▲ 25

813 123 166
                                    

"Açmıyor mu Baekkie, açmıyor mu?"

Kyungsoo, Baekhyun'un omzunda parmak uçlarında dikilerek onun kulağındaki telefonu dinlemeye çalışırken sordu.

"Bir dakika Kyungsoo? Konuşma bitsin, anlatacağım sana."

"Ya Baekkie, açmıyor mu? Açmıyor mu?"

"Açtılar miniğim ama Chanyeol ile konuşuyorum."

"Jonginnie yok mu? Nini yok mu?"

Baekhyun omzundaki Kyungsoo'yu parmakları arasına alıp kenarında dikildiği masaya bıraktı.

"Kyungsoo'cum, Chanyeol bana şu an neler olduğunu anlatıyor. Jongin uyuyormuş, telefona gelemez. Ben de konuşma biter bitmez sana neler olduğunu anlatacağım. Tamam mı miniğim?"

"Baekkie?"

Baekhyun, masada dikilen, elleri göğsü üzerinde bağlı, ona bilye bilye olmuş gözleriyle bakan Kyungsoo'ya anlayışla baktı ve  "Efendim miniğim?" diye sordu. Bir şekilde olaylara karşı çıkıyor izlenimi verse de anlamıyor değildi ki miniğini.

"Jonginnie yok mu?"

"Ay Kyungsoo!"

Ne var ki parmak çocuğu pek bir laftan anlamazdı yahu!

"Bekle burada, ben içeride konuşup geleceğim."

Baekhyun gittiği an popo üstü masaya düştü Kyungsoo ve ellerini önüne çekip parmaklarıyla oynarken dudaklarını bükmüş bir şekilde beklemeye başladı.

Büyük bir sıkıntı vardı içinde. Jongin'in Chanyeol'ün elleri arasında yatarken gidişini bir türlü aklından çıkaramıyordu. Hem ne demişti Baekhyun? Jongin onların yanına gidip 'beni eve götür' diye ağlamış mıydı? Bu, Kyungsoo ile vakit geçirmek istemediği anlamına mı geliyordu? Ama daha birkaç dakika önce ona oyun oynamak için sormuştu.

Düşündü Kyungsoo. Çenesi elleri arasına alıp tüm gücünü verdi ve düşündü. Jongin'in gitmek istemiş olduğuna nedenler ararken aklı başka başka sorulara kaydı. Kalbinin atışları geldi aklına. Jongin'in kitaba yazdıkları doluştu. Minik bedeni hissettiklerini ağırlığı ile içten içe dolup taşarken derince bir nefes çekti içine.

"Jongin'e kalbimin küt küt attığını söyledim di mi ben?" diye düşündü seslice.

"Acaba onu sevip sevmediğimi Baekkie'ye sormak istedim diye mi kızdı ki bana?"

Dudaklarını kemirmeye başladı minik çocuk. Sonra uzandı masanın üzerine ve küçük kollarını başının altına yastık niyetine koyarken Jongin varken atışları hızlanan kalbinin, o yokken durgunlaşan küt kütlerini dinlemeye aldı.

"Lay de benim arkadaşım ama Jongin'le oyun oynamayı daha çok seviyorum. Lay'i de seviyorum. Jongin'i de seviyorum. Ama Jongin ile daha çok arkadaşım. O zaman Jongin'i daha mı çok seviyor oluyorum? Onu daha çok sevdiğim için de, onu sevmiş oluyorum o zaman. Tamam işte, seviyormuşum ben onu."

Büyükçe ofladı Kyungsoo. Bunu neden Jongin varken fark edememişti sanki. Hemen elleri üzerinde ayağa kalktı ve yumruklarını sıkıp iki yanına indirdi ve bağırmaya başladı.

"BAEKKİE! BAEKKİE ÇABUUUK!"

Minicik sesiyle sesini sahibine duyurmaya çalıştı. Neyse ki Kyungsoo bağırdığı vakit sesi çok çıkıyordu ki Baekhyun anında çıkıp geldi. Nefes nefese kalmıştı.

"Ne oldu Kyungsoo? Bir şeyin mi var?" dedi elleri dizlerinde.

"Hadi, çabuk Jonginlere gidelim. Ona bir şey söylemem lazım."

FingerSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin