"Baekkie'yi istiyorum. Baekkie'yi istiyorum..."
Chanyeol yattığı yerde sayıklayarak ağlayan çocuğu sakinleştirmek için ne yapacağını şaşırmış vaziyette öylece elini kolunu oynatıyordu. Jongin yalnızca karnını tutarak uyuklarken ve Kyungsoo bağırıyor ve 'Baekkie, Baekkie..." diye sayıklıyordu.
Saatini kontrol etti ve Baekhyun'un gelmesine yarım saat kaldığını gördü. Önünde kıvranan çocuklar ve bir de evin halini düşündükçe iyice telaşa düşmüştü. Nereden başlayacağını bir türlü kestiremiyordu.
"Kyungsoo... Baekkie sen böyle olunca ne yapıyor?" diye sordu diğerini eline almaya çalışırken ama Kyungsoo çığlık atarak ondan kaçmış ve ağlamasına devam etmişti.
"Baekkie'yi istiyorum."
"Tamam, Baekkie gelecek ama seni böyle görürse üzülür. Daha önce sana ne yapıyordu, nasıl düzeliyordun?"
Kocaman yatakta yuvarlanarak ağlayan Kyungsoo'yu takip etmek zor, onunla konuşmaya çalışmak daha zordu. Chanyeol dakikalardır onu susturmaya çalışıyordu ama işlem başarısızdı.
"Chanyeol..." diyerek kendisine gelen ve minik ellerini ona uzatan Jongin'e baktı. Onu elleri arasına alıp başını okşarken etrafa bakındı ve dağınıklık gözünde koca bir dağ gibi gözükürken pes etmek, kendisi de hasta olup yerlerde yuvarlanmak istemişti. Belki ev sahibi gelince ona acır ve bir şey demezdi.
Tekrar Kyungsoo'ya baktı. Karnını tutuyor ve başını iki yana hızla sallayarak ağlıyor, sayıklıyor ve belirli aralıklarla çığlık atıyordu. Bir de elindeki Jongin'e baktı. Avucunda usulca yatıyor ve saçları okşanırken sessizce mırıldanıp karnını ovuyordu. İki minik arasındaki fark inanılmazken Chanyeol, Baekhyun'un Kyungsoo ile nasıl baş ettiğini merak etti.
"Pekala, yapacak bir şey yok. O gelmeden evin eski haline dönmesi lazım. Sizi..."
Minikleri nereye saklayacağını düşünürken odada gözlerini gezdirdi fakat olabilir diyeceği bir yer bulamadı.
"Artık bulacağız bir yer. Sen gel bakayım buraya!"
Chanyeol Kyungsoo'ya uzandı. Minik olan ondan kaçmış ve kendisini eline almasın diye baya bir çaba göstermişti. Onu tişörtünden yaklayıp avcunun içine almak Chanyeol'ün beş dakikasını aldıktan sonra ise odadan çıktılar.
Chanyeol odadan çıktığı anda başının üstünden dumanlar tüten bir Baekhyun görmeyi beklemiyordu. Attığı adımı son anda durdurmuş ve ne yapacağını şaşırarak aklına gelen ilk fikirle geri odaya koşmuş ve kapıyı da kilitlemişti.
"Daha vardı. Daha vardı." diye sayıkladı kendi kendine. Elindeki minikleri yatağa fırlattı ve hemen odayı toplamaya başladı. Toplamaktan kastı eline geçenleri dolaba, yatağın altına ve çekmecelere tıkıştırmaktan ibaretken kapıyı yumruklayan kişiyi yok saymaya çalıştı.
"Sana diyorum. Aç şu kapıyı! Bu evin hali ne! Ne yapıyorsun orada! Çocuklar nerde?"
"Baekkie!"
Kyungsoo Baekhyun'un sesiyle birlikte ağrıyan karnını tutarak yataktan atlayıp kapıya koştu.
"Kyungsoo, iyi misin?"
"Karnım ağrıyor."
Minik çocuğun ağlamaklı sesi Baekhyun'un kulaklarına dolduğunda genç adam, daha ne kadar sinirlenebilirim diye düşündü ve kapıya daha sert bir yumruk çaktı. Chanyeol, onda hissettiği kızgınlıkla nasıl baş edeceğinin derdindeydi. Tek çaresininse kapıyı açmak ve tüm sözlere katlanmak olduğunun bilincinde olduğundan pes etti ve kapıya ilerledi. Kyungsoo'yu oradan çekip kilidi açtı ve içeri hızla giren Baekhyun'un kapıyı suratına çarpmasına izin verdi.