▲ 2

2.3K 277 145
                                    

Derli toplu evinin kapısını açıp, cebindeki küçüklerle eve adımlayan Baekhyun, arkasındaki diğer kişiyi unutmuş olmalı ki, yüzüne doğru çarpıvermişti kapıyı. Bir yandan söyleniyor, bir yandan hızlı hareket ederek yeni tanıştıkları parmak çocuğa yapacaklarının listesini oluşturuyordu zihninde.

Gömlek cebinden çıkardığı Kyungsoo ile Jongin'i, girdiği mutfakta masaya çıkarıp koydu ve eğilip, işaret parmağını tembihlercesine uzattı onlara.

"Burada beni bekleyin, bir yere ayrılmak yok, tamam mı?"

İki çocuk da uysalca başlarını salladılar. Ardından Jongin, çekingen bir şekilde ağzını açmıştı ama sinirli görünen Baekhyun'dan korktuğu için Kyungsoo'nun kolundan tutunup onun arkasına geçti. Önündeki, ondan biraz daha kısa olan çocuğun kulağına eğildi.

"Kyungsoo?"

"Efendim?"

"Chanyeol nerede?"

Jongin'in sorusuyla gözlerini büyüten Kyungsoo, arkasındaki çekingen çocuğa bir bakış atıp bir şeyler aranan Baekhyun'a döndü. Gerçekten sinirli ve üstelik de telaşlı görünüyordu. Bu sinirinin, Chanyeol'den kaynaklandığını düşündüğü için ona, onunla ilgili soru sormaya çekinen çocuk tekrar Jongin'e döndü ve ellerini iki yanına açıp omuz silkti. Jongin de buna karşılık suratını aşmıştı. Masaya oturup bağdaş kurdu. Dizlerine yasladığı dirsekleri yardımıyla başını elleri arasına aldı. Chanyeol olmayınca kendini savunmasız hissediyordu.

Kyungsoo üzülen çocukla birlikte yüzünü düşürünce gidip onun yanına oturdu ve bir elini onun omzuna koyarak kendince teselli etmeye çalıştı. Jongin ona dönmüş, dudaklarını büzmüştü ve Kyungsoo da gülümseyerek onun da neşelenmesini amaçladı. Baekhyun'un bağırmasını ya da ona kızmasına göze alarak masanın ucuna koştu sonradan.

Baekhyun, bir oraya bir buraya gidiyor. Kah dolapları açıyor, kah lavaboda bir şeyler yapıyor, eline aldıklarını masaya hızla bırakıp işine dönüyordu. Kyungsoo onun dikkatini çekmek için elinden geleni yapmış, masa da koşarak ona yetişmeye çalışıyordu. Tam beni fark etti diye sevinecekken Baekhyun onun üzerine kumaş atıvermişti ve parmak çocuk karanlığa gömüldü. Şimdi de o sinirlenmişti, Baekkie onu fark etmiyordu.

Üzerine atılan kumaştan kurtulup sıktığı yumruklarıyla ayağını yere vurup bağırdı.

"Baekkie!"

Kızgın, küçük ses kulaklarını doldurduğunda, buzdolabında işi olan Baekhyun şaşkınlıkla arkasına dönüp masaya baktı. Kyungsoo kaşlarını çatmış ona bakıyor ve minik adımlarını sertçe masaya vurarak ona doğru yürüyordu.

"Ne oldu Kyungie?"

"Beni neden görmüyorsun? Sana bir şey demeye çalışıyorum!"

"Oh!"

Kyungsoo'nun bu sevimli haliyle tüm kötü ruh hali uçup gitti genç adamın üzerinden. Ona kızan Kyungsoo'nun gülümseyerek yanına gitti ve işaret parmağıya başını dürtüp ona sataştı.

"Çünkü miniciksin Kyungie!"

Popo üstü düşen çocuk ise daha çok sinirlenip kollarını göğsünde birleştirdi, yüzünü Baekhyun'dan çevirdi. Ardından düştüğü yerden kalkıp Jongin'in yanına gidip oturdu. Jongin, bir an için yanında olmayan Chanyeol'ü unutmuş, onun karşısına oturan Kyungsoo'ya bakakalmıştı. Çattığı kaşları, öne çıkardığı dudakları ve sabit bir şekilde kucağına bakan gözleriyle çok çok çok tatlı duruyordu. Dizleri üzerine kalkıp Kyungsoo'ya doğru emekledi ve ona sarıldı. Kyungsoo şaşırsa da hareket etmedi ve diğerinin yapacaklarını bekledi. Jongin kollarını biraz sıkılaştırıp geri çekilmişti.

FingerSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin