Motel-Bölüm 5

65 9 0
                                    


Islak saçlarımla okulun bahçesine girdiğimde gördüğüm ilk şey kırk beş kişilik otobüstü. Kırk öğrenci, beş öğretmenle gidilecekti geziye. Geziye genel olarak on birinci sınıflar ve on ikinci sınıflar gidiyordu. 

Elimdeki valizi otobüsün yanında duran uzun boylu, otuzlu yaşlarındaki adama uzattım. Bagajı açıp valizi oraya koydu. Eliyle sırt çantamı gösterip "İsterseniz onu da alayım" dedi. "Yok yanımda dursa daha iyi." dedim ve otobüsün içine girdim. Sağ en öndeki koltukta bayan iki hoca yan yana oturmuş muhabbet ediyorlardı. Sol en önde bayan tek hoca oturuyordu. Diğer iki erkek hoca ise ortadaki kapının önünde oturuyordu. Gözlerim Yaren'i ararken, o iki elini de hava kaldırmış sallıyordu. Sağ tarafta üçüncü koltuğun cam kenarına oturmuştu. Yanına giderken gözüm servisteki diğer öğrencileri süzüyordu. Aradığım kişi serviste değildi. Asık suratla Yaren'in yanına oturdum. Çantamı da yere bacaklarımın arasına koydum ve geriye yaslandım. Yaklaşık yarım saat diğer öğrencilerin gelmesini bekledik. Saat dokuz buçuk da otobüsün kalması gerekiyordu ama saatime baktığımda saat on olmuştu neredeyse. Yolculuk yaklaşık dokuz saat sürecekti akşam yedide falan orada olacaktık ama bu gidişle geç kalacaktık. Saatten kafamı kaldırdığım da otobüse yeni biri binmişti. Baran. "Beklettiğim için üzgünüm" dedi ve en önde tek başına oturan hocanın yanına oturdu. Buradan onu görebiliyordum. Omzunun üstünden bana bakıp gülümsedi. Bende karşılık olarak ona gülümsedim. Sonra çantamdan kulaklığımı çıkartıp kulağıma taktım. Diğer ucunu da telefonuma takıp şarkı listesini açıp rastgele bir şarkı açtım ve dinlemeye başladım.

2 Gün Önce

Baran yerde oturmuş nefes nefeseydi. Yanına gittim. Kolundan tutup ayağa kaldırdım. "Sen" dedim. "Neden? Neden?" diye bağırmaya başladım. Sonra yanağına istemsizce tokat attım. Ellerim zaten acıyordu. Ama artık tek acıyan ellerim değildi. Görüşüm bulanıklaşmaya başlayınca, gözlerimin dolduğu anladım. Beni gözlerimden yaş akarken görmesini istemediğimden arkamı döndüm ve hızlı adımlarla yürümeye başladım ama üçüncü adımımda beni bileğimden tutup durdu. Sonra ani bir hareketle kendine döndürdü. Aramızda yaklaşık bir adımlık mesafe vardı. Ne o kapatıyordu mesafeyi ne de ben. Bileğimi yavaşça bırakırken eli avucumun içine değdi. Ve o acıyla yüzümü buruşturdum. "Noldu?" dedi endişeli bir ses tonuyla. Sonra iki elimi de tutup avuç içlerime baktı. Sokak lambasının altında durduğumuzdan elimi rahatlıkla görebilirdi. Kaşlarını çatarak "Bunu sana o mu yaptı?" dedi. "Hayır kendim düştüm" dedim içimden ama bunu sesli söylemedim.O dediği kimdi? "Kim?" dedim sadece. "Sizin bahçeden atlayıp koşarak kaçan adam." Şaşkın ses tonuyla " Nasıl? Gördün mü onu" dedim. "Evet ama yakalayamadım. Beni duvara itip kaçtı" dedi. Elimle onun arka yönünü gösterip "Bu tarafa mı gitti?" dedim. "Evet" der demez o tarafa doğru koştum. Onu bulmalıydım.

Uzun mesafe koşularına katılıyordum her sene. En iyi derecem ikincilikti. Ve o koşuya katılmak için yaptığım çalışmalar şuan işime yarıyordu. Ama tek sorun o koşularda ayağımda spor ayakkabı oluyordu. Şimdi ise ayağımda peluş terliklerim vardı. Çok uzaklaşamaz düşüncesiyle daha da hızlandım. Ve peluş terliğimin birinin ayağımdan fırlamasıyla kendimi yerde buldum. Arkamdan koşarak gelen Baran yanımda durdu. "Manyak mısın sen?" dedi ve elini kalkmam için bana uzattı. Havada duran eline baktım. Sonra yerden destek alarak kalktım. Onun desteğine ihtiyacım yoktu. Orada beni lafa tutacağına adamın gittiği yeri söyleseydi belki adamı yakalayabilirdim.

Koştuğum için evden biraz uzaklaşmıştım. Saat çok geç olduğundan beni evime bırakma teklifine hayır diyememiştim. Sessizce eve doğru yürürken sessizliği bozan ben oldum. Ona "Bizim evin orada ne yapıyordun?" diye sordum. Yere bakıyordu gözleri, elleri hırkasının cebindeydi. Gülümsedi "Hiç..." dedi. Her hareketini dikkatlice izliyordum. Kafasını çevirip bana baktığında ona emin misin bakışı attım. "Aslında, belki seni görürüm diye gelmiştim." dedi. "Okul çıkışı pek iyi değildin merak ettim. Sonuçta seni öldürmek isteyenler var." diye ekledi ama ses tonu ciddi değildi. Gülümseyerek "Evet o yüzden senden uzak durmalıyım" dediğimde zaten evin önüne gelmiştik. " Görüşürüz" derken el de sallıyordum. Sonra bahçeden kimse görmesin diye aynı şekilde ipe tırmanarak girdim. Tabi söylemesi kadar kolay olmadı.

İNTİKAM GİRDABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin