Sokak Lambası-Bölüm 4

91 12 0
                                    


Bütün dosyaları eski yerlerine yerleştirim. Yavaşça kapıdan kafamı çıkarttım ve etrafta biri var mı diye baktım. Kimse yoktu koridorda. Odadan çıkıp kapıyı kitledim. Hızlı adımlarla yukarı katta odama çıktım. Yatağımın önüne geçtim, olabildiğince kollarımı açtım ve usulca kendimi sırt üstü yatağa bıraktım. Melisin vurulmasından sonra yaşadıklarımı bir bir düşündüm. Önce o katile baktığımda hissettiğim garip o hissi düşündüm. Sonra Baran'ı. Onda bir şeyler vardı. Babamında bildiği bir şeyler. Gidip babama sorsam beni terslerdi. O yüzden sormaktan vazgeçtim. Raftan kullanmadığım büyük boy bir defter aldım. Rastgele bir sayfa açtım. Ve yazmaya başladım. "Baran Rahimi, Zahit'in oğlu ama üvey oğlu. Zahit'in şirketi ile babamın şirketi rakip ama yine birbiriyle iş yapıyorlar. Zahitle ilgili dosyalar ararken babamın dolabında Baran'ın üzerine intikam yazılı resmini buldum. Bir de his var. Kapşonluyu görünce hissettiğim şeyi Baran'a bakınca hissediyorum. Peki Kapşonlu kim? Ablamı vuran kişi." Yazdıklarıma şöyle bir bakıp tekrar okumaya başladım. Her şey çok karmaşıktı. İşin içinden çıkamayınca kağıdı koparıp buruşturdum. Sonra odamdaki çalışma masasının altındaki çöpe fırlattım. Tekrar yatağıma uzandım. 

Odam çatı katındaydı ve tavanında bir cam vardı. Küçük bir cam. Sadece camdan kararmak üzere olan gökyüzüne bakıp düşünüyordum. Neden babam böyleydi. Annem ölmeden önce çok güzel bir ilişkimiz vardı babamla. Ama sonra annem öldü. Babam gitti. Kaçtı. Hep kaçtı. Bizden kaçtı. Bazenleri haftalarca eve uğramadığı oluyordu. Zaten eve geldiğinde de odasına çekiliyordu. Babamdan çok sevgilisi Pınar ablayı görüyordum. O hep bizimle ilgileniyordu. Ama ben babamı istiyordum. Babamın yaptığı hatalar bir bir gözümün önüne geldiğinde yine sinirlenmiştim. Ellerimi saçlarıma geçirip saçlarımı çekmeye başladım. Saç diplerim acıyordu. Ama hala sinirim geçmemişti. Saçlarımdan ellerimi çektim. Baş ucumda duran çekmeceden makası alıp odamdaki banyoya girdim. Aynadan uzunca kendime baktım sonra saçımdan bir tutamı elime aldım ve diğer elimdeki makasla kestim. Yere düşen kesilmiş saçlara baktım. Artık benim saçım değillerdi. Aniden banyonun kapısı açıldı ve bakışlarım saçlarımdan kapıdaki kişiye kaydı. Yaren "Nilay!" diye bağırmasıyla elimdeki makası alması bir oldu. Makası lavabonun içine attı. Sonra uzun kollarıyla vücudumu sardı. Kıvırcık sarı saçları yüzümü kapattı. "Kendine zarar veriyorsun. Bir gün kendine ciddi anlamda bir şey yapmandan korkuyorum. Amcama sinirleniyorsun anlıyorum seni ama kendine zar vermekten vazgeç artık" dedi ve kafasını geri çekip ela gözleriyle gözlerime baktı. Dolmuş ela gözleri, yeşil rengine dönüşmüştü. Ben ise ruhsuz yüzümle ona bakıyordum. Yeren'le kuzendik. Bir birimizi çok seviyorduk ama çok anlaşamıyorduk. Onun çocuksu davranışları ve merakı beni çıldırtıyordu. Benim ruhsuz, cansız davranışlarımda onu çıldırtıyordu galiba.

Yaren üzerimdeki siyah kısa kollu tişörtü çıkarttı. Sonra beni küvetin içine oturttu. Arkam ona dönüktü. Dolabın kapağının açılma sesini duydum. Aradığı şeyi orada bulamamış olsa gerek ki o kapağı kapattı. Yan taraftaki kapağı açtı. Eline aldığı şeyi saçıma soktu ve aşağı doğru kaydırdı. Elindeki taraktı. Güzelce saçımı taradıktan sonra lavabodaki makası aldı. Bazı saç tellerim belime, bazıları omzuma, bazıları da omuzla belimin arasındaki yerlerdeydi. Musluğu açıp ilk saçlarımı biraz ıslattı. Sonra bütün saçlarımı omzunun biraz altında kesmeye başladı. Bir yandan da anladığım kadarıyla kafamı dağıtmak için başka şeylerden bahsediyordu ama ben onu dinlemiyordum. "...senide yazdırdım." dedi. Yine başıma ne dert açtı dermişcesine " Neye yazdırdın beni?" dedim. İlk bir kahkaha attı sonra "Dinlemiyorsun demi yine beni" dedi. Bu kahkahası bana tebessüm ettirmişti. " Kapadokya'ya gezi varmış. Sana sorsam hayır diyeceğini bildiğim için sen okulda yokken yazdırdım seni. Amcamla da konuştum izin verdi o da." diye devam ettikten sonra beni omuzlarımdan tutup kaldırdı ve kendine çevirdi. "Vay. Hangi kuaföre gittin be sen güzellik." dedi gülümseyerek. Arkasını dönerken "Hadi kısa bir duş al. Ben seni aşağıda bekliyorum" dedi ve kapıdan çıkıp gitti.

İNTİKAM GİRDABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin