Hikayenin şimdilik belirli bir konusu yok ama güzel bir hikaye olacağını umuyorum. Tamamen anlık bir kararla ortaya çıktı dfhjdfj Burada yazdığım ilk hikaye o yüzden kötü olabilir daha acemiyim. Hikaye bir Luke Hemmings' fanfic onu belirtiyim fdfjkdfkd Neyse bu kadar tanıtım yeter sanırım iyi okumalar herkese ^.^ Umarım beğenirsiniz :*
Jessica'nın ağzından
"JESS, BEN AYRILMAK İSTİYORUM." Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü sanki. Boğuluyormuş gibi hissettim, nefes alamadım. Keşke o an ölseydim. Gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. "N-nasıl yani? Lucas şaka yapıyorsun dimi. Hiç komik değil. " "Hayır Jess ben çok ciddiyim. Ayrılmamız gerekiyor." "A-ama neden Lucas neden?" "Nedenini sorma Jess söyleyemem, lütfen bununla ilgili hiç birşey sorma. Sadece seni hala çok sevdiğimi bilmeni ve beni unutmanı istiyorum." "Seni unutmak mı? Deli misin sen? En az 1 yıl aklımdan çıkmazsın ki. Bu da çok acı çektiricek." "Hayır hayır Jess acı çekmeni istemiyorum. Beni unut, lütfen unut. Benim gibi bir aptalı hatırlamak istemezsin." "Bir anda çıkıp ayrılalım diyorsun ve sonra da beni unut diyorsun. Bu kadar hatıramız varken seni unutmam mümkün mü sence? "Haklısın ama ayrılmamız en doğrusu Jess, lütfen bana kızma." "Senden nefret edicem." dedim gözlerinin içine bakarak. Gözlerini kapattı ve yutkundu. Dudaklarını yaladıktan sonra ellerimi tuttu ve:"Hoşçakal Jessica. Kendine iyi bak lütfen." dedi ve ellerimi yavaşça bırakıp birkaç adım geri gitti. Bense yaşlı ve şaşkın gözlerle ona bakıyordum. Gidiyordu. Ona son bir kez sarılamadan, kokusunu içime çekemeden gitmişti. Beni, bizi, aşkımızı öylece bırakıp gitmişti. Bunu neden yaptığı hakkımda hiç bir fikrim yoktu. Uzun bir süre hiç kıpırdamadan öylece arkasından bakıyordum. Resmen beni terk etmişti. O gözden kaybolunca bende biraz rahatlamak için sahile gittim. İçimden böğüre böğüre ağlamak geliyordu ama ben hiçbirşey yapmadan öylece yürüyordum. Tek yaptığım şey sessizce ağlamak ve boş boş önüme bakmaktı. Telefonumun cebimde titremesi dışında hiçbirşey hissetmiyordum. Elimi cebime atıp telefonumu aldım ve ekrana baktım. Ekranda Luke'la fotoğrafımız vardı. Arayan ev arkadaşım Kelly'di. Telefonu tekrar cebime koydum. Elbette susacak diye düşündüm. Ve çok geçmeden de öyle oldu. Ah size kendimi tanıtmadım dimi. Ben Jessica Lerson. 17 yaşındayım. İngiltere'de yaşıyorum. Deniz kenarındaki kayalıklardan birine oturdum ve denizi seyretmeye başladım. Birkaç saat kayalığın üstünde oturup denizi seyrettikten sonra havanın karardığını ve soğuduğunu fark ettim. Sanırım artık eve gitmem gerekiyordu. Karanlık ve soğuk olmasaydı yürümeyi tercih ederdim ama taksiye binicektim. Zaten halim yoktu. Caddeye çıkınca ilk geçen taksiye bindim ve evin yolunu tarif ettim. Ev çok uzakta olmadığı için çok geçmeden geldim. Taksiciye parasını verdim ve indim. Kelly'nin evde olmaması için dua ediyordum. Kapıyı açtım ve eve girdim. Sanırım Kelly gerçekten evde yoktu. Anahtarı bir kenara fırlatıp yukarı çıktım. Önce ılık bir duş alacaktım. Aynada kendimi gördüğümde berbat bir görünüşteydim. Saçlarım rüzgardan dağılmış, gözlerim ağlamaktan şişmiş ve kızarmıştı. Duş aldım ve sonra pijamalarımı giydim ve uyumak için yatağa girdim. Çünkü sadece uyurken hiç birşey hissetmiyor insan. Uyurken herşey geçiyordu. Telefonumu kapattım ve uykuya daldım. 2 saat sonra Kelly'nin sesiyle uyandım. "Jess seni kaç defa aradım niye açmadın." diye bağırmıştı. Gözlerimi açtığımda Kelly yanıma geldi ve oturdu. Ben de yerimde zorla doğruldum ve:"Telefonumun şarjı bitti kapandı." dedim gözlerimi devirerek. Kelly bu hareketimden ve bu saatte uyumamdan dolayı birşeyler olduğunu anlamış olacak ki elini alnıma koydu:"Aman tanrım Jess ateşler içinde yanıyorsun sen neyin var senin." dedi. "Yok bişeyim Kelly iyiyim ben." "Nasıl birşeyin yok Jess ateşler içindesin." dedi ve yataktan kalktı. Banyoya doğru ilerledi. Ne yaptığına anlam veremeden elinde ateş ölçerle geldi. "Ateşini ölçücez ve eğer çok yüksek çıkarsa doktor çağırıcam tamam mı?" "Hayır Kelly gerek yok." "İtiraz istemiyorum Jess." dedi ve ateşimi ölçtü. "Aman tanrım Jess ateşin 39 derece. Hemen doktoru arıyorum." dedi ve aşağıya indi. Kelly'nin bir akrabası doktordu kesin onu arayacaktı. Adı Jackson'dı sanırım. Kelly 5 dk sonra odaya geldi. "Jack amcayı aradım Jess birazdan gelicek." "Cidden hiç gerek yoktu Kelly iyiyim ben." "Değilsin Jess. Bugün ne oldu sana böyle? Birşey olmuş belli anlamadım sanma. Anlat bakıyım ne oldu?" "Gitti Kelly. Beni böylece bırakıp gitti." "Kim nereye gitti? Hiçbirşey anlamıyorum Jess daha açık konuşur musun lütfen." "O gitti işte, Lucas." "N-nasıl ya? Neden gitti peki?" "Bilmiyorum. Sordum ama nedenini söyleyemem lütfen sorma dedi. Ben ona çok güvenmiştim Kelly. Beni bırakacağına inandığım en son insandı o. Neden böyle birşey yaptığını hala anlamış değilim." Kelly ellerimi tuttu ve konuşmaya başladı. "Üzülme Jess, bırak boşver. Öyle biri için üzülmeye değmez." Ağlamam tekrar başlar. "Ama ben onu hala seviyorum Kelly, lanet olsun ki hala deliler gibi aşığım ona." "O seni sevmiyor ama. Sevseydi bırakıp gitmezdi anlıyor musun?" Ağlamam daha şiddetli bir hal aldı. "Hayır Kelly seviyor. bana beni hala çok sevdiğini söyledi." "Niye böyle bir piçlik yapmış o zaman?" "Bilmiyorum Kelly. Tek bildiğim şey kalbimin çok kırıldığı." Kelly ellerimi bıraktı ve bana sarıldı. "Lütfen yapma böyle Jess, üzme kendini. Ben seni hep neşeli, eğlenceli kız olarak görmeye alıştım. Böyle olmak sana yakışmıyor." der ve göz yaşlarımı siler. "Lütfen ağlama artık." "Elimde değil Kelly. Canım çok acıyor anlıyor musun? Ağlama demesi kolay ama olmuyor işte." "Peki tamam, ağla. en azından rahatlarsın. Ama birazdan Jack amca gelir istersen yüzünü yıkayıp aşağı inelim." "Hayır aşağı inmiycem burda durucam." "Tamam inatçı keçi tamam. O zaman gel yüzünü yıkayalım bari." "Ben yıkayabilirim Kelly, gerek yok. Banyo şurası zaten." "Peki tamam ben burdayım ama kapıyı kilitleme hatta açık bırak gözümün önünde olucaksın." "Tamam Kelly." dedim ve yataktan kalkıp banyoya doğru ilerledim. O sırada zil çaldı. "Jack amcadır ben bakarım." Kafamı tamam anlamında salldım ve banyoya girdim. Birden başım döndü ve gözlerim kararmaya başladı. Her yer gözümün önünde dönüyordu. Lavabodan destek almaya çalıştım ama yere düştüm. Sanırım bayılmıştım.
Bu bölüm bu kadar. Eğer yorum ve vote gelirse devam ederim. Yorum yapmanızı özellikle istiyorum çünkü yorumlarınız benim için çok önemli :D Umarım beğenmişsinizdir ^^
![](https://img.wattpad.com/cover/12145368-288-k499575.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forget or Forgive // l.h
RandomBir tarafta terk edilen bir kız, Diğer tarafta onu terk etmek zorunda kalan bir erkek. İkisi de birbirlerine deli gibi aşık. Genç kız terk edildiği için sevgilisinden içten içe nefret ediyor ama bir o kadar da aşık. Sevgilisinin ondan mecburen ayrıl...