Bu bölümü, canım, sevdiğim; Değerli okurlarımdan birine ithaf ediyorum..!
kullanıcıdan bahset ZeynepNurMert2
Zavallı hizmetçi kıza acımıştı. Ve konuşma başlamak için bin bir türlü şey denedi ama bir cümle dahi kuramadı. Hiçbir bir şey aklına gelmedi.
Şimdi tek istediği yalnız kalmaktı.
Anlayamıyordu; beyni bu imkansız olaylarla ilgili tahmin yürütmekten yorulmuştu ve daha da önemlisi neden bunları yaşamıştı? Böyle bir şeyin ne gibi bir amacı olabilirdi? ne kadar düşünmemeye çalışsa da, durup durup gözlerini her kapatışında, aklına geliyordu.
Biri omzuna hafif bir dokunuşla vurup, onu düşüncelerinden uyandırdı.
Rose kafasını kaldırınca Charlie karşısında dikilmiş, elleri ceplerinde durduğunu gördü.
" Daha iyi görünüyorsun."
Charlie yanındaki sandalyeyi kendine doğru çekip oturdu ve merak dolu gözlerini Rose'nin kızgın bakışlarına odaklandı.
O sırada hizmetçi kız mutfaktaki pencereden etrafı bir casus gibi süzüyordu.
Charlie,"sana bazı sorularım olucak, lütfen cevapla, olur mu?" diye söylendi.
Rose yine öfkesinden kudururcasına," Senin işin yok mu? Saman kafalı!"
Charlie kibarlığını bozmadan ve surat asmadan," Gerçekten eğer yardım istiyorsan bunları soracaklarımı, lütfen! Cevapla, bana şimdi herşeyi anlat, bilmek istiyorum."
Rose hâla inadında direnip," Sana ne istiyorsam onu anlatırım."diye ekledi.
Charlie kollarını kavuşturarak, soruları yönelti.
"Şimdi, ilk olarak tek başına ormanda ne işin vardı?"
Rose biraz hüzünlenerek ve dişlerini gıcırtarak,"Tek değildim, sevgilimle beraberdim, keşfe çıkmıştık."
Charlie şaşkınlıkla"Ciddi misin?"
Rose'nin ifadesi ciddileşti, kaşları çatıldı birkaç saniye hiçbir şey söylemeden, Charlie'ye baktı.
"Evet, gayet ciddiyim."
Charlie sanki kızın ona karşı bir şeyler sakladığını sezmişdi, yine de üstüne gitmemeye karar verdi. Sonunda sessizliği bozdu.
"Pekii bunu neden hemen söylemedin? Kayıp ihbarında bulunucaktım."
Rose biraz yumuşarak," Ah, inanın bilinçsizliğim yüzünden aklıma gelmedi, yine de pek geç sayılmaz! Bayım."
Charlie duraksadı"Neden bu kadar gizemlisin?"
"Nasıl yani, neyden söz ediyorsun?"
Charlie kendinden emin bir şekilde" Bir şey saklamıyorsun değil mi?" diye karşılık verdi.
"Öyle olması gerekiyor, burada gerçekten garip şeyler oluyor ve çoğumuz sebebini ise bilmiyoruz..!"
Charlie bir şey anlamadan, oturduğu sandalyeyi itirerek kalktı, içinden;"bu insanların nesi vardı böyle? Diye düşündü.
"Pekala, bu arada hemen kayıp ihbarında bulunucam, bir fotoğrafı var mı?"
Rose" Ah hayır, ama kendisini dilersen, tarif edebilirim."
"Sevgilinin ismi nedir ve kaç yaşlarında..?"
Rose "ismi Bill, yirmi-üç yaşında bir-seksen-beş boylarında..."kısaca en ince detayına kadar tarif etti.
Charlie evden çıktıktan sonra, hizmetçi kız Rose'nin kalacağı odayı gösterdi.
Rose odaya girince duraksadı iyice göz gezdirdi.
Dört köşeli bir oda ve küçük bir şöminesi olan, şirin mi şirin, tek kişilik bir yatak ve büyükçe bir pencere barındırıyordu.
Odanın renk tonu fildişi renginde, pencerenin çekilmiş panjurlarından güneş ışınları saçıyordu bir demet halinde ve bu da odanın içine bir aydınlık sağlıyordu.
Oda soğuk idi, zemin buz kesilmiş gibiydi.Hizmetçi şömineyi yakmak için, hızla odadan çıktı.
Daha sonra Rose, yatağa doğru gidip, oturdu.
Birdenbire hayatı cehennem gibi olmuştu, Bill'i tekrar gözünün önüne getirdi, ızdırap gözlerine saplanmış bıçağın ağzını bastırır gibi acı çekiyordu.
Bill'e ilk karşılaştıkları anı gözlerinde canlanıverdi.
Rose on-üçündeyken, Bil on-dörtdündeydi. Rose yedinci sınıfa, Bill de sekizinci sınıfa başlamışlardı.Okulun ilk günuydü Rose'yi büyük bir heyecan sarmıştı; Öğretmenlerini, aynı sınıfta olacak öğrecileri merak ediyordu, vesaire.
Rose elini yüzünü yıkamak için, karşıda olan kızlar lavabosu ve yanında, bitişiğinde olan, erkekler lavabosu vardı.on metre ilerisinde duran lavaboya gitmek kalabalık içinden, gitmeye çalışırken, güç bela lavaboya yetişmişti.
Lavabonun kapısını açıp adım atmaya çalışırken; karşıdan gelen gür saçlı, mavi gözlü, kumral ve uzun boylu, nefes kesecek kadar yakışıklı, bir o kadar da afacan gözüken bir erkek karşısında belirmişti.
Rose adım atacakken yerinde kalıp donmuştu.
Bill ise; kıza parmağını doğrultup,"Hey! Sen nereden çıktın? Ne yapıyorsun burada?"diye söylenmişti sırıtarak.Rose kıpkırmızı kesilmiş erkekler lavobosuna yanlışlıkla girmiş olduğunu henüz yeni anlayarak gözleri pörtleşmiş, ve yerin dibine girecekmiş gibi olmuştu. Deprasyona girmişti ,gibi zorla birkaç kelime kurabildi.
"Ah, çok affedersin, yanlışlık oldu..!"
Bill"Bak bide, konuşuyor, amazon kızı!"
İşte böyle ve ardından Bill, Rose'ye kabalık ettiğini, anlamış özür dilemişti.
Değerli okuyucularım! Hikayeyi okuyup, eleştiri yaparsanız, gerçekten çok sevinirim.
Umarım yeni bölümü beğenirsiniz, iyi okumalar dilerim..!