Part 8:"I just want to die."

1.1K 55 23
                                    

Öncelikle bölüm bayaa bir uzun oldu 7 sayfa ama lütfen uzun diye üşenip okumamazlık yapmayın. Zaten nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Okumanızı tavsiye ediyorum ve beğeniceğinizi umuyorum. :3

*****************

Tek hissettiğim kalbimdeki acıydı. O şuan neredeydi, ne yapıyordu, kiminle ne halt yiyordu düşünmeden edemiyordum. Hah, ne kadar acınası bir haldeyim değil mi? Beni terkeden ve şuan yeni sevgilisiyle düşünmek bile istemediğim haltlar yiyen eski sevgilimi düşünüyordum. O gün okulda ona yalan söylemiştim. Umrumda değilsin demiştim, ama umrumdaydı. Hemde kendimden bile fazla umursuyordum onu. Neden böyle birşey yaptığını düşünürken içim içimi yiyordu. Birden bire benden ayrılmak istemesi cidden normal değildi. Gözlerimdeki yaşlar sebebiyle bileğimden damlayan kanları bulanık görüyordum. Bileğime birkaç küçük kesik daha atmıştım. Ben yere çökmüş bu haldeyken kapının zorlandığını duydum, ama umursamadım. Kelly olduğunu biliyorum çünkü.

KELLY'NİN AĞZINDAN

Sonunda aklıma Jess'e bakmak gelmişti. Odasına çıktığımda kapı kilitliydi ben de kapının anahtar deliğini birşeylerle zorladım ve anahtarı düşürüp kapıyı açtım. Odaya girdiğimde Jess yoktu, banyodadır diye düşünüp banyoya gittiğimde Jess yere çökmüş ağlıyordu ve.... Aman Tanrım. Bileğine baktığımda kestiğini gördüm ve kanların oradan aktığını anladım. İnanmıyorum sana Jess. Hemen yanına eğildim ve elindeki jileti aldım.

"Jess, bu halin ne? Ne yaptın sen?"

"Ölmeye çalıştım ama yine beceremedim Kelly, çok komik dimi?" dedi ve güldü. Tanrım, neler oluyor bu kıza?

"İnanmıyorum sana Jess neden yaptın bunu? Ne istiyorsun kendinden?"

"Kendimden birşey istemiyorum ki, sadece ölmek istiyorum Kelly."

"Saçmalama Jess." dedim ve ayağa kalkıp biraz pamuk aldım. Onu az birşey ıslatıp kanı temizlemesi için Jess'in koluna sürdüm. Sonra onu ayağa kaldırdım.

"Onu çok özlüyorum Kelly."

"Biliyorum Jess. Hadi gel." dedim ve onu yatağına oturttum.

"Onu çok özledim Kelly."  diye tekrarladı. Açıkçası korkmaya başlamıştım.

"Hadi biraz yat Jess, dinlenmeye ihtiyacın var bence." dedim ve yorganını kaldırıp yatmasına yardımcı oldum. 

"Biraz daha iyi misin? Canın yanıyor mu?"

"Kalbim acıyor Kelly, başka hiçbir şey hissetmiyorum."

"Tamam, yorma kendini fazla, hadi uyu." dedim ve saçlarını okşayıp alnını öptüm. O da gülümsedi ve gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Bende odadan çıktım ve aşağı indim. Korktuğum başıma gelmişti. Onun için endişeleniyorum. Eğer yetişmeseydim, kapıyı açamasaydım belki de...belki de... Ah, neyse. O ne düşünüyor bilmiyorum ama, ben Luke'tan nefret ediyorum. Onun yüzünden Jess'in kendine zarar vermesine izin vermeyeceğim. Ha, bide şu sigara kokusu var. Jess sigaraya mı başlamıştı? Onu durdurmalıydım. Eğer ona birşey olursa Luke'u kendi ellerimle geberteceğim.

LUKE'UN AĞZINDAN

Daha şimdiden İngiltere'yi, evimi, arkadaşlarımı hatta okulu bile özlemiştim. Tabi Jessica'yı da. Acaba şuan ne yapıyordu? Nasıldı, ne haldeydi? Kiminleydi? Düşünmeden edemiyordum. Ondan haber alamamak beni deli ediyor. 

JESSICA'NIN AĞZINDAN

Yine alarm ve yine bir okul sabahı. Lanetler okuyarak bileğimdeki sızıyla yatakta doğruldum. Üzerimdeki yorgatı itekledim ve yataktan kalktım. Yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Aynaya baktığımda yine berbat görünüyordum. Meraba sokaklardaki esrar bağımlılarına benzeyen Jess. 

Forget or Forgive // l.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin