Yerüstlü (Askıda)

1-)Normal Bir hayat

Tim esnedi. Uykudan yeni uyanmıştı ve uyanır uyanmaz gidecekleri yere vardıkları ve otele yürüdükleri için hareket halindeydi ve bu onu sadece daha çok mayıştırıyordu. Arkadaşı Michael dostça omzuna vurdu ve

-Vay canına dostum inana biliyor musun? New York! Gerçekten çok şanslıyız. Yani Lotto tutturduk ve şimdi New York'a paramızı çatır çutur harcayacağız. Seni bilmem ama ben bir rüyada olup matematik sınavında uyanmaktan korkuyorum.

-İnan bana bende aynı şekilde düşünüyorum dostum.

Yol boyunca çok konuşmadılar. 30 dakikalık bir yürüyüşten sonra otele vardılar. İlk iş olarak eşyalarını dolaba dizdiler. Sıcaktan bunalan Tim banyoya yüzünü yıkamaya gitti. Aynadan kendisine baktı. Ela gözlü, kahverengi saçlı, uzun boylu 17 yaşlarında  ve biraz zayıf biriydi. Arkadaşı Michael'in aksine Çok çevik değildi. Zaten ihtiyacı da yoktu o genellikle teknolojik şeyleri tercih ederdi. Arkadaşı Michael ise tam zıttı idi. Ortalama boylu, kahverengi gözlü siyah saçlı koyu tenli zayıf biriydi. hızlı ve çevikti spor yapmayı severdi tam anlamıyla kıskanılacak biriydi. Tim kıskanç bir insan olmamasına rağmen ara sıra onu kıskanıp ona özenirdi. Düşüncelerinden temizlendi ve dışarı çıktı odada Michael yatağa uzanmış haberleri izliyordu. Michael

-Haydi kalk etrafı gezelim. Bütün tatilimizi odamızda geçirecek halimiz yok ya haydi gidiyoruz, dedi.

Tim üstünü düzeltti ve dışarı çıktılar. Filmlerin çekildiği setleri ve çeşitli tarihi mekanları gezdiler ünlüleri gördüler hatta birkaçının imzasını almayı başardılar. Günler bu tarz çeşitli aktiviteler yaparak geçip gidiyordu. Belki çok heyecanlı değildi ama kesinlikle mükemmel bir tatildi. Ancak bir gün ormana gitme kararı almışlardı. Normal bir şekilde geziyorlardı taa ki bir kapakcık görene kadar. İlk başta farketmemişlerdi çünkü kapakcık tam anlamı ile çalıların arasında kamufile olmuştu ancak Tim geçerken farketmişti ama nasıl gördüğünü bir türlü anlayamamıştı. Yanından geçerken ses duymuştu ve oraya baktığında kapakcık sanki parlıyor gibiydi. Michael o yanına çağırdı ve kapakcığı gösterdi. Michael kapakcığı gördüğünde çok heyecanlandı ve girmek istedi ancak Tim buna karşı çıktı ama Michael belkide film seti olduğu bahanesini kullanarak Tim'i aşağı inmeye ikna etti. Merdiveni kullanarak aşağıya indiler ve gördükleri manzara karşısında şok oldular. Her yer çok ihtişamlı idi. Altın rengi duvarlar ve içinde başka yerlere açılıyormuş gibi gözüken delikler iyi ve detaylı desenlerle işlenmiş zemin ihtişamlı tavan. Herşeyin ortasında da devasa bir delik vardı. Fantastik bir romandan fırlamış gibiydi. Herşey mükemmeldi. Tim o sırada ağzının açık olduğunu ve yanından bir salya aktığının farkına vardı. Michael'e baktığında da durumunun kendisininkiyle aynı olduğunu fark etti ama kendisinin aksine Michael daha ağzının açık olduğunun farkına varmamış gibi bir hali vardı. Sonunda Tim konuşma cesaretini aldı ve

-Çok ihtişamlı neyse haydi göreceğimizi gördük. Geri dönelim, dedi

-Geri dönmek mi? Dostum saçmalama bence aşağı inmeliyiz.

-Şaka yapıyor olmalısın.

-Hayır yapmıyorum ip bulup yavaşça aşağı inelim.

-Dalga geçiyor olmalısın. Komik değil!
Bu sırada Michael yukarı çıkıp uzun bir sarmaşık aldı ve aşağı sarkıttı.
Tim :

- İşte şimdi saçmalıyorsun. Çabuk dön geri-

Ancak Michael yavaşça aşağı inmeye çalışıyordu ve "Sus!" Diyerek sözünü kesti. Tim sinirlendi ve Michael'in yanına doğru koştu o sırada Michael'in ayağı kaydı ve Tim onu tutmak için ileri atıldı elini yakaladı. Aşağıda yüzlerce yarasa varmış gibi sesler geliyordu. Ancak dengesini sağlayamadı ve ayağı kaydı yere düştü ve Michael artık aşağı doğru sarkıyordu. Tim dayanamıyordu sonunda Tim'in eliyle dayanak aldığı taş kırıldı ve yarasa sesleri ile aşağı düşmeye başladılar.