi davranmış ve sevmişti tek fark taehyun ona baba demiyordu. Aklına taehyun'un konuşmayı öğrendiğinde söyledi kelime gelmişti.
"Babam nerede? diye sormuştu o zaman ne diyeceğini bilemiştin. Bir şey diyemediğin içinde o gün ağlamıştın uyuyana kadar oğlun'da sen ağlıyorsun diye ağlamıştı. O gün oğluna sarılarak ağlamıştın. Hayat sana ne kadarda acımasız davranmıştı. Ailen seni evlatlıktan red etti. Sevdiğin adam seni bıraktı. Tanımadığın insanlar bile sana nefretle baktı. Ama ayaktaydın işte yılmadan yıkılmadan devam ediyorsun hayata.
Siparişiniz gelince keyifla kahvenizi içmeye başladınız taehyun ise süt içiyordu.
Cafenin kapısı açılıp kapanınca içeriye bir grup girdi. Hemen yanınızdaki masaya oturdular yüzleri tanıdık geliyordu.
Bir süre sonra cafeye Lay ve Kris girdi. Lay'i görünce ne yapacağını bilemedin onlarda yanınızdaki masaya geçtiler. Hani bu adam hiç dışarı çıkmazdı. Yaa oğlunu görürse. Görmesi sorun değildi sorun onu kendi oğlu olduğunu anlamasıydı.
Tekrar sohbetınıze geri döndünüz arada sırada yan masaya bakıyordun bunu fark eden sojin'de yan masaya baktı o da lay'i görünce şaşırdı.
"Ne işi var bunun burada?" Sojin'e bakıp
"Bilmiyorum" dedin çok geçmeden chen seni daha doğrusu sizi tanınmıştı. Yanınıza gelip;
"Jessica bu sen misin?" diye sordu liseden tanışıyordunuz.
"Ahh Jong dae." Onlara artık takma adlarıyla seslenmiyordun. Lay ile ilişkin bitince hepsi sana sırtlarını dönüşlerdi.
"Inanmıyorum sensin gerçekten!" diyip şaşkınca sana baktı.
Yan masaya bakıp; "Hey xiumin bu gerçektende jess!"
☆★☆★☆★☆
Masalarınızı birleştirmiş oturuyordunuz. Bir yanında chanyeol ve diğer yanında sojin vardı. Oğlun ise chanyeol'ün kucağında oturuyordu henüz sana anne falan dememişti.
"Ee Jess nerelerdeydin?" Kai sana bakıp sormuştu. Onları gerçekten anlamıyordun yıllar sonra mı gelmiştin akıllarına.
"Yunanistan'daydım" diyip kahvenden bir yudum aldın.
"Bunlar kim?" diye sordu bu sefer suho.
Yanındaki iki yakışıklıdan bahsettigini anlamışın.
"Arkadaşım chanyeol ve taehyun" dediğinde suho anladığına dair sesler çıkardı. Lay'e baktığında bir sana bir'de chanyeol'a bakıyordu.
"Nerede tanıştınız? "(Kris)
"Yunanistan'da" diye cevapladı chan.
"Ben sizi nereden tanıyorum?" (Kris)
"Baekhyun ile arkadaşım ordan tanıyorsunuz"
Onlar konuşurken yine soru sormuştu chen.
"Taehyun neyin oluyor jess?" Sen ne diyeceğini düşünürken chanyeol atladı. Lay'in eski sevgilin ve taehyun'un babası olduğunu ve lay'in bilmediğini bilmemesi gerektiğinide biliyordu.
"Taehyun benim oğlum" herkes chanyeol'a baktı. Bir süre sessizlik oldu. Chanyeol'ün kucağında kendi kendine oynayan oğlun sessizliği bozdu.
"Ayne men ajiktim" taehyun kucağına gelmek için hareket edince onu aldın.
"Anne mi?" Lay şaşkınca sana baktı.
Yb saçma olmuş olabilir kusura bakmayın.