Naber Yarra'm

NY-1

  "Gerizekalı bana bi daha Yarra'm dersen sıçarım ağzına" Mal mal mal ya benim ismim niye Yarra. "Puhahahha 1.56 boyunla bok yetişirsin ağzıma"
   
   Göt. "Piç" Bana kınayan bakışlar atan mal Derin'e orta parmağımı gösterip önüme döndüm.

   "Bak beni oyaladın ben çıkıyorum" Cevabını beklemeden kapıyı açtım. Hayatta tek sevdiğim şey ebem o da beni doğurtuğu için ha bide çiğköfte.

   Şimdi önemli kısma dönersek bu kütüphane nerdeydi. Sağa mı dönünce sola mı dönünce Starbucks var. Sağa. Ondan sonra düz yürümeliyim ve sonra. Sonrası neydi.

    Etraftan geçen insanlardan birini durdurdum. Sordum anlattı.

    Evet şimdi kitabımıza dönelim. Acep ne alsam. Telefonumda her zaman bulunan alınabilecek kitaplar listesini açtım. En önde olan Kürk Montlu Madonna kitabını elime aldım.

  Artık huzur zamanı. Kimse bana gelip Naber Yarra'm da demiyo oh.

2 saat sonra...

  Kitap ne zaman bitti ya. Noled.

Tam kütüphaneden çıkacakken birine çarptım. "Lan burnumu kırdın göt. Önüne bak." Kafamı kaldırdığımda bizim okulun popisi Doruk'u gördüm. Sıçtım.

    "Naber Yarra'm." Ah yine mi. "Bak seninle düşmanız sen okulun popisi ben okulun popisi uzak dur canısi oldu hadi naş" Arada bir kafiye olsun diye canısi demiştim ama olsundu.

   Bana kötü kötü bakıp yanımdan geçti. Eve doğru yürümeye başladım. Ne zor iş lan.

Kapıyı melodili bir şekilde tıklattım. Nasıl mı? Tak tak tak taka tak tak tak. Böyle bişey oldu ve elimi bi sağa bi sola oynattım. Çok yetenekliyim kahretsin.

   Yarım saattir kapıda beklememe rağme Derin hala kapıyı açmamıştı. Son kez zile bastım. Sonunda Derin kapıyı açabilmişti.

   Sırıtan suratına baktım. "Beklerken sıkıldın mı?" Ne bilerek mi yaptı. "Hı ne diyosun bok kaşar" Hala sırıtan suratına bakmaya devam ediyodum. Yetti.

   Eve girdim ve dakikkasında Derin konuşmaya başladı "Kanka şimdi üzerini değiştir ve bizi yemeğe çağıran insanlara gidelim ok mu?" Kim çağırdı ki. Herneyse "Ok".

 
  2 katlı evimizin 2.katına çıkmak zor işti. Sonunda bana zor gelen yolu tamamladığımda dolabın karşısına geçtim. Ne giycem ben. Dolabın karşısına geçtim. Süslü olmam gerekmiyo bence.

  Hava sonbahar olması nedeniyle serinlemeye başlamıştı. Ama bugün sıcak günlerdendi.

   Üzerimdeki tişörtü çıkarıp. Yerine gri göbeği açık bir tişört giydim. Altımada yırtık bir kot pantalon. Ayağımada beyaz adidaslarımı geçirince tam oldu.

  Çıktığımda içeride makyajını dahi yapmış Derin'i görmemle şaşırdım. Nedir bu süs ya.

   "Hadi çıkalım." Derin cevap vermeden kapıya ilerledi. "E biz nasıl gidicez"  Derin yine sırıtmaya başladı. Tövbebismillah Allahım sen beni koru.

   "Bizi Doruk ve Burak almaya gelecek ve onların evine gidicez." 

Ne!! "Ben asla oraya gitmem Derin, asla ve asla bak kim soktuysa bunu aklına ben onun biyerlerine sokucam haberin olsun"

   Arkadan gelen gülme sesiyle arkamı döndüm o an ağzım ve gözlerim aynı orantıda açıldı ve kollarım uzadı. Bu saçma şeyi aklımdan geçirmemin nedeniyse kesinlikle eskiden okuduğum ve aklımda kazılı kalna Çizgili Pijamalı Çocuk kitabıyda. İlk ağladığım kitap oydu.

  Düşüncelerimden beni sıyıran şey Doruk'un "Hadi bana sok ben Derin'in aklına soktum bunu" demesiydi.

  Allahım yerin dibine sağdan mı giriliyo soldan mı?

  "Hadi gidelim"  Derin şu gece bi bitsin sikicem seni. Bekle. Yavaşça arabaya yürüdüm.

   Bindiğimizde yola koyulduk yaklaşık 45 dakikkalık bir zamandan sonra sonunda eve vardık. Ne uzakmış yahu.

  İçeri geçmiştik ve sipariş ettiğimiz pizzaların gelmesini bekliyorduk. En sonunda kapı çaldı. Burak ayaklandı.

  Sonunda pizzaları yemiştik. Ortam sessizdi. "Hadi şişe çevirmece oynayalım" Doruk'a bi bakış atıp onayladım. Burak shotları getirdi.

Başlayalım. Derin şişeyi çevirdi. Cevap kısmı bana soru kısmı Burak'a geldi. "D mi C mi"  Cesaret desem kesin bi bokluk yapar. "Doğruluk"  Burak bi bana bi Doruk'a bakıp "Daha önce biriyle öpüştün mü, öpüştüysen kaç kere" Bu sefer sırıtan bendim.

   "Öpüştüm 5 defa"  cidden şaşırmış olmalılardı ki Doruk'un ağzından Oha kelimesi çıktı. Neden şaşırdılarsa.

  Şişeyi çevirdim ve Derin cevaplıycak Doruk sorucaktı. "Yarra'ya söylediğin en büyük yalan" Derin bir anda ayaklandı "Benden bunu isteyemezsin" Doruk sırıttı. "Bu bir oyun istediğimi isterim."

  Derin bana özür dilercesine baktı. "Yarra sana sırların bende güvende kimseye söylemem demiştim ya. Hatta sonra sırrını tüm okul öğrenmişti hemde hepsini onu yapan bendim"

  Ne!! "Ne diyorsun sen inanmıyorum sana cidden yaptın mı?"

  Cevabını beklemeden evden çıktım. Bu sefer affetmiyorum onu. Hadi bakalım.

Merhaba yeni  kitap daha çok mizaha yönelik. Sizi güldürüceğmi düşünüyorum lakin bu bölüm ciddi oldu azcık ucundan. Medya Yarra.