Bill'in sesi soluğu kesildi artık bağırmıyordu ve bir kuş gibi uçup gitmişti Rose şaşkınlıktan içinde koşmayı bırakıp duraksadı Bill yoktu Rose o tarafa yine koştu bir süreliğine koştu nafile Bill yoktu. Rose üzüntüden olduğu yerde kaldı ansızın hava kararmaya başladı yeşillikler bir bir yok oluyordu Rose nasıl olduysa küçük bi kafeste olduğunu farketti ve hüsran içinde Bill'in ismini haykırdı.
"Hey sana ne oldu duyuyor musun beni "
Rose gözlerini ağır ağır açtı ve gözlerini tavana dikti daha yeni kendine geliyordu ev sahibi Rose'anın gözlerini açtığını görünce
"Odana gelince yerde boylu boyunca seni baygın gördüm sonra da seni ayıltım"
Rose ev sahibinin sesini duyunca irkildi kabusun etkisinde olmalıydı gözleri yaşardı birkaç damla yaş her iki gözünden aynı hızda yanaklarına aktı . Rose'anin ağzından tek bi laf çıkmadı yerinden doğrulup kalktı elbiselerini tozda kalmıştı malum odası toz içindeydi. Rose içinden o neydi öyle çok korkunç bi kabus gördüm çok tuhaf anlamı ne olabilir merak etti ev sahibi Rose'anın sesi çıkmadığından öfkeli bir biçimde kırmızıya çalan gözlerini Rose'aya doğrultu onun bi kabusun etkisinin pençesinde olduğunu sanki sezmisti. Ardından kaba saba sesiyle "aşağı gel içerisini süpür ve yemek pişir akşam birkaç misafirim olacak itina ile dediklerimi yapmanı istiyorum gecikmeni istemem"
Rose adamın gözlerine bakmaktan korkuyormus gibi ona bakmayarak büyük bir tiksinti duyuyordu.
Ev sahibi büyüktü adımlarla kapıya doğru yöneldi. Ve çıktıktan sonra sertçe kapattı kapıyı.
Rose yine tam bir buhran içindeydi boğuşuyordu ve ne yapacağını bilmiyordu hem gelecek kişiler kim olabilirdi. Bir yandanda aşağıya inip Bill'e karşılaşmak istemiyordu. Onu o halde görünce içi daralıp parçalanıyordu ama yapacak bir şey yoktu.
Rose üstüne çeki düzen verdi gözlerini vahşet içeren tablolardan karşılaşmaktan uzaklaştırıp odasından çıktı aşağı inmek için çok basamaklı olan sarmal merdivenden yavaş adımlarla indi basamak basamak . ev çok sessizdi ve holün ışıkları kapalıydı karanlıktı Rose ışık butonunu aradı görünce bastı ışıklar büyük bir cızırtıyla açıldı Rose bu sessizliğin nedenini anlamak için tüm odaları ve evi aradı onun dışında kimseler yoktu büyük holde "hey kimse evde yok mu?" diye bağırdı holün son metre karesine gelince bir takım acayip sesler duydu ve yavaş yavaş sesleri yükseliyordu Rose olduğu yerde dondu. Hala sesler ardı ardına devam ediyordu ses baya yakınlarda duyuluyordu Rose gelen ses akımına pür dikkat kesildi. Sesler evin bahçesinden geliyor gibiydi Rose hemen iki kanatlı demir kapıyı açıp bahçeye fırladı sesin tam olarak hangi taraftan geldiğini öğrenmek için kulak kabarttı mezarlıklar dikkatini çekti ama yaklaşınca sesin başka taraftan geldiğini anladı tüm bahçeyi taradı bir türlü sesin hangi taraftan geldiğini algılayamadı bahçenin ortasında duraksadı iyice gözlemledi gerçekten tuhaf, anlaşılmayan sesler geliyordu Rose mezarlığın sonunda kurumuş yabani otların içinden gözüne bir şey çarptı o tarafa gitti sesler yaklaşıyordu Rose iyice yaklaşınca bunun üstü kapalı bir kuyu oldugunu gördü emin olmak için kulaklarını kuyunun buz gibi duvarına yapıştırdı
"Ah evet buradan sesler geliyor" diye sesli söylendi. Üstü sacla kapalıydı Rose iki kolunun kuvvetiyle kapağı araladı sesler iyice yoğunlaştı Rose içini merak etti tüm cesaretini topladı içine girdi aşağıya bir merdivenle iniyordu Rose kuyuya girince ince bir ışık demeti çarptı gözüne korkuyla ve usulca ses çıkartmadan yavaş adımlarla aşağıya indi karşısında gözüne siyah ve daire şeklinde içinde ters yıldız sembolü vardı.
