Zamanın Azalıyor-Bölüm 7

40 9 1
                                    


Bir kaç gündür Nevşehir'deydik. Herkesin keyfi yerindeydi. Yeterince mutlulardı burada oldukları için. Ama ben mutlu değildim. Bu gün otelin açılış yıl dönümü olduğu için, bu gece otelde büyük bir parti olacaktı. Yan sınıftakiler partiye gitmek için hocalardan zar zor izin almışlardı. Yaren de parti için hazırlanıyordu. Ben ise yatak da oturmuş onu izliyordum. Elindeki kırmızı ruju dudağına sürdükten sonra aynadan bana baktı.

"Hadi hazırlansana" dedi.

Sıkıldığımı belli edecek bir nefes aldıktan sonra "Gelmeyeceğimi söyledim ya." dedim.

Rujun üzerine parlatıcı sürdükten sonra oturduğu yerden kalkıp yanıma oturdu. "Beni yalnız mı bırakacaksın? Ben tek başıma ne yapacağım orada? Hiç eğlenceli olmaz sensiz." dedi.

Sonra yüzüme bakıp "Geliyorsun de mi?" diye sordu.

Benden cevap gelmeyince, elleriyle kafamı tuttu ve aşağı yukarı salladı. Gülerek "A-ha kafa salladın. Geliyorsun." dedi ve ayağa kalkıp zıplamaya başladı.

Sonra yatağının kenarında duran siyah elbisesini bana fırlattı. "Bunu giy hadi." dedi.

"Ya ne gerek var elbise giymeye. Pantolon giy-"

"Hayır bunu giyiyorsun." dedi sözümü keserek.

Siyah elbiseyi giyip banyodan çıktım. Yaren elindeki makyaj eşyalarıyla bana doğru yürümeye başladı. "Hayır hayır. O kadar da değil." dedim.

"O zaman sadece rimelle ruj." dedi.

"Hayır sadece rimel." dedim ve elindeki rimeli alıp gardırobun büyük aynasında, kirpiklerime sürdüm. Sonra geri çekilip nasıl olduğuma baktım. Elbisenin boyu diz üstüydü ama çok kısa değildi. Üst tarafı dardı. Elbisenin kolları omuzlarımda duruyordu. Etek kısmı belimin yaklaşık dört parmak yukarısından başlıyordu ve tüldendi, birazda kabarıktı. Yerde duran siyah topuklu botlarımı giydim. Yatağın üzerinde duran telefonumu aldım ve Yarenle beraber odadan çıktım.

Koridorun sonundaki asansöre bindiğimizde, Yaren'in ne giydiğine baktım. Askılı mini bir elbise giymişti. Üst tarafı beyaz ve dar, al tarafı toz pembe ve kabarık olan şirin bir elbiseydi. Kıvırcık saçlarına dokunmamıştı. Yüzünde de hafif bir makyaj vardı.

Yarenle beraber bar sandalyelerine oturmuş meyveli kokteylimizi yudumlarken 'en komik dans eden kim' oynuyorduk. On saniye içinde komik dans eden birini buluyor sonra bir birimize gösteriyorduk. Benim bulduğum onu gerçekten güldürüyorsa ben kazanıyordum ve o da piste çıkıp bir dakika boyunca komik dans etmeye çalışıyordu. Şuan 2-1 ben kanıyordum. İçeceğimin son yudumunu aldıktan sonra yenisini söylemek için barmene döndüğümde, yanımdaki kişiyle göz göze geldim. Bana gülümseyip "Merhaba" dedi. Bu o sakallı çocuktu. Baran'ın arkadaşı olan. Adı neydi diye düşünürken istemsizce "Merhaba" dedim.

"Arkadaşınla beni tanıştırmayacak mısın beni?" diye sordu.

Yaren bize baktı. Sonra elini uzatıp "Yaren" dedi.

"Selçuk" dedi o da eliyle Yaren'in elini kavrarken.

"Selçuk" dedim mırıldayarak. İsim hafızam kuvvetliydi aslında. Nasıl unuttum adını diye düşünürken görüş açıma Baran girdi. Her onu gördüğümde aynı his kaplıyordu vücudumu. Büyük adımlarıyla yanımıza geldi. Selçuk ayağa kalktı ve Yaren'i dansa davet etti. Baran ise Selçuk'un kalktığı sandalyeye oturdu.

"Ne içiyorsun bakalım?" diye sordu.

Meyveli içecek içiyordum resmen. Şimdi ona söylesem gülerdi kesin bana. Daha bir kere bile alkollü içecek içmemiştim ki. Elim deki boş bardağı hafif havaya kaldırdım ve "İçeceğim şimdi bitmişti. Yeni içeceğimi sen seç bakalım da görelim seçimini." dedim.

İNTİKAM GİRDABIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin