Bölüm 9

1.1K 127 6
                                    

"Olamaz... Bu... Şaka değil mi?" diye sorup Yi Ting'in yanına,dizimin üzerine çöktüm.

<Yi Wen. Doğum 18 Mart 1996. Ölüm 19 Şubat 2016>

Hayır. Bu kesinlikle bana yapılan bir şakaydı.

"Eğer..." dedi Ting. "Eğer seni kovduğunda gitmeseydin her sey güzel olacaktı. "

Mezar taşı ölüm tarihine dokundu.

"Bu tarihi hatırlıyor musun?" diye sordu.

"Hmm." dedim yutkunarak. Ağladığım için boğazım kurulmuştu. Boğazımı sıkıyorlar gibi hissediyordum.
"Onu son gördüğümden bir gün sonra."

"Doğru." diyerek elinin tersiyle gözünü sildi.

"O gece. O gece babam senin attığın dayaktan dolayı ellemedi kardeşimi. Ama o anlamış olmalı daha sonra başına geleceklerin. O gece benimle uyudu. 'Abla.Ben Tao'yu çok seviyorum. Ona asla kızma. ' dedi bana. Sonra bana bir gün bir şey olursa onun odasındaki çekmecedeki duran mektubu açıp okumamı istedi."

Derin bir nefes aldı ve bana baktı.

"Sonra ne oldu biliyor musun Tao-şi?"

Başımı hayır anlamında salladım. Her yanım ıslanmıştı ağlamaktan. Demek Chanyeol'un acısı böyle bir şeydi.

"Sonra...Ertesi gün babam onu öldürene kadar dövmüş. Ben evde yokken. Annemde izlemiş. Şimdi ikiside hapiste. Wen ise burada tek başına. Beni sana emanet edip gitti."

***
Eve geri gelmiştik. Bana sakinleşmem için bir kaç hap vermişti. Ve bir mektup uzatmıştı.

"Sanırım sana emanetim."

Ting yanımdaki tekli koltuğ a oturduğunda bende elimdeki mektubu açtım.

***
Gözlerimden usul usul akarken yaşlar gülümsedim. O hiç bir zaman kendisini tanıtamamıştı başkalarına. Hep yanlış anlaşılmıştı.

Beni ne kadar çok sevdiğini yazmış mektuba. Daha önceden de bana aşık olduğunu. Ablasıyla birbirimizin tarzı  olduğumuzu yazmış. Evlenmemi istemiş ablasıyla. Onu sevmemi. Onun beni sevmesini.

"Ben... Yani ben aylardır seni bekliyordum. Onun ölümünden sonra çok düşündüm. Sanırım seni sevebilirim. Peki sen Tao? Beni sevebilir misin?"

Ting'in sözlerinden sonra dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Sanırım yapabilirim."

Evime gelip soluklandım. Bu Wen'in benden son istediği şeydi. Yapacaktım. Ting'i sevecek ve mutlu edecektim. Luhan ile konuşacaktım önce. Sorun edeceğini sanmıyordum ama.

***
Ertesi gün erkenden Ting'in evine gittim. Gece uyuyamamıştım zaten. Bu gece de uçağım vardı. Kore'ye dönecektim.

"Kim bilebilirdi ki böyle bir sonumuzun olacağını. Sen ve ben. Komik. Luhan ile başladım. Sen ise Wen ile."

Ting'e acıyla gülümsedim.

"Sanırım öyle."

Yutkundum. Onu Kore'ye mi götürmem gerekiyordu şimdi? Ama hemen de sevemezdim ki onu. Wen'i unutamadan.

"Tao?" dedi beni düşüncelerimden uzaklaştırıp. "Ben bekleyebilirim. Zamanla sevelim birbirimizi. Hem ben alışayım, hem sen. Olur mu?"

Gözümdeki yaşları umursamadım.

"Hmm. Olur."

8)UYUMSUZ RENKLER (TAO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin