BÖLÜM BİR // RÜYA

386K 245 5
                                    

Vücudumu yalayıp geçen soğuk rüzgara karşı zihnim oldukça şaşkındı. Oysa uyumadan önce pencereyi kapatmış, kendimi kalın yorganla sarmalamıştım. Huzursuzca kıpırdandıktan sonra esnedim ve gözlerimi aralayarak gün ışığına alışmaya çalıştım. 

Sabah mı olmuştu? Sanki birkaç dakika önce yatağa uzanmış gibi hissediyordum. Yorgun, uykusuz ve kesinlikle akşamdan kalma. Kısa bir gerinme işleminden sonra kendimi yataktan attım ve baş dönmesini yok sayarak şakaklarımı ovaladım. 

 Çevreme kısılmış gözlerimle bakınırken dün gece olanları hatırlamaya çalışıyordum. Kendi yatağımda uyuduğumu sanacak kadar ne içmiş olabilirdim ki? Hafızam puslu bir camın arkasından beni izliyor ve bildiklerini kendine saklıyor gibiydi. İç geçirdim. 

Çantam bile ortalıkta görünmüyordu. İç sesim bir daha içki içmemem gerektiğini fısıldarken başımı salladım. Bu beyazlara bürünmüş, bana hastane odasını anımsatan yerden acilen kurtulmam gerekiyordu. İşe tenimi ısıran soğuk rüzgarı engellemekle başladım. Pencerenin sürgüsünü indirdikten sonra çantamı aramaya koyuldum. Çantamı bulmalı ve içindeki telefona ulaşarak beni burada bırakan moronu azarlamalıydım. 

Beyaz zeminde eğilerek yatağın altına baktım. Hiçbir şey yoktu. Ne telefon, ne çanta. Ufak bir toz zerresi bile yoktu. Gözlerimi kırpıştırdım ve tam geri çekileceğim sırada onu gördüm. Bir çift ela göz yatağın diğer tarafından bana bakıyordu. Tabii ki de ürkmedim! Sadece korkudan altıma yaparken başımı yatağın demir iskeletine vurdum! Kısa bir inleme sesiyle geri çekilip acıyla elimi başıma yerleştirdim. Endişeli bir yüz ifadesiyle ürküp kaçmamdan çekinircesine sakin hareketlerle yanıma yaklaştı. 

"İzin ver bakayım." diye mırıldandı kadife sesiyle. Ses tonuyla gevşeyerek elimi başımdan çektim. Kısa bir incelemeden sonra çarpık bir gülümsemeyle bana baktı.

"Sorun yok gibi görünüyor."

"Teşekkürler."

Gülümsemesi yüzüne yayıldı.

"Ben Anafiel."

İsmi karşısında afallasam da bozuntuya vermeden devam ettim. 

"Tanıştığıma memnun oldum. Ben de..." Duraksadım. Sahi, benim adım neydi? Zihnimi yokladım, bomboştu. Beyin kıvrımlarım hala alkolün etkisinde olabilir miydi?

"Hatırlamıyorum." diye mırıldandım şaşkın bir tavırla. 

"Sorun değil. Rüyalar Alemi'ne ilk gelişin. İlk seferinde hafıza kaybı yaşayan ne kadar ruh var bilsen şaşırırdın." 

Rüyalar Alemi ve ruhlar? Geniş gülümsemesini, düzgün, biçimli burnunu ve yeşil benekli ela gözlerini inceledim. Bu güzel yabancının ağzından çıkan her kelimeyi beynim çarpıtıyor olabilir miydi?

"Rüyalar Alemi burası mı yani?"

"Evet."

"Yeni bir otel falan mı? Bence burası fazla beyaz. Hastane görünümünün dışına çıkmak için en azından şu yataktan kurtulun." dedim endişeli bir gülümsemeyle ve başımı yatağa çevirdim. Gülümsemem solarken endişem kanıma karışıp son hızla dolaşmaya başladı. Kirpiklerimi kırpıştırdım. 

"Yatak nerede?"

 "Artık ihtiyacımız kalmadığı için yok. Hadi gidelim. Adının yazdığı parşömeni almamız gerek." 

Kaşlarımı çattım. 

"Ne parşömeni?"

"Rüyalar Alemi'nin bu bölümüne girebilecek kişilerin adı parşömende yazı olur. Orada adın yok ise, buraya giriş yapamazsın. Burası yasaklı."

VAHŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin