10-) Örümcekler

58 23 0
                                    

Tim elindeki meşaleyi havaya kaldırdı. Etrafını tarttı. Kılıcını çekmeye hazır bir şekilde eli kılıcının kınındaydı. Örümcekler çemberi daraltıyordu ama henüz saldırmaya çalışmıyorlardı. Alastair Tim' e fısıldamaya başladı:

-Eğer onları bir yerde toplayabilirsek alev püskürtüp onları yakabilirim fakat tek şansım var tekrar ateş püskürtmem zaman alıyor.

-Pekala, bir fikrim var.

Gruba döndü ve örümceklerin duyamayacağı şekilde gruba fısıldamaya başladı:

-Yandaki duvara doğru ilerleyin. Oraya sırtımızı yaslayacağız. Bir fikrim var.

Yavaşça duvara doğru yaklaştılar. Arkada kalan Örümcekler oradan çekilip önlerine geçtiler ve ön örümcek Yarımay  şeklinde onları köşeye sıkıştırdılar. Ya da örümcekler öyle düşünüyorlardı.
Alastair derin nefesler almaya başladı. Calvin ve Flin yanma tehlikesi yüzünden Alastair'in arkasına geçtiler. Alastair'in gözünden ateşler çıkmaya başladı ve ağzından Dumanlar çıkıyordu. Örümcekler tam ne olduğunu anlamışlardı ki Alastair dev bir alevtopunu üstlerine doğru fırlattı. Örümcekler labutlar gibi devrildiler. Bazıları bağırarak acı acı inliyorlardı. Birkaç dakika sonra sustular ve hepsinin cansız bedenleri yerde yatıyordu. Grup ilerlemeye başladı. Tim Alastair Michael Samuel Flin Calvin ve Angel cesetlerden sıyrılmış karşıda Alyss' i bekliyorlardı. Alyss tam geçmek üzereydi ki 5 örümcek bi anda uyandı ve Alyss'i bacaklarından tuttular. Tim kılıcını çekti ve örümceklerin üstüne doğru koştu. Tüm gücüyle ilk örümceğe saldırdı. Örümceğin kafasına kılıcını geçirdi ve kafasını bedeninden ayırdı. Ikinci örümcek Tim'in üzerine atladı. O an bütün herşey yavaşladı ve örümcek ağır çekimde Tim'in üstüne atlıyormuş gibi oldu. Tim artık sadece kendisini ve örümceği görüyordu. O ve örümceğin zayıf noktalarını. Tim yana kaydı ve örümceğin zayıf gözüne kılıcını sapladı.  Örümcek cansız bir halde yere düştü. O sırada Tim hızla döndü ve Alyss'in üstündeki örümceğe saldırıya geçti. Beklemeden kılıcını kafasına sağladı ve tekme atarak örümceği yana savurdu. Bu sırada Samuel ve Michael diğer iki örümceği indirmişti. Tim Alyss'i kucağına aldı. boynunun yanında derin bir yara vardı ve hızla yarasından kan akıyordu.
Flin hızla yaklaştı ve örümceğin ağı oluşturduğu kısımdan birşeyler çıkardı ve Alyss'in yarasına bastırdı. Kanama yavaşladı ancak durmadı. Bu sırada Calvin de bandaj çıkardı ve Alyss'in yarısını sardı ardından yaraya bastırmaya başladı ancak hiçbişey kanamayı durduramadı. Kan hızla akıyordu ve bütün çabalar boşa gidiyordu. Samuel bağırmaya başladı:

-Angel'ı hazırlayın Alyss' i saraya geri götürüyorum.

-Sana burada ihtiyacımız var. Eğer geri dönersen asla başaramayız,  dedi Samuel'in Draba'sı.

-Peki Alyss'i kim götürecek? Kim Draba sürebilir?

Tim hızla atıldı:

-Ben geri dönerim. Yolu ezberledim ayrıca Draba sürebiliyorum.

-Eğer Tim gidiyorsa bende onla gidiyorum! Diye atıldı Alastair.

-Olmaz burada senin gücüne ihtiyacımız var. O Angel ile gidebilir.

Tim artık onları duymuyordu. Angel'ın sırtına tüm dikkati ile Alyss'i yerleştirdi ve hemen uçmak için Angel'ın sırtına atladı. Calvin konuşmaya başladı:

-Burada sana da ihtiyacımız var Yerüstlü. Bugünde bunu kanıtladın. Alyss' in durumundan emin olduktan sonra geri dönüyorsun.

Tim'in karşı gelecek gücü kalmamıştı. Telaşla cevap verdi:

-Pekala, geri döneceğim!

Angel hızla havalandı. Tim ve Angel sert dönüşler yapıyordu. Bu sırada Tim tüm gücüyle Alyss'i düşmemesi için tutuyordu. Alyss uyanıktı ama kan kaybından dolayı mayışmıştı. Tim onu uyanık tutmalıydı. Bu yüzden konuşmaya başladı:

-Hey hey Alyss uyanık kal az kaldı haydi.

Ama çok etki etmiyordu. Tim Alyss'in dikkatini çekemiyordu. sürekli çabalıyor fakat çok az yarar sağlıyordu. Tim daha dikkat çekici birşey söylemeliydi. Bir süre sustu ve konuştu:

-Hey Alyss hatırlıyor musun bilmem ama sen bana neden tuhaf davrandığımı sormuştun bende rüyayı anlatmıştım. Eh tek sebebi bu değildi. -Derin bir nefes aldı ve devam etti.- Çünkü ben seni seviyorum Alyss.

Alyss'in yüzünde bir tebessüm belirdi. Parlayan mavi gözleriyle ona bakıyordu. Tim onu korumalıydı. Ona birşey olmasına izin vermeyecekti. Asla bir daha asla 'Birdaha HATA YOK!'  Diye düşündü. Alyss cevap verdi :

-Biliyormusun Tim, bende seni seviyorum.

Bunu söyledikten sonra gözleri kapandı ve nefes alıp vermesi yavaşladı. Yaşıyordu ama çok zamanı kalmamıştı. Kalenin surları gözüküyordu. Hızla surlardan içeri girdiler ve saraya uçtular.  Kısa sürede vardılar. Tim Angel'dan hızla
atladı ve Alyss'i kucağına aldı. Sarayın içine doğru koşmaya başladı. Sarayın içine girer girmez:

-Doktor buraya doktor gönderin, diye bağırdı.

Etraflarını doktorlar sardı ve Alyss'i kucağından aldılar ve sedyeye yatırdılar.  Tim hızla bağırıyordu.

-ACELE EDİN!

-Hey dur seninde tedavi olman gerek kolun yarılmış.

Tim o zamana kadar kolunu fark etmemişti. Yara derindi. Büyük ihtimalle ikinci örümcek Tim'in üstüne atlarken olmuştu. Tim doktora kulak asmamıştı. Bağırmaya devam ediyordu. Taa ki sırtında bir acı hissedene kadar. Sırtına sakinleştirici iğne vurmuşlardı ve Tim'in gözleri kapanmaya başlamıştı. Bayılmadan önce son birşey söyleyebilmişti.

-Alyss...

Yerüstlü (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin