{9.Bölüm}

160 24 41
                                    

Multi: Yasemin

Diğer iki adam Savaş' ı durdurmak için önüne geçtiler Emir ise bana laf atan adamla dövüşüyordu.
Adamın yüzü gözü kan içinde olmasına rağmen hala itlikten ödün vermiyordu.
Biz ise bir anda kanlı kavgaya dönüşen olayın şokundan çıkmak için çırpınıyorduk. Kendimi toparlayarak ayağa kalktığımda bu olaylar hiç bitmeyecekmiş gibi yada kötü bir şeyle sonuçlanacakmış gibi içimde bir his vardı.

Kavga hiç durmaksızın devam ediyordu Savaş önünde duran adamın bir tanesine yumruk attığında diğeri cebinden kocaman bir bıçak çıkardı.
Gözlerim kocaman açılırken kafedeki umursamaz insanlardan yardım istemeye başladım.
" Lütfen yardım edin "
Emir adamı yere yatırmış hala yumrukluyordu.
" Emir Savaş ' a yardım et " diye bağırırken o da kafasını kaldırıp Savaş' a baktı ve koşrak yanına geldi.
Yasemin " Savaş dikkat et " diye bağırdıktan sonra Savaşın önüne atladı.
Olayalar iyice akıl almaz bir duruma dönüşüyordu.

Ben hala kafedeki insan dışı varlıklardan yardım isterken  Büşra' nın " Yasemin " diye bağırdığını duydum aynı anda arkamı döndüğümde Yaseminin yerde yattığını gördüm.
Koşarak yanlarına gittim ,  Yaseminin karnındaki kocaman bıçağı görmemle kan beynime sıçradı zaten akan göz yaşlarım  bu sefer yüzümü yakarak ilerliyorlardı.

Bıçağın açtığı yara kanıyordu ambulansı arayarak adresi verdim.
Emir Yasemin' i yaralayan adamın önceden yaralı ve kabuk bağlamış yüzüne siddetli bir yumruk atınca yara patlayıp kanamaya başladı.
İçim bir kor gibi yanarken Yasemin' in karnındaki yara ve kocaman bıçak bunu daha da  körüklüyordu.
Ellerim onun kanına bulanmıştı , iyileşmesi için dua ediyordum.
Savaş sinirle çömeldiği yerden kalkıp   önceden yumruk attığı adama tekrar yumruk atarak dudağını patlattı. Diğer iki adam yedikleri dayaktan bayılmışlardı  Savaş elini bir daha kaldırmışken polisler kapıdan girdi ve adam kaçmaya başladı ama Emir kaçmasına izin vermeyerek üçünü de polislere teslim etti.
Ambulansın sirenlerinin çalmasınadan geldiğini anladık ilk yardım uzmaları içeriye girdiğinde Büşra'yla  birbirimize sarılmış donuk bir şekilde,  ara vermeden akan kanı izliyor ve kendimizi kaybediyorduk daha önce hiç bu kadar kanı bir arada görmemiştim.

Canım arkadaşım ölümle peçeleşiyordu o her zaman her durumda gülümsemesi eksik olmayan yüzü şimdi karanlıktı.
Nabzının çok düşük olduğunu ve çok kan kaybettiğini söylüyorlardı.
Görevliler dikkatle sedyeye kaldırıp ambulansa götürürken biz de arkalarından gittik.
Onu kaybedeceğim korkusuyla içim yanıp tutuşurken soğuk soğuk ter döküyordum.
Yasemini ambulansa koyduklarında Savaş ' ta yanına bindi.

Ambulans sirenlerini çalarak yanımızdan uzaklaşırken bunun ebedi bir ayrılık olmadığını tekrarlayarak kendimi avutuyordum.
Bir anda benim yüzümden gerçekleşen kavga Yasemin' in hayatını mahvedecek duruma gelmişti.
Emir hızlıca olanları polise anlatırken biz de yere çömelmiş birbirimize teselli veriyorduk.

" Hepsi benim yüzümden " dedim sessizce fısıldayıp ağlayarak.
Önceden haber vermiş olduğunu düşündüğüm  şöför Emir ' in arabasını  getirerek  arabaya binmemize yardımcı oldu.

Yollar bitmek tükenmek bilmiyordu ara sıra her yer kararıp sonra tekrar aydınlanıyordu.
Her gözüm karardığında iyi olacağına ihtimal bile veremezken bir anda aydınlanıyor içim umut ve huzurla doluyordu.
O iyileşmezse kendimi asla affetmezdim çünkü herşey benim yüzümden olmuştu.
" Benim ,herşeyin sorumlusu benim " dedim kısık sesle
" Hepsi  benim yüzümden"
Emir  her baktığında bana umut veren kahverengi gözünü yoldan ayırıp bana çevirdi.

" Kendinize gelin o iyi olacak "

Büşra' nın donuk gözlerinden akan yaşları silerek " o iyi olacak " diye fısıldadım.
Onu teselli ediyordum ama vicdanım beni rahat bırakmıyordu Büşra' ya sarılıp Emir'in duymaması için sessizce ağlamaya başladım.
Büşra da benim gibi Yasemini kaybetme korkusunu sapına kadar yaşıyordu ağlamaktan gözleri şişmiş ve mosmor olmuştu , ikimizin hali de perişandı.
Titriyorduk nedenini tam da açıklayamadığımız bir korkuyla.

ŞIMARIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin