Bölüm 10(FİNAL)

1.1K 147 9
                                    

Şimdi...İki yıl sonra tekrar gidiyordum Çin'e. İki yıl boyunca Ting ile konuşmuştuk. Sanırım birbirimize alışmıştık artık. İçimdeki acı dinmişti ama asla geçmemişti. Geçmezdi de zaten. Şimdi ise onu almaya gidiyordum. Ayrıca Wen'imi görmeye.

***
Ting'in elinden tuttum ve birlikte mezarlığa gittik. Kendimi suçlu hissetsemde bu onun bize vasiyetiydi.

"Wen." dedim.
"Nasılsın? İyi misin?"

Elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim.

"Ooh. Tabi ki iyisin. Cennet güzel olmalı değil mi?"

Derin bir nefes alıp, burnumu çektim.

"Bak" dedim ellerini tuttuğum Ting'in ellerini kaldırarak.

"Emanetini artık seviyorum."

Ting ağlamaya başlamıştı.

"Sanırım... Sanırım biz seninle uyumsuz renklerdik ha?"

Acıyla gülümsedim. Gözyaşlarım ağzıma doluyordu. Tuzunu hissediyordum.

"Hayır." diyerek elimi tutan Ting konuştu.

"Siz birbirinize uyumlu renklersiniz. Asıl ben ve sen uyumsuz renkleriz. Ama Wen bekleyebilir. Seninde onun yanına gittiğin günü bekleyebilir."

Yutkundum.

"Senin için sorun olmaz mı?"

"Bana aşık olmanı beklemedim senden. Sadece beni sevsen,değer versen yeter. Wen seni bekleyecek. Sende ona kavuşmayı bekleyeceksin."

Ting'e sımsıkı sarıldım. Onu seviyordum. Sevmiştim. Değer veriyordum. Ama Wen gibi hissedemiyordum ona karşı. Bundan sonra Ting ile evlenecektik. Gerçek bir evlilik olmayacaktı ama bu. Sadece birbirimizi sevecek ve destek verecektik.

Wen'e veda etmeden önce gülümsedim son kez. Yine gelecektim onu ziyarete.

"Biz uyumsuz renkler...Sana kavuşacağımız günü bekleyeceğiz Wen."

                                       ~THE END~

8)UYUMSUZ RENKLER (TAO)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin