Ne olduğunu anlamazken uzun zaman sonra Ela ablamın saçlarımı şekilden şekilde sokmasıyla keyfim yavaş yavaş yerine geliyordu. Saçlarımı minik minik örerek beni aynanın karşısına geçirdi. "bence harika oldun" gülümsüyordum sadece. Derken Funda teyze odaya geldi ve bakışları beni bulunca şaşırmıştı haliyle. Yanıma yaklaştı ve "sen ne kadar güzel olmuşsun böyle" dedi. Yanaklarıma minik bir buse kondurup elimi tuttu. "hadi" deyince kaşlarımı ona baktım. "nereye?" "gidince göreceksin hadi gel!" itiraz etmeden onunla birlikte ilerlemeye başladım. Beni kendi odasının yanına getirdi. "mutlu olursun umarım Ahter'im" içeri girdik. İçeride yabancı bir adam ve bir kadın vardı. Bakışları beni bulunca adeta gözleri parlamıştı. Funda teyze işte Ahter dedi ve elimi bırakıp koltuğuna oturdu. Tek kalmışken genç kadın kalkıp yanıma geldi ve gülümseyerek "merhaba bir tanem" deyip elimi öptü. Hiçbir tepki vermiyordum. "ben Asya ablan bu da Hakan abin" yanındaki adam bize gülümseyerek bakıyordu. genç kadının gözlerinden 1-2 damla yaş düşerken onun için üzülmüştüm. Elimi kaldırıp gözyaşlarını sildim ve "neden ağlıyorsun. Senin de mi annen suç işledi" dedim. bunun üzerine gülümsemişti ama daha da çok ağlamaya başladı. Aniden bana sarıldı ve "sen naıl bir şeysin böyle" diye mırıldandı. Yanındaki adamın da gözleri kıpkırmızı olmuştu. Benden ayrıldığında "onu istiyorum" dedi. Anlamamıştım kimden bahsediyordu? Ona kanım ısınmıştı. Bana sarılması annemin sarılması kadar şefkat vericiydi. Ruhumu huzurla kaplayan bir gülümsemesi vardı. Tıpkı annem gibi... Funda teyze bunu ona sorun deyince Asya abla bana döndü. "ben seni evlat almak istiyorum Ahter. Beni seni alıp evime götürmek istiyorum. Seni severim,bakarım. Bak hem Hakan abin de var gelir misin bizimle?" şaşkınlıktı. Evet evet yaşadığım tek şey şaşkınlıktı. İçimde anneme dair neden bir üzüntü kalmamıştı? Fakat saniyeler sonra bir burukluk içimdeki tahtına yerleşmişti. Onun için ağlarken ne ara ona karşı tek bir şey hissedemez olmuştum? "ister misin Ahter?" düşüncelerimden bu soru sayesinde kurtulmuştum ve cevap vermem gerekiyordu. O mutluluktan ağlıyordu. Ben eğer istemezsem üzüntüden ağlardı ve ben üzülmesini istemiyordum. Kabul edecektim. Annem benden bu kadar çabuk bu kadar kolay vazgeçmişse bende yapabilirdim. Başımı olumlu anlamda aşağı yukarı salladım. Tekrar gülümseyip sarıldı. Ama karşılık vermemiştim. Ayrıldığımızda Funda teyze ile uzun uzun konuştular. Konuşmalarını bitirdikten sonra bana yarın beni almaya geleceklerini söylediler. Bu kadar çabuk beklemiyordum lakin oluvermişti işte her şey. Zamanın eşsiz hızına hiçbir şekilde yetişemiyordun. Ben tekrar odaya dönerken gözler yine üzerimdeydi. Odaya girdiğimde Esma abla ve Ela abla koşarak yanıma geldiler. "ne oldu?" Ela ablanın meraklı sorusu karşısında ona donuk bakışlar yolluyordum. "Ahter ne oldu ablacım?" Esma abla da üsteleyince "be-beni evlatlık almaya ge-gelmişler" dedim kekeleyerek. İkisi de şaşkınlıkla bana bakarken Ela abla sonunda sarıldı ve kulağıma fısıldadı. "geçti hepsi, mutlu olmaya bak. İleride hayatına başka bir yıldız al güzelim üzme kendini kurtuldun" onu çok seviyordum ve ayrılmak istemiyordum. Hemen boynuna sarılıp ve ağlamaya başladım. "ağlama güzelim sakın ağlama gitmeden sana hepimiz telefon numaramızı veririz. Her yalnız hissettiğinde ararsın bizi olur mu?" kafamı salladım. "hadi madem seni almaya geliyorlar. Çantanı hazırlayalım ve son geceyi eğlenerek geçirelim ha ne dersin?" tekrar başımı salladım. O çantamı hazırlarken ben minik bir defter alıp yurttaki ablalarımın telefon numaralarını yazdım. O son gece o kadar güzel ermişti ki hayatım boyunca unutmayacaktım. Sabah uyandığımda tatlı bir telaş vardı üzerimde. Gece yine karanlığı seyretmiş yıldızlarla arkadaş olmuştum. Kahvaltıdan sonra Ela abla bana annem ile benim olan fotoğrafımı gösterdi. Sıkıntıyla onda kalmasını rica ettim. Hemen kabul etti ve daha önce hiç kimseyle paylaşmadığı bir sırrını benimle paylaştı. "yıllar önce benim de senin yaşlarında bir erkek kardeşim ve kız kardeşim vardı biliyor musun? Şimdi ise yaşayıp yaşamadıklarını bile bilmiyorum" şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı. "belki ileride onları bulabilirim" boynuna sarıldım. "eminim ki bulacaksın. Seviyorsan bulursun Ela abla" gülümseyip sarıldı ve "beni mutlaka ara olur mu ablacım. Senden ayrı kalmak çok zor olacak" dedi. "hı hı" saatler sonra Asya abla ve Hakan abi beni almaya gelmişlerdi. Onardan ayrılırken hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Ela abla ve diğerleri de ağlamışlardı. Yolda giderken Hakan abi "bu kadar üzülme Ahter. Söz veriyorum ne zaman istersen o zaman yanlarına gidebilirsin" dedi. Ağlamamı durdurup gülümsedim ve teşekkür ettim. Evlerine geldiğimizde o kadar şaşırmıştım ki ağzım açık kalmış,gözlerim yerinden fırlayacaktı sanki. Evleri o kadar büyüktü ki kaybolmaktan kokmuştum. Anlamıştım ki varlıklı bir aileydi. Asya abla ve Hakan abi birer elimden tutup beni içeri getirdiler. İçerisi tek kelimeyle muhteşemdi. Çok özenlice döşenmiş, loş bir ışıkla ayrı bir hava katıyordu. Onlar benim şaşırmış halime gülerken Asya abla elimden tutarak yukarı çıkarmaya başladı. Bir odanın önüne geldiğimizde kapıda pembe bir süs vardı. Boyum yetmediğinden anlamamıştım. Asya abla benim boyumla eşitlenecek şekilde eğildi. "hazır mısın?" neye diyemeden Hakan abi beni kucağına almış odaya sokmuştu. İçeriye girdiğim an yüzüme bir gülümseme yayıldı. Pembe beyaz perdeler, pembe beyaz yatak ve beyaz bir gardırop görmemle ağlamaya başladım. Hakan abi şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. "ne odu güzelim neden ağlıyorsun?" diye sordu. Boynuna sarılıp teşekkür ederim dedim. neden ağlıyorsun peki odada bir şey mi beğenmedin diye sordu. Başımı sağa sola salladım. " hayır hayır oda çok güzel sadece bir şey isteyebilir miyim?" Asya abla tabi ki deyince yatağı pencerenin kenarına alır mısınız? Yoksa geceleri uyuyamam dedim. Hakan abi bu tehlikeli olmaz mı diye sorunca hemen araya girdim. "hayır hayır camı açıp tehlikeye atmam kendimi. Ama gökyüzünü görmezsem uyuyamam" peki tamam sen nasıl istersen deyince gülümseyip yanağından öptüm. Bana yok mu diye soran Asya ablayı da öptüm. Onlarda birer tane benim yanaklarımdan öptüler. Aşağı indiğimizde Asya abla bana evi gezdirmeye başladı. Bahçeye indiğimizde ise onu beklemeden çiçeklerin olduğu bölüme koştum. Asya abla gülümseyerek yanıma geldi ve beni kucağına alıp salıncağa oturttu. O beni sallarken ben gülümseyip onunla konuşmaya başladım. "Asya abla senin neden çocuğun yok?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kutup Ahteri; Bedensiz (Düzenleniyor)
Teen FictionCehennemi cennetleştirmek kadar imkansızlık gölgesinin kavisli ruhlarıydı onlar... Cenneti cehennemleştirmek isteyen bir adam... Ve adamın cehennemine girmek isteyecek kadar aptal aşık bir kız... Sessiz çığlıkların arkasına gizlenen ölü duygular ru...