5-) Gerçekler

90 29 0
                                    

Alyss hafif bir gülümseme ile ikisine bakıyordu. Bir süre sonra Tam konuştu :

-Gösterişe gerek yoktu Alyss,  dedi.

Alyss bunu duymazdan geldi ve kibirli bir tavırla konuşmaya başladı

-Siz ikiniz burada arenada ne arıyorsunuz?  Dedi.

-Yeraltını geziyorduk ve son olarak buraya geldik , dedi Tim.

Bir süre konuşmadan beklediler. Tribünler dağılmaya başlamıştı gösteri bitmişti. Alyss konuşmaya başladı

-Öyleyse geziniz bitti odanıza dönüyorsunuz, riske atılamayacak kadar değerlerisiniz.

Tim yaşıtı olan birinin ona emir vererek konuşmasına sinir oluyordu. Kız prenses olabilirdi ama daha kraliçe olmadığı için emir vermeye hakkı yoktu.

-Benimle emir vererek konuşma! Diye gürledi Tim. Sesi fazla sinirli çıkmıştı.

-Vay canına bak sen ben olsam öyle düşünmezdim. Doğruca odanıza gidiyorsunuz, dedi Alyss.

Bu arada Michael kısık sesle sırıtarak olanları izliyordu.

-Sen neye gülüyorsun! Diye gürledi Alyss.

-Ben şey... Özür dilerim öylesine gülüyordum, dedi Michael sesi utanmış gibi çıkıyordu ki Michael nadir utanırdı.

-Her neyse bunları doğruca odalarına götür Tam, diye emir verdi Alyss.

Tim kızın büyük babasına emir vermesine inanmıyordu. Tam ağzını açtı, Tim onu emir verdiği için azarlayacağını düşünüyordu ancak bunun yerine tam tersi oldu

-Emriniz üstüne prensesim, dedi Tam.
Tim inanmıyordu herkes çok resmiydi ve küçük bir kız büyükbabasına emir verebiliyordu. İçini bir merak kemirmeye başladı ve oradan ayrılınca soracağı şeylerden biri bu olacaktı. Gerçi soracak çok şeyi vardı ama neyse...

Tim, Tam ve Michael arenanın kapısına doğru yürüdüler ve orada n ayrıldılar. Yürüyüş yolunda Tim konuşmaya başladı :

-Nasıl oluyorda prenses olan torunun sana emir verebilir? Diye sordu.

-Sebebini anlatayım... Alyss ailesi ile atıştı ve uyarılarıma rağmen şehrin sınırından çıktı ve dışarıda dolaşmaya başladı. Tabii Kraliçe ve Kral onu takip ediyordu ancak bir süre sonra Crine'lar onları buldu ve saldırmaya başladı. Kral ve Kraliçe kızlarını korumak için hızla ileri atıldılar ancak Crine'ların sayısı çok fazla idi ve 2 kişinin o kadar çok Crine'ı öldürmeleri söz konusu bile değildi. Sonuç olarak Kral Alyss'e Annesinin Drabası Angel' a binmesini söyledi ve moral vermek için geri döneceklerini söyledi ancak geri dönemeyecekleri çok açıktı. Alyss annesinin Draba'sına bindi ve havalanmaya başladı. O havalanmışken ailesi yenik düşmüştü ve Alyss onları daha 7 yaşında ölürken izledi. Bu yüzden Alyss bu kadar katıdır lütfen ona anlayış gösterin. Dedi.

Tim'in kıza olan öfkesi bi anda yok oldu ve yerini acıma duygusu ve hüzüne bıraktı. Bir süre sessizce yürüdüler ancak Michael kendini tutamayıp :

-Peki bizi bu kadar riske atılamayacak kadar değerli kılan nedir? Diye sordu.

-Hmm... Size hayla söylememeleri şaşırtıcı. Herneyse onuda anlatayım. Buranın kurucusu ve ilk kralı olan Smith ölmeden önce bir rüya  gördü ve o rüyada gelecekten kesitler gördü. Bu kesitler ise 2000'li yıllarda buraya 2 insanın geleceğini ve savaşı sona erdireceğini söyledi. Burada bazı düşgörenler -Düşgörenler rüyasında geleceği görenlere denir.- hayla var. Ne kadar nadir olsalarda. Bazıları sizi rüyasında görüyor. Bu yüzden bu kadar değerlisiniz, dedi.

Tim şok olmuştu ve Michael'e baktığında o da aynı durumdaydı. Herşeyi düşünebilirdi ama böyle birşey... Yıllarca düşünse hayatta aklına gelmezdi.

Yol boyunca hiç konuşmadan yürüdüler ve sonunda odalarına vardılar. Tim ve Michael sessizce odalarına girdi ve konuşmak için Tam'ın ayrılmasını bekledikler. Nihayet Tam ayrıldı ve konuşmaya başladılar.

-Dostum inanabiliyormusun? Biz ve savaş... Bu kadarını beklemiyordum ayrıca bizi kukla gibi bi oraya bi buraya götürüyorlar ve istediklerini yaptırıyorlar. Bence buradan-

O sırada Tim kapıda biri olduğunu farketti ve kapının altından baktığında bunun bir muhafız olduğunu farketti. Demek burada öylesine onlara yardım etmiyorlardı. Ayrıca şimdi ise resmen bir esir muamelesi görüyorlardı. Tim

-Kapıda bir muhafız var, dedi

-Vay canına 2 dakika öncesine kadar burada bir konuktuk ve şimdi ise bir esiriz olaylar ne kadar çabuk değişiyor.

-Aynen öyle Michael ama bizi burada hapsetmelerine izin veremeyiz, dedi.

-Aynen öyle ailemizin bizi ne kadar merak edeceklerini düşünsene! Dedi.

Tim'in aklına ailesi hiç gelmemişti. Bir hafta sonra geri Los Angeles'daki evlerine dönmeleri gerekiyordu ancak bir haftayı geçeli 2 gün olmuştu. Kim bilir aileleri onları ne kadar merak ediyorlardı ve endişe duyuyorlardı! Tim hızla Michael'in yanına gitti ve kısık sesle konuşmaya başladı :

-Evet haklısın bir an önce kaçış planı yapmalıyız. Burada daha fazla kalamayız, dedi.

Michael başını sallayarak onayladı ve kaçış planlarını düşünmeye başladılar.

Yerüstlü (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin